“Cittaslow” günümüzde en önemli turistik ürünlerden birisi haline geldi. Sakin şehir unvanına sahip merkezlerde çok özel bir butik turizm şekli gelişiyor. Çok özel bir kitle bu tarz yerleri tercih ediyor.
Sağlıksız yiyeceklerin, hava kirliliğinin, tüketim ve pahalılık çılgınlığının çağdaşlık olarak sunulmasına ve küreselleşmeye alternatif olarak İtalya’da ortaya çıkan “Cittaslow” hareketi ağına dahil olan şehirler sayısı azımsanamayacak önemli bir kitle tarafından tercih ediliyor.
Bir kentin Cittaslow olması için Cittaslow düşüncesine uygun hareket etmesi, nüfusunun 50 binin altında olması ve kentin yapılacak değerlendirmeden geçmesi için çevre, altyapı politikaları, sosyal uyum, kentsel yaşam kalitesi gibi kriterlerin sağlanması gerekmekte.
Sürdürebilir turizmin sağlanabilmesi için son derece kısıtlı olan ve yenilenemeyen kaynaklar ile yenilenebilir kaynakların kendini yenileme özelliklerini yitirmeden korunması son derece önemlidir. Sürdürülebilir turizmi, çevrenin bozulmadan korunduğu, kültürel zenginliğin, ekolojik dengenin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların insanların ve turistlerin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayarak gelecek nesillere bozulmadan aktarıldığı bir turizm kalkınma modeli olarak nitelendirebiliriz.
Nitekim; Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1980 yılında yayınlanan Dünya Korumacılığı Stratejisi, 1987’deki Brundtland Raporu bu bağlamda bir takım ilkeler belirlemiştir.
Bunlar; Bütüncül planlama ve strateji geliştirme, Temel ekolojik süreçleri koruma, İnsan mirasını ve bio farklılığı koruma, verimliliğin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuşaklara ulaşmasına izin veren büyüme modelleri, Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında dengenin sağlanması ilkeleridir.
Ülkemiz için ise “Sakin Şehir” kavramı hem turizmde kaliteyi arttırmak hem de çevre dostu korumacı bir yaklaşım ile turizmi sürdürülebilir hale getirmek için olmazsa olmaz gerekliliktir. Bu nedenle “Sakin Şehir” unvanına sahip şehirlerimizin sayısı bir bir artmaktadır.
Akyaka, Eğirdir ve Yalvaç, Gerze, Gökçeada, Halfeti, Perşembe, Şavşat, Seferihisar,Taraklı, Uzundere, Vize, Yenipazar, Mudurnu ve Göynük Türkiye’nin en sakin şehir unvanına sahip yerleri olarak Cittaslow Birliği’ne üyedir.
Sakin Şehir olmanın kriterlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Yavaş Yaşam Sürmek; Hayattan zevk alarak, sevdiklerimizle daha çok zaman geçirerek yavaş ve huzurlu yaşamak, çevreyi korumak ve aceleci olmamaktır.
- Kent Ruhunu Yaşatmak; Şehrin yerel kültürüne, tarihine ve sosyal yaşamına ait olan her türlü sanatsal ve kültürel dinamiği kent ruhunda yaşatmak, kent ruhuna zarar verecek her türlü eylemden uzak durmaktır.
- Yavaş Yemek Kültürü; Tamamen doğal, organik ve doğaya zarar vermeden hiçbir dış etkene maruz bırakılmayan doğal gıdalar ile beslenmektir.
- Sürdürülebilir Kalkınma Modelleri Uygulamak; Kentin kendi kimliği ile yerel üretimle kalkınması mümkündür.Sakin şehir terminolojisinde asıl ve en önemli konulardan biri kentin, geçmişten günümüze kadar gelen ticari hayatının, tarımının ve kültürel hayatının kenti kendi kendine ayakta tutacak ve kalkınmasını sağlayacak düzeyde olmasıdır.Örneğin; Yerel yemekleri, el işi üretimi, tarlalarda üretilerek satılan ürünlerin istihdam sağlaması gibi.
Kısacası, Cittaslow Turizmi ülkemiz turizmini krizlere karşı daha güçlü kılacak, yerelde kalkınmayı sağlarken, tarihi ve kültürel değerlerimiz başta olmak üzere ülkemizin en önemli hazinesi zengin bio çeşitliliğimizin ve doğamızın korunmasını sağlayarak her anlamda ülkemizin kalkınmasını sağlayacaktır. Sürdürülebilir turizm ve sürdürülebilir kalkınma için Sakin Şehirlerimizin sayısının arttırılması gerekmektedir.”
HOTEL BY MFD Consulting Yönetim Direktörü
Mehmet Ferman Doğan