Kurban Bayramı’nda ‘güvenli’ tatil için pek çok seçenek var. Öncelikli tercih kısa ve yakın turlar. Acentelerin sosyal mesafeli, hijyen önlemli rotalarında doğa, tarih ve deniz ön planda…
Pandemi önlemleriyle yaşamaya alıştık. ‘Maske, mesafe ve temizlikten’ ödün vermeden hayatımıza devam ederken, artık temel ihtiyaçlarımızdan biri olan tatil yapma fikrine daha sıcak ve güvenle bakıyoruz. Bu üç önemli kuralı tatilimize de adapte ederek deneyimlemek için önümüzdeki ilk fırsat olarak Kurban Bayramı var.
Tur şirketleri ve konaklama merkezleri pandemi önlemlerini en üst düzeyde tutarak bayrama girerken, bunu aldıkları ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ ile belgeliyorlar. 30 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasına denk gelen bayram tatili için tarihi, doğayı, denizi ve kültürü harmanlayan, sosyal mesafeli, izole tatil paketlerine ilgi yüksek. Günü birlik yerlerin yanı sıra iki veya üç gece konaklamalı turlar tercih edilirken; tatilini uzatanlar için bomboş Karadeniz yaylaları çok cazip.
“YENİ KEŞİF KUŞADASI”
Çeri Turizm sahibi ve TÜRSAB Kültür Turizmi İhtisas Başkanlığı Başkan Yardımcısı Erdal Çeri şöyle konuşuyor: “Baharla birlikte tura çıkan gezginler bu yıl pandemi nedeniyle bu süreci evinde geçirdi. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yapacakları turları bugünlere erteleyenler şimdi gezmeye başlıyor. Ayvalık, Assos, Bozcaada bölgeleri bayramda dolu geçecek. Geçen yıllardan farklı olarak bu yaz Kuşadası da en çok yerli turistleri ağırlayan bölgeler arasında yer alıyor. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle yabancı turistlerin gelemediği Kuşadası bölgesindeki oteller cazip kampanyalarla iç turizme daha fazla yer ayırdılar. Efes, Meryem Ana, Şirince üçgeninde gezen yerli turist böylelikle tarih, kültür, doğa ve denizi bir arada yaşama fırsatı buluyor.”
KÜLTÜR TURLARINA İLGİ YÜKSEK
Tatilbudur Kültür Turları Direktörü Şafak Türe, bayramda özellikle üç gece-dört günlük turlara talep aldıklarını açıklıyor. “Covid-19 tedbirlerimizi misafirler gördükçe kültür turlarına olan ilgi daha da artıyor” diyen Türe, bayramda İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere yakın bölgelerin tercih edildiğini belirtiyor. Türe, “Baştanbaşa Karadeniz, Kapadokya, Batı Karadeniz, Sapanca-Maşukiye, Eskişehir-Odunpazarı, İğneada turları, Likya turları en çok tercih edilen bölgeler arasında” diye konuşuyor.
Günübirlik turlarda 119 TL’den başlayan fiyatların olduğunu, en çok 2 bin TL’ye kadar değişen aralıkta fiyatlarla tur sattıklarını kaydeden Türe, “Tüm otobüs ve otellerimiz sürekli olarak dezenfekte ediliyor. Otobüste ve turlarda sosyal mesafe kuralına uyuluyor ve kişi sınırlaması bulunuyor. Tur süresince maske ve dezenfektan dağıtılıyor. Ateş ölçer bulunduruluyor. Otellerde sürekli temizlik, tekne turlarında kişi sayısı kısıtlaması, restoranlarda sosyal mesafe kuralları uygulanıyor” diyor.
Kültür turizminin önde gelen acentelerinden Antonina Turizm Müdürü Sibel Tuna da, “Pandemik kısıtlamalar döneminde hepimiz seyahat etmeyi çok özledik ve anladık ki fırsat varsa gezmek gerek” diyor. Antonina Turizm’in ‘önce sağlık’ diyerek sosyal mesafe kuralları ve tüm ilave tedbirleri titizlikle uygulayarak bayram tatili için hazırladığı dört tur programı önerisini ise şöyle sıralıyor:
FENER-BALAT
İSTANBUL’DA KALANLAR İÇİN
Tuna, 1 Ağustos 2020 Cumartesi günü yapacakları bu turda hem Bizans, hem de Osmanlı döneminin en önemli iskân yerlerinden biri olan Fener semtinin dik yokuşlarını aşındırırken Rum mimarisi şirin evleri, dünyada yaklaşık 250 milyon Ortodoks’a ruhani liderlik yapan tarihi Fener Rum Patrikhanesi’ni göreceklerini anlatıyor. Tuna, “Fener semti, çok eskilerden beri Rum cemaatinin eğitim merkezlerinden birisi konumundaydı. Seferadların hüznünü taşıyan, kozmopolit yapısıyla İstanbul’un ortasında Kudüs havası yaratan, adını Palation, yani ‘saray’ kelimesinden alan Balat semti, sırlarını ziyaretçileriyle paylaşan Nefs-i İstanbul köşesi olarak bu turda sunuluyor” diyor.
TEKİRDAĞ BAĞLARI
GASTRONOMİ MERAKLILARINA
Trakya Bağları’nın hemen her köşesinde ayrı bir cevherin gizli olduğunu vurgulayan Tuna, bölgenin organik, bio-dinamik, yaratıcı ve sürdürülebilir bir eko-turizm hareketine öncülük ettiğini ifade ediyor. Tekirdağ Bağları’nın, uluslararası düzeyde doğal bir gastronomi güzergâhı olarak markalaşan Trakya Bağ Rotası’nın en mutena bölümünü oluşturduğuna dikkat eçeken Tuna, “Tekirdağ bağlarının göz alıcı kır peyzajını mevsimin güzellikleriyle buluşturan bu turu, uzman rehberin özgün anlatımları, tüm üretim aşamaları yerinde görülen bağ ve tesis gezisi ve yemek uyumu ile 2 Ağustos 2020 Pazar günü gerçekleştiriyoruz” diye konuşuyor.
SİNOP-KASTAMONU
DOĞA İLE BAŞBAŞA
Türkiye’nin “en mutlu” insanlarının yaşadığı Sinop’ta görmeye değer çok şey olduğunu söyleyen Tuna, bunları şöyle sıralıyor: “Martıların istasyonu uzun bir rıhtım, müzeler, konaklar, heykeller, hikâyeler ve elbette meşhur Sinop Kalesi ile dehlizlerinde bulunan Tarihî Cezaevi”. Türkiye’nin tek fiyordu olan Hamsilios Koyu, muhteşem Erfelek Şelaleleri ve ülkemizin en kuzey noktasındaki İnceburun Deniz Feneri’ni ziyaret edeceklerini aktaran Tuna, 31 Temmuz-03 Ağustos tarihleri arasındaki turun Kastamonu ayağını da şu şekilde anlatıyor: “Asırlık konaklar, vahşi kanyonlar, ahşap camiler ve elbette deniz ürünlerinden çekme helvasına uzanan enfes lezzetler. Turun finalindeki Küre Dağları, uçsuz bucaksız ormanlarıyla âdeta ruhumuzu arındırıyor. Koruma öncelikli doğal alanlar ağı PAN Parks üyesi Türkiye’deki tek, Avrupa’daki sayılı yerden biri olan Küre Dağları, koynunda muhteşem güzellikler saklıyor.”
EDİRNE-İĞNEADA-LONGOZ ORMANLARI
TRAKYA’NIN GÜZELLİKLERİ
Bir gece konaklamalı, 31 Temmuz-01 Ağustos tarihleri arasındaki bu turun detayları şöyle: Osmanlı’ya başkentlik yapan Edirne, başlı başına dev bir açık hava müzesi gibi. Bu çok katmanlı kültür şehri, Osmanlı’dan bu yana hat ve süsleme sanatlarının aktif olarak geliştirilip öğretildiği bir yer olarak geleneklerine sahip çıkmaya devam ediyor. Kapı komşusu İğneada ise Türkiye’nin en uzun kumsalını, nadir görülen yeryüzü harikası Longoz Ormanları’nı ve muhteşem doğasında Dupnisa Mağarası’nın büyüleyici güzelliğini saklayan benzersiz bir gezi ve keşif alanı. Mimari tekniği ve olağanüstü işçiliğiyle gerçek bir şaheser olan UNESCO Dünya Kültür Mirası Selimiye Camii’nin yanı sıra, Osmanlı’dan miras tarihi yapıları keşfedebilen bu turda yaprak ciğerinden badem ezmesine yöresel lezzetlerin tadına bakıp, sevdiklerinize mis kokulu meyve sabunları alarak mevsimin renklerini ve dingin ruh hâlini yaşatabilirsiniz.
İNÖNÜ YAYLASI
Düş Patikası Turizm’den Asuman Bilgiç Ataç ise, İstanbul’dan uzaklaşmadan doğanın içinde tatil yapmak isteyenler için çok sayıda seçeneğin mevcut olduğunu söylüyor ve doğa yürüyüşlerini kamp ile birleştirerek veya butik otel konaklamalı olarak alternatif tatil seçenekleri sunduklarını anlatıyor. Ataç, “İster ailece, ister arkadaş grubu, isterseniz iş gezisi, gençlik kampı vb. gibi gruplara özel turlar yapıyoruz” diyor. Ataç’ın bayram için önerisi ise İnönü Yaylası. Ataç tur ayrıntılarını şöyle aktarıyor:
“İstanbul’dan Kocaeli Yuvacık bölgesine gitmek 1 saat 10 dakika sürüyor. 30 dakika da Yuvacık’tan İnönü yaylasına aracınızla çıkabilirsiniz. Yayla yolunda Karadeniz bölgesine gitmiş hissine kapılacaksınız. Bölgede yaşayan halkın çoğunluğu Karadenizli ayrıca bölgenin yapısı küçük Karadeniz gibi. Yaylaya vardığınızda geniş düzlük alan ve kamp atabileceğiniz güzel yerler bulunuyor. Burada herhangi bir tesis yok. Yaylanın ortasında yazın bile buz gibi akan çeşme var. Kampınızı kurduktan sonra doğa yürüyüşü yapabilirsiniz. Yuvacık bölgesinde yüzlerce trekking rotası mevcut. Burada tecrübeli iseniz trekking rotalarına girebilirsiniz. Ama eğer rota okuma bilginiz, GPS cihazınız yoksa toprak yoldan sapmadan yayladan diğer yaylaya giden yolda, dağ çileklerinin arasında trekking yapabilirsiniz. Düş Patikası ile geliyorsanız zaten uzman rehberler eşliğinde yürüyüş yapacağınız için bölgeyi ve doğayı tanıyabileceğiniz, bölgenin en güzel trekking rotalarını rehberiniz eşliğine gezebilirsiniz. Bir veya iki gece konaklamalı kamp yapabilirsiniz. Yaylada Temmuz-Ağustos aylarında gündüzleri gölgede üşüyebilirsiniz.”
KARADENİZ YAYLALARI
İzole ve sakin tatil deyince ilk akla gelen bölgenin Karadeniz olduğunu belirten Bukla Tur’dan Okan Yenigün, “Doğanın içinde, küçük otellerde konaklanan, küçük gruplarla gidilen bir tatil istiyorsanız Karadeniz’e bekleriz” diyor. Şu günlerde yaylaların neredeyse bomboş olduğunu öne süren Yenigün, “Yabancı turist ve kitle turizminin getirdiği kalabalıktan eser yok” yorumunu yapıyor. Bukla Tur’un Doğu Karadeniz Yaylaları programlarında, bilinen yerlerin dışında sosyal medyada yer almayan, meşhur olmayan ama bir o kadar da güzel olan yerleri içerdiğini söyleyen Yenigün, şöyle konuşuyor:
“Fırtına Vadisi’nde dört gece, Macahel’de iki gece konaklama yapılan program içinde yayla, göl ve şelalelere kolay ve orta düzeyde doğa yürüyüşleri yapılıyor. Gruplar en çok 14 kişiden oluşuyor. Konaklanan oteller ve transferde kullanılan araçlarda Covid-19 ile ilgili tedbirler uygulanıyor ve gerekli hijyen şartları sağlanıyor.”
Bukla’nın Doğu Karadeniz programında şunlar var: “Manzarası ile nefes kesen Gito, Sal&Pokut Yaylaları, ekolojik yapısıyla ünlü Fırtına Vadisi, Palovit, Maral&Mençuna Şelaleleri, büyüleyici gölleriyle Verçenik Dağı çevresi, Macahel’in köyleri ve yaylaları; Maral, İremit, Camili, Kayalar, tarihi konaklar, köprüler, Rize’nin göz alıcı yaylaları, şelaleler, göller, kaleler ve birbirinden güzel köyler, leziz yöresel yemekler.” (PARA Dergisi)