Last Updated on 17 Ağustos 2020 by Yaşar Çelik
Yükselen TÜRSAB Hareketi Lideri ve Lite Tour Sahibi Cüneyt Tansu Demir, pandemi sürecinde acentaların yaşadığı sorun ve sıkıntılara yönelik bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.
Cüneyt Tansu Demir’in konuya ilişkin kaleme aldığı yazı şu şekilde:
—O—
Pandemi süreci, uluslararası düzeyde tüm turizm sektörünü etkilemiştir. Özellikle gelir kaynağı turizme dayalı ülkeler olan Akdeniz Çanağı büyük yara almıştır.
Bizim gibi, turizm gelirinin ekonomisinde önemli yer tuttuğu ülkelerde sıkıntı artık acentalardan çıkmış, ülke ekonomisini etkiler hale gelmiştir. Bugün anlaşılmaz bir şekilde ifade edilmiyor olsa da döviz artışlarında, turizm gelirlerinin durmuş olması en önemli nedenlerden biridir. Ülkenin rutin döviz girdisi olsa idi, dövizin bu derece yükselmesi olmazdı.
Ülke ekonomisine yön veren yönetim erkinin bunu hiç ifade etmemesi, ülke ekonomisi konusundaki yetkinliklerini de sorgular hale getirmektedir.
35 milyar döviz girdisini görmemek veya yok saymak anlaşılmazdır.
ACENTALAR DÖNEMİN EN MAĞDUR MESLEK KOLU OLMUŞTUR
Turizmin ülke ekonomisine önemini biz hala öğretememiş, anlatamamış olsak da ekonomi matematiği, ekonomi bürokrasisine çok güzel öğretecektir.
Pandemi sürecinde acentalar, dönemin en mağdur meslek kolu olmuştur.
EKONOMİNİN İSİMSİZ KAHRAMANLARI ACENTALAR
Hangi alanda çalışırsa çalışsın, ister uçak bileti satsın, ister incoming, ister outgoing, ister hac, ister etkinlik turizmi yapsın bu dönemin mağdurları olmuşlardır. Türk ekonomisinin en büyük gelir kalemlerinden birini oluşturan, ekonominin isimsiz kahramanları acentalarımız büyük yara almış, birçoğu sessizce kapılarını kapatmış, umutsuzca beklemeye geçmiş veya sosyal medya platformlarda markasını satışa çıkarmıştır.
SAĞLANDIĞI DÜŞÜNÜLEN KREDİLER
12-13 bin aktif acentanın birçoğu, sağlandığı düşünülen(!) kredilere, şu ya da bu gerekçelerle ulaşamamış, kış sezonundan (yani ölü sezon tabir edilen) çıkan acentalar pandemi izolasyonuyla karşılaşarak, ticari gelir dönemleri başlamadan bitmiştir.
Acentaların bu dönemde yaşadığı sıkıntıların aşılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sektörün bağlı olduğu TÜRSAB çeşitli görüşmeler yapıp, açıklamalarla, demeçlerle süreci yönetmeye çalışsalar da sahaya yansımış, geneli kapsayan anlamda olumlu bir durum yoktur. Söylenen sözler, konuşmalar anın tespitinden öte geçmemiş, çözüm odaklı olmamıştır.
Ülkenin de içinde bulunduğu ekonomik koşullarda, turizm acentalarının ekonomideki yeri iyi anlatılıp, daha erken müdahale edilebilseydi, durum daha olumlu bir hale dönüşebilirdi. Gerçi baştan da belirttiğim gibi, bunun zaten çoktan öngörülebilir olması gerekliydi. Türk turizminin ülke için önemi ve bunun lokomotifi acentalar, krizlerde akla gelecek bir durum olmasa gerektir.
Ayasofya gibi suni gündemlerle, zaten bizim olan bir dünya mirası müzemizi, sanki bizim değilmiş de fethetmişiz gibi bir duyguyla camiye çevrilmesi, hadi Bakanlık için statüko nedeniyle kısmi olarak anlaşılabilir bir durum olsa da TÜRSAB’ın buna, Salda Gölü, Kaz Dağları, Artvin Cerattepe, en son eşsiz güzellikteki Nusretiye Cami’nin önünün kapanması, Galata Kulesi duvar yıkımında olduğu gibi sessiz kalması anlaşılmaz bir durumdur. TÜRSAB’ın varlık nedeni olan acentaların temel kaynağı ülkemizin doğal ve kültürel değerleri ve bunların korunmasıdır.
ATILACAK İLK ADIMLAR
Şu dönemde acenta kredilerinin tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi koşulsuz olması, KGF garantili kredi kapsamlarını, kendi iç bürokratik yapılarında daraltan bankaların denetlenmesi, kredi borcu, SGK ve vergi ödemelerini yapamamış acentaların yapılandırmasının düzenlenmesi, dönem itibarıyla bu ödemelerini tam ve eksiksiz yapmış acentalara ödeme iadeleri yapılması (ki tüm gelişmiş ülkelerde şu an bu yapılıyor), uçak bileti blokajlarında ve charter operasyonlarında acentalara koltuk ve ödeme destekleri yapılması, uluslararası turizm fuarlarında katılımcı acentalara maddi katkı sağlanması, acenta personellerine ödenen, kısa çalışma ödeneklerinin yıl sonuna kadar uzatılması, mutlaka atılacak ilk adımlar olmalıdır.
Dönem, ülkemizi ve sektörümüzü bu sıkıntılı süreçten en az kayıpla aşmasını sağlayacak çözümlerin acil uygulanması dönemidir.
Cüneyt Tansu Demir