Kinesis İnşaat AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Orhan Bayrak, 2020 yılına damgasını vuran salgın süreci sebebiyle başka bir boyut atlayan turizm sektöründe şehirlerin marka değerine katkıda bulunan tesislerin ayakta kalacağını söyledi.
Yaz sezonunu yavaş yavaş geride bıraktığımız şu günlerde pandeminin getirdiği çeşitli kısıtlamalarla tanışan sektör, Haziran ayı ile birlikte bir nebze olsun eski ivmesine dönmek için gayret gösterdi. 2020 yaz sezonunu “Bugüne dek üst seviyede dikkat ettiğimiz temizlik ve hijyen konuları, 2020 yılına damgasını vuran salgın süreci sebebiyle yepyeni bir boyut ve önem kazandı. Kısıtlamalar kalkar kalkmaz Alâ Otel’de misafirlerimizi ağırlamaya başladık. Müdavimlerimiz bizi bu sezon da yalnız bırakmadı ve açılışımız itibariyle yüz güldüren bir yaz geçirdik. Ziyaretçilerimizin mahremiyet, üst düzey hijyen ve konfor beklentilerini rahatlıkla karşılayabilecek bir anlayışımız ve altyapımız mevcuttu, bu sebeple süreçte hiç zorlanmadık. Ortak alanların temizlik ve dezenfekte standartlarından personelimizin alacağı önlemlere dek sağlamakla yükümlü olduğumuz hijyen koşullarını eksiksiz yerine getirdik, misafirlerimize yalnızca tatillerinin tadını çıkartmak kaldı. Özellikle Ağustos ayında Alâ Otel’e yoğun ilgi gösteren tüm misafirlerimize yürekten teşekkür ederiz” şeklinde değerlendiren Mimar Orhan Bayrak, gazetemize yaptığı açıklamalarla yakın gelecek için öngörülerini paylaştı. İşte Bayrak’ın açıklamaları:
Alâ Otel sezonu ne zaman kapatacak?
Salgın sebebiyle sektörde yeniden çeşitli kısıtlamalar olması gündeme gelmezse, Alâ Otel daha önce de olduğu gibi 12 ay boyunca açık kalacak. Tesisimiz her mevsim samimi ve kaliteli hizmet anlayışımızdan ödün vermeden hizmet sunabilecek bir donanıma sahip, yalnızca yazın değil her mevsimde burada zaman geçirmek isteyen pek çok misafirimiz var, dileriz kendilerini önümüzdeki aylarda da ağırlamaya devam edebiliriz.
Pandemi süreci genel olarak sizi nasıl etkiledi?
Kemikleşmiş müşterilerimizin 11. yılımızda bize en büyük hediyeleri, hepimizin çok daha titiz davrandığı, hayata başka bir gözle baktığı salgın döneminde bile Alâ evlerini tercih ederek güvenlerini sürdürmeleri oldu. Bu noktada tek üzüntümüz 12 ay boyunca açık olan tesisimizin otoritelerin uygun gördüğü süre boyunca kapalı kalmasıydı. Bu dönem herkesin hayatını yeniden tasarlamasına sebep oldu, biz de Alâ’yı hem kurallara uyan hem de sunduğu konfordan ödün vermeyen bir düzenle yaşatmaya devam ettik. Tesisimizde ufak çaplı fiziksel düzenlemeler gerçekleştirdik, salgın sebebiyle hayatımıza giren bazı ekipmanlara yer açtık, tüm bu çalışmaların estetik ve konfordan ödün vermeden tamamlanmasını sağladık.
Yakın gelecekte bulunduğunuz bölgeyi nasıl görüyorsunuz, öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?
Bilindiği gibi Alaçatı’da birbirinden farklı konsept ve büyüklükte yaklaşık 800 otel bulunuyor. Dar bir bölgede bu kadar çok tesisin varlığı, akıllara kalite ve konfor sorunlarını getiriyor. Yakın gelecekte hem yerli hem de yabancı turistlerin seçimlerini yalnızca “Alaçatı’da olma” fikriyle değil, “hem burada olma hem de iyi işletilen, kaliteyi belli bir standardın üzerinde muhafaza edebilen, bölgenin seçkinliğine yaraşır bir tesiste bulunma” fikriyle yapmaya başlayacaklarını öngörüyoruz.
Bu aşamada Alaçatı ismini koruyabilen, olumlu referanslara özen gösteren, Alaçatı’nın marka değerine katkıda bulunan tesislerin ayakta kalacağına inanıyoruz. Alâ Otel tıpkı geçmişte olduğu gibi gelecekte de örnek alınan hizmet kalitesi, sunduğu imkanlar, samimi yaklaşımı ve asla ödün vermeyeceği misafir memnuniyeti özellikleriyle bir adım öne çıkacaktır. Türkiye’de “erişilebilir fiyatlarla sunulan beş yıldızlı otel konforu” alanında bir eksiklik olduğunu görmüştük, Alâ Otel de şıklık ve konfordan asla ödün vermeyen, kendimize özgü bir ara otel formu oluşturmak üzere çıktığımız bir yolculukla bugünlere geldi. Bölgemizin hak ettiği özeni gösterebilen, benzer hikayeleri olan tesislerin başarılı biçimde Alaçatı’da hizmet sunmaya devam edeceklerini düşünüyoruz.