Last Updated on 14 Eylül 2020 by Yaşar Çelik
Yazıma başlamadan önce sizlere söylemek istediğim hem kendi hayatımla hem de otelcilik sektörü yazılımlarıyla ilgili bir haberim olacak. 2016 yılından bu yana satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığım teknoloji firmasından ayrıldım. Ayrılış sürecinde karşılıklı olarak dost ve partner kalmayı tercih ettik; bu anlayış ve sağduyu için sizlerin önünde de eski firmam Kod Yazılım’a tekrardan teşekkür etmek isterim.
Sektörel ya da bilgi vericiliği yönünden pek fazla haber ve bilgi niteliği taşımayan haberin sonucunda kendi hayallerim peşinde koşacak zamanı elde ettim.
Şimdiye kadar birçok yazımda sizlere kendimce fütüristtik konular üzerinde bilgi vermek, heyecanlandırmak istedim. Toplamda 10 yılı aşkın tecrübe birikimine sahip olduğumuz eşimle birlikte turizm alanlarına hizmet verecek teknoloji çözümleri firmamızı kurduğumuzdan bu yana birçok tebrik telefonu aldık, bu telefonlar bizi heyecanlandırmakla birlikte omuzlamaya çalıştığımız ağır yükü hatırlattı.
Bizler, ağır işler gerektiren sanayi kollarından en basit işlere kadar el atmış robotlar hakkında ne zaman otelcilik sektörüne el atacak diye konuşurken onlar çoktan sektörün içine girmiş durumda. Hemen akla gelen Japonya’da işletilen insansız otel bu kavrama güzel bir örnek teşkil etse de bu tesis mantığı genel hatlarıyla ele alındığında görülen en büyük eksik ruhsuz olması. Soğuk, mekanik ve duygudan yoksunluğu Google üzerinde yer alan fotoğraflardan gayet açık bir şekilde hissediliyor. En azından ben öyle hissediyorum diyebiliriz.
Bilim kurgu filmleri bir yana robotlar dünyamızı istila etmeyecek. En azından (umuyorum) bizler bu felaketle karşılaşmayacağız.
Fakat robotlarla birlikte uyum içinde çalışacağız. Onlar bizlerin işlerini elimizden almak için değil işlemleri daha hızlı yaparken kendimizi de geliştirebileceğimiz bir gelecek sunuyorlar. Otellerde karşımıza çıkan uygulamalar, el terminalleri, akıllı otel sistemleri bunlara verebileceğimiz en bilinen ve basit örneklerdir. Bu robot işleri ülkemize yavaş yavaş geldiğinde ben daha orta okul yıllarındaydım, her zaman ilginç bir konu olarak kafamı kurcalar, üzerine hayaller kurardım. Her zaman makineler, kendi kendine işlerini yapan cihazlar gelirdi aklıma. Evet şu anda bu tip cihazlar var, bazı arkadaşlarım evlerine kendi kendine temizlik yapan robot süpürgelerden aldılar ve şu an çoğu ardiyelerinin en ücra köşelerinde terk edilmiş durumda.
Peki neden? Bizler kültürel olarak hızlı şekilde her türlü yeniliğe adapte olsak da bu temizlik yardımcısı işi çok tutmadı gibi; çünkü şu an aktif iş yaşamında yeni yeni roller alan bizler (20-35 yaş arası insanlar) daha düne kadar aile büyükleri ev temizlerken zorla ayakları yukarı kaldırılan çocuklarız.
Bizden 1 veya 2 jenerasyon sonrası bu adaptasyon sürecini tamamlayacak hatta belki de robotik teknolojiler adına ülkemizin bayrağını dünyada temsil edecektir. Ama şimdilik en azından benim düşüncem, gördüğüm durum bu şekilde.
O halde otelcilik sektörü özeline geri döndüğümüzde karşımıza ne gibi tablolar çıkıyor. Akıllı kapı teknolojileri, oda kartı ile ödeme yapma, RF ID çözümleri… Kısacası robotlaşma hareketi yazılımdan donanıma uzanan bir süreç. Otelcilikte ise en güçlü robot demek yazılımları en iyi ürün demek değil, kullandığı yazılımlar arasında iletişimi en iyi olan, en stabil ve minimum hata ile çalışan yazılımlar demektir. Unutmamak gerekiyor ki 5 yıldızlı orta halli bir tesisin bütün departmanlarında kullanacağı en az 8 tane yazılıma ihtiyaç vardır ve bu yazılımlar kendi aralarında ne kadar iyi iletişim kuruyorsa o kadar iyi, o kadar kurumsal bir tesissiniz demektir.
Türk otelciler olarak otelcilik teknolojileriyle tanışmamız facit hesap makinelerinin ardından geçen eski usul karbon kağıdına alınarak kullanılan kredi kartlarıyla başlasa da 90’lı yılların başında özellikle yabancı otel yatırımcıların ülkemize yatırımlarıyla hız kazandı, hemen ardından gelen yazılım üretici firmalarla şu an dünyaya otelcilik yazılımı satan bir profile evrildi.
Emek yoğun sektörlerin başında gelen turizm sektöründeki robotlaşma süreci mekanik birtakım değişimleri içerse de asıl robotlaşma yazılımlar üzerinden gerçekleşecek ve bu yazılımlarla uyum içinde, her zaman birbirini tamamlayan insanlarla bir bütün olacaktır. Bence insanların içinde olmadığı turizmde robotlaşma süreci şu anda mümkün olmayacak ve gelecekte bu mümkün olduğunda ise her zaman bir zümre insan ile teması isteyeceğinden niş bir turizm türü olsa da H2H (Human To Human) mantığı her zaman yaşayacaktır.
Çuvaldızı kendime iğneyi de yerli otelcilere batırırsak bu niyetlerden ne kadar ve nasıl faydalanıyor? Evet bütün otellerin öyle ya da böyle kullandığı yazılımlar var fakat bu Corona döneminde de gördüğümüz üzere gerçekten 360 derece, herhangi bir insan eli değmeden hizmet verme işinde yazılımsal olarak iyi bir iş çıkardık mı? Bence tartışmaya açık bir konu. Tabii ki beş parmağın beşi de bir değil ama çok daha iyisini yapabileceğimize inanıyorum.
Ben bu fikre inanarak çocukluğumdan beri otelciliğin, otelcilik yazılımlarının içine bir şekilde girmeye çalışıyorum. Yavaş yavaş benim de aktif olarak katıldığım ve şimdiye kadar çok güzel yollar kat edilen bu yolda hep birlikte çok daha güzel yollar kat edeceğiz. Umuyorum ki bizlerin de Türk otelcilik sektörü bütünsel yazılım çözümleri adına, turizm bilimine ve ülkemiz adına kendimce katkılarım olacaktır.