Last Updated on 28 Temmuz 2020 by Yaşar Çelik
İleri medeniyet seviyesine erişmiş, sosyal ve kültürel anlamda kendisini geliştirerek sürekli yenileyenlerle bu anlamda daha henüz yolun başında olan toplumların kendi içlerinde yaşadıkları kültür çatışması nedeniyle insanlığa oldukça zaman kaybettirdiği somut olarak ispat edilmiştir.
Hoyratça harcanan zaman
Kültür ve medeniyetler tarihine tanıklık eden toplumların harcadığı bu zamanın ileride telafisinin olmadığını artık anlamanın zamanı gelmiştir. Suni teneffüsler ve yoğun müdahaleler ile ayakta tutulmaya çalışılan toplumun yozlaşmış kültürü, elbette genel çoğunluğu kapsamaz. ‘Nedensiz’ ve ‘Sebepsiz’ başlıkları altında olmuş ve bitmişi tarif etmek, gerçeğin altında yatan nedenleri araştırmadan ve sorgulamadan nihai sonucu ilan etmek, toplumları ileri seviyelere götüremez. Dolayısı ile ETKİ-TEKPİ metotları yeterince aktif ve caydırıcı olmadan negatiften pozitife geçiş sürecinde olumlu sonuç beklemek hayalcilik olur.
Kültür ve medeniyet seviyesi yüksek olan toplumlarda eğitim, bir sosyal olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte ’İNSAN EĞİTİMİ’ ve ’BİLGİ AVCILIĞI’ gün geçtikçe değerini daha fazla hissettiren bir zaruret olarak gözümüze çarpmaktadır. Çünkü eğitim, öncelikle bir hayat programının benimsetilmesi olarak önem arz etmektedir. Hayata ve onun çeşitli yönlerine hazırlıklı olabilmek; insanın ve insandan kaynaklanabilecek çok yönlü tutumları iyi kavrayıp, onlara karşı hazırlıklı olabilmekle mümkün görünmektedir. Bu haliyle eğitim, hayatın esrarına vakıf olmakla eşdeğer bir olgunlaşma süreci sayılabilir. İnsanı; çevresini tanımaya sevk eden en önemli faktör ‘ÖĞRENME’ ihtiyacıdır. Bundan yola çıkılarak, insan için öğrenme ve bilgi: hayatta ilerleyebilmenin ilk şartı olmalıdır.
EĞİTİM KAVRAMININ TANIMLANMASI
Eğitim kavramını birkaç felsefi görüş açısından ele alırken yaygınlıkları dolayısı ile başta IDEALIZM olmak üzere, REALIZM ve PRAGMATIZM olarak sıralayabiliriz. İdealist anlayışa göre eğitim, özgür ve bilinçli insanoğlunun Allah’a olan yükseltici uyum çabalarının bitimsiz sürecidir. Realist anlayışa göre eğitim; yeni kuşaktaki bireylere kültürel mirası aktararak, onları yetişkinler toplumuna uyuma hazırlama sürecidir. Pragmatist anlayışa göre eğitim, bireyi yaşantılarını, yeniden inşa yoluyla yetiştirme sürecidir.
Eğitim; İnsanın, tarihle, tabiatla, toplumla ve kendisiyle olan ilişkilerine anlam veren, düzenleyen, geliştiren öznedir, yapıcılıktır. Bu tariften sonra eğitimin değişik tariflerine kısaca bir göz atalım:
Eğitim, Tedrici olarak insana kazandırılan, yaratılış düzenindeki nesnelerin tam yerlerinin bilinmesi ve tasdikidir.
Eğitim, İnsan şahsiyetini yıkan ve yapan şeylerin bilinmesidir
Eğitim, bir şeyi kademe kademe, tedriç ile kemaline eriştirmektir.
Eğitim, yaşayan bir organizmanın kendi normal çevresi ile karşılıklı etkileşimi denen tecrübeye muadildir.
Eğitim, hem gaye hem de vasıtadır. İnsanı geliştirmeyi hedef aldığı için gaye, bu geliştirmenin bir metodu olduğu içinde vasıtadır.
EĞİTİMİN ANLAMI
Eğitim, insanlığın tarihi kadar eski bir olgudur. Eğitim gerek birey olarak gerekse toplum olarak hayatı sürdürebilmenin neredeyse ilk şartıdır. Eğitim olgusu ilk insanla birlikte ortaya çıkmıştır. Eğitim insanoğlunun yaratılışıyla başlamış, eğitilme ve eğitme yapısında imtihanı bir unsur olarak yer almıştır. Eğitim insanoğlu için ihtiyari bir araç değil, belki de onun varlık nedenidir. Kısaca eğitim, insan açısından, nefes alma, yeme, içme gibi hayati bir ihtiyaç durumundadır. Veya kendi isteği dışında olsa, bir şekilde almaktadır.
Bu anlamda, eğitilmemiş, eğitim görmemiş bir insan bulmak mümkün değildir. İnsanlar bir şekilde, kendi çevre şartları içerisinde eğitilirler; ancak bu eğitim tanımlanmış eğitimle örtüşmeyebilir. Eğitim, hayatı yaşanabilir hale getirmenin sırlarını vermektedir. İnsanlığı körleştirme ve yozlaştırma asıl eğitimden ve gerçek bilgiden uzaklaştırmak suretiyle yapılıyorsa; aynı şekilde aydınlığa ve yüceliğe ulaşmakta eğitime güç vermek ve yatırım yapmakla gerçekleşecektir.
Genç, yaşlı, zengin, fakir, okumuş, cahili, kim ve ne olursak olalım, mutlaka kendimizi ve sorumluluk duyduğumuz kişileri eğitmek ve öğretmek adına her daim zemin hazırlamalıyız.
Unutmayalım; bilgi öğrenilebilir ve öğretilebilir.
Sevgi ile kalın
Can Bekin