Aylar süren koronavirüs salgını nedeniyle büyük kayıplar yaşayan turizm sektöründe bu yılın kaybedenleri acenteler ve rehberler oldu. Rehberler, 10 bin liralık kredi dışında ‘destek’ göremezken, acente sahipleri ise daralma ve kapatmaların kapıda olduğunu belirtti.
Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan’ın “Turizm acenteleri ve rehberler uzatmaları oynuyor” başlıklı özel haberine göre sektör temsilcileri turizm sektörünü ‘krizlere en kolay giren ama en zor çıkan sektör’ olarak tanımlıyor.
Türkiye turizminin içerisinde bulunduğu durumu ve bu zorlu sürece dair görüşlerini Nuray Pehlivan ile paylaşan Profesyonel turist rehberleri Murat Gün, Ender Pınarbaşı ve acente sahibi Özer Obus, korona’nın sektörü derinden etkilediğinde hem fikirler.
İşte Gazete Duvar’dan Nuray Pehlivan’ın haberinde dikkat çeken o görüşler şöyle:
Rehberler için yakın gelecek de pek parlak değil
“Profesyonel turist rehberi Murat Gün: Her ülke için ciddi bir gelir kalemi olan, ancak insanların ‘ihtiyaçlar listesinin’ sonlarında bulunan turizm, ‘normalleşme’den de payını en geç alacak olmasıyla pandemiden en çok etkilenen sektördür. Rehberler bu sektörün en savunmasız ve en kırılgan unsuru olarak krizlere alışık ancak pandemi sürecine hazırlıksız yakalananlarımız başta olmak üzere, giderek daha çok sayıda meslektaş sektör dışı arayışlara başladı. Rehberler yaygın olarak sanıldığı gibi acente çalışanları değil, serbest meslek erbabıdırlar. Mesleğini bir acentenin bordrolu çalışanı olarak icra eden rehber yüzdesi çok düşüktür. Dolayısıyla rehberlerin büyük çoğunluğu işsizlik sigortası olanağına sahip olmadıkları gibi herhangi bir devlet yardımı da alamadılar. Bu süreçte bakanlık tarafından bir kamu bankasından rehberlere yönelik olarak sağlanan 10 bin liralık -düşük faizli, 6 ayı ödemesiz 30 ay taksit ödemeli- kredi olanağı, alabildikleri tek ‘yardım’ oldu. Yanlış hatırlamıyorsam bu krediden üç bin civarında rehber yararlandı ki yaşanan badirenin yanında pek de hükmü olmayan bu miktara, bu denli ihtiyaç duyulması da rehberlerin pandemiden nasıl etkilendiğinin rakamsal bir göstergesi olabilir. Turizm sırasıyla; huzur, güven ve parayı gerektirir. Pandemi büyük çoğunluktan bu üçünü de aldı götürdü. Turizmin şu dönemdeki kıpırdanmaya başlayan bölümünde rehbere hâlâ pek iş yok. Yani rehberler için yakın gelecek de pek parlak görünmüyor.
‘Ben varım ve sizinleyim’ diyemeyen bir TUREB
Profesyonel turist rehberi ve TUREB Delegesi Ender Pınarbaşı: Üst kuruluş olan Turist Rehberleri Birliği (TUREB)’den ‘rehberlere özel’ diye sunulan ve yaklaşık 3 bin başvuru sonrası bin kişinin bu düşük faizli krediden faydalanamamış olması ve sonrasında aslında bu kredinin çok da özel bir kredi olmayışı kuruluşa olan güveni zedelemiştir. En çok ihtiyaç duyulduğu anda maalesef kurum uzakta kalmış, tabanla iletişim kuramamıştır. Pandemi sürecinde rehberlere ‘Ben varım ve sizinleyim’ diyemeyen TUREB maalesef Ayasofya konusunda da taraf/tarafsız olup tarihe ismini altın harflerle yazdırmıştır! Dünya kültür miras listesindeki bir anıtın müze statüsünü koruması ile ilgili görüş bildirmesi beklenirken, Ayasofya’nın, camiye dönüşmesine sessiz kalması TUREB’ in kendi üyeleri olan odalara ve odalar vasıtasıyla da üyelerine yapmış olduğu büyük bir stratejik hata olarak tarihe geçmiştir.
Bir sektör ölüyor, bizler de ayakta kalmaya çalışarak, uzatmaları oynuyoruz
Acente Sahibi Özer Mustafa Obus: Yeni normalle birlikte bizim işimizde hiçbir değişiklik olmadı. Bırakın normal turist seyahatlerini iş seyahatleri bile hâlâ gerçekleştirilemiyor. Örneğin nisan ve mayıs aylarında bir tane bile fatura kesmedim. Ve benim gibi birçok acente kesmedi. Ama bu süreçte hiçbir gelirimiz olmadığı halde damga vergisi ödedik. Oysaki satış yapamıyor, bilet kesemiyor, otel rezervasyonu yapamıyoruz. Hatta fatura kesmediğimiz gibi geriye dönük ödeme yaptık. Eylül ve ekim ayı arasında müşteri gruplarına kesilen bütün biletler iade edildi. Bunlar çok ciddi rakamlar… Yani bu hastalık sadece 2020 yılını vurmadı. 2019 yılının sonunda yaptığımız tüm satışları da vurmuş oldu. Korona acenteleri bitirdi. Çok sayıda arkadaşım kapatma aşamasına geldi. Bazıları da devletin koyduğu işçi çıkarma tarihini bekliyor. Personel çıkışlarına izin verildiği an kapatmasalar bile işçileri çıkarak küçülmeye gidecekler.
Nasıl başka işlerimizi korunarak yapıyorsak, yine korunarak turizm faaliyetlerini yerine getirebiliriz. Aksi takdirde bir sektör ölüyor ve bir süre sonra her şey normale döndüğünde bu sektör ayakta olmayacak. Çünkü piyasadaki oyuncular yok olacak. Bizler ayakta kalmaya çalışarak, uzatmaları oynuyoruz. Halkın da bunu düşünüp net döviz geliri elde edip ülkeye döviz kazandıran sektörümüze sahip çıkması gerekir. Safları sıklaştırırsak bu krizden de sağ salim çıkacağımızı umut ediyorum.”