İzmir’de görülmesi gereken yerler

İzmir turizminin 11 aylık performansı açıklandı

Last Updated on 2 Ekim 2020 by Yaşar Çelik

Tarihi milattan önce 3 bine dayanan, ismini Amazon kadını Smyrna’dan alan Ege Bölgesi’nin incisi İzmir’de görülmesi gereken tarihi, doğal ve mimari güzellikler.

1-İzmir Saat Kulesi

İzmir’de Osmanlı padişahı II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yıldönümünü kutlamak için 1901’de inşa edilen saat kulesi Konak Meydanı’nda bulunuyor. Saat Kulesi, İzmir Hükûmet Konağı, Kemeraltı Çarşısı girişi, Konak Yalı Camii ve İzmir Büyükşehir Belediyesi binası arasındaki alanda yer alıyor. Osmanlı saat kuleleri içinde en estetik görünüşlü ve en zarifi olarak kabul ediliyor. İzmirli mimar Raymond Charles Péré tarafından tasarlanan kulenin saatinin Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından hediye edildiğine dair kayıtlar vardır.

Saat kulesinin önünde fotoğraf çekip, kuşları besledikten sonra, Kemeraltı Çarşısı’na gidip alışveriş yaparken kaybolmadan İzmir’den ayrılmayın. Orada İzmir’in en iyi korunmuş hanlarından biri Kızlarağası Hanı bulunmakta. İzmir’e özel ‘Fincanda Pişen Türk Kahvesi’ni içebilir ve günün yorgunluğunu atabilirsiniz.

2-Kordon Boyu

Alsancak’ta bulunan Kordon, sıcak havalarda İzmirliler için güzel bir buluşma noktası. Çimlerde otururken çiğdem çitlemenin gelenek olduğu Kordon’da deniz havasını içinize çekerken, eşsiz İzmir Körfezi’ni de izleyebilirsiniz. Dilerseniz Kordon Boyunda ki kafelerden birinde kahvenizi içerken, körfez manzarası eşliğinde Ege Denizi’nin nefis balıklarını ve midye dolmasını da tadabilirsiniz.

Hazır Alsancak’ta iken mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri Kıbrıs Şehitleri Caddesi. Kıbrıs Şehitleri’nde mağazaları gezip, Alsancak’ta İzmir boyozunuzun yanında kavun çekirdeği ve badem sütünden yapılan sübyeyi içerken, son dönemlerde oldukça meşhur olan İzmir Bombası’nı da sıcak sıcak yiyebilirsiniz.

Atatürk Müzesi: Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi için şehre gelen Mustafa Kemal Atatürk, binayı çalışma ofisi olarak kullandı. 13 Ekim 1926’da İzmir Belediyesi binayı satın aldı ve Atatürk’e armağan etti. 25 Eylül 1940’ta Atatürk’ün İzmir’e gelişinin on dokuzuncu yıl dönümü olan 11 Eylül 1941’de İzmir Belediyesi tarafından müze olarak açılan binada, Atatürk’ün eşyaları sergilenmekte.

 

3-Asansör

Biri diğerinden 58 metre yüksekte olan Mithatpaşa Caddesi ile, Şehit Nihatbey Caddesi’nin arasında işleyen iki asansörü barındıran asansör kulesidir. 1907 yılında Musevi iş adamı “Nesim Levi (Bayraklıoğlu)” tarafından yaptırılan asansör, birinden diğerine 155 basamakla ulaşılan iki semt arasında hızlı ve kolay ulaşım sağlama amacıyla yaptırılmıştır.

Mithatpaşa Caddesi ve Halil Rıfat Paşa Sokağı arasında 58 metrelik bir yükseklik farkı bulunduğu için bu iki sokak arasındaki ulaşım 155 basamaklı, dik merdivenler aracılığıyla yapılıyormuş.

O yıllarda bölgede oturan Devidas Ailesi’nden bir kişi 155 basamaklı merdivenlerden düşüp ayağını kırınca, ailenin yakın dostu olan Musevi iş insanı Nesim Levi de buraya asansör yaptırmaya karar vermiş. Marsilya’dan getirilen tuğlalarla yapılan ve inşası 1907 yılında tamamlanan asansör, eşsiz bir manzaraya sahip.

Günümüzde İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından eğlence, kültür ve dinlenme mekanı olarak kullanılan Asansör’ün teras bölümünde restoran ve kafeler yer alıyor. İzmir manzarasını daha rahat izlemek isteyenler içinse dürbünler bulunmakta.

Dario Moreno Sokağı: Tarihi Asansör’ün Mithatpaşa Caddesi tarafında ise ismini İzmirli ünlü sanatçı Dario Moreno’dan alan; Dario Moreno Sokağı bulunmakta. Eski adı Asansör Sokağı, olan sokakta ise Dario Moreno’nun bir dönem yaşadığı ev de yer almakta. Buraya ziyaret geldiğinizde, sokakta bulunan kafelerde çayınızı içerken gevreğinizi yemeyi unutmayın.

4- Latife Hanım Köşkü Anı Evi

Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Hanım’a ait olan Köşk Karşıyaka’da bulunuyor. 2005’te Karşıyaka Belediyesi tarafından kamulaştırılan köşk, 19 Mayıs 2008’de müze olarak halka açıldı. Müzede sergilenen Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde Hanım’ın balmumu heykelleri, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından yapıldı. Müze, 2016’da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “özel müze” olarak tescillendi.

Hastalığı nedeniyle İzmir’e gelen Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, son günlerini geçirdiği bu köşkte hayatını kaybetti.

Zübeyde Hanım Kabri ve Parkı: Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın kabri Karşıyaka İstasyondan Soğukkuyu tarafına giden Zübeyde Hanım Caddesi üzerindeki bir parkta yer almaktadır. Kabir, Ferik Osman Paşa Camii avlusu içindedir. Mezarın mevcut şekli bizzat Atatürk tarafından belirlenmiştir. Mezar anıt şeklinde olup, 1940 yılında İzmir Belediyesi tarafından yaptırılmıştır.

5- İzmir Doğal Yaşam Parkı

1937 yılında Türkiye’nin ilk hayvanat bahçesi olarak Kültürpark içerisinde 18 dönüme kurulan Fuar Hayvanat Bahçesi, 2008 yılında Çiğli Sasalı’daki 425 dönümlük alanda Türkiye’nin ilk Doğal Yaşam Parkı’na dönüştürüldü. Geniş bir alana sahip park 120 türden 1,500 hayvan, 3 bin kadar ağaç ve 250 farklı bitkiye ev sahipliği yapmakta. Avrupa’nın en büyük doğal yaşam alanı olan parkta herhangi bir tel ya da kafes bulunmuyor, hayvanların kendileri için özel olarak doğal ortamlarındakine benzer hazırlanan barınaklarda özgürce yaşıyor. Sadece aslan, kaplan ve pumaların bulunduğu alanlar özel camlar ile çevrelenmiş durumda. Ülkemizde doğan ilk fil “İzmir” ziyaret etmeyi unutmayın.

Çocuk Hayvanat Bahçesi’nde, cüce keçiler, Kamerun koyunları, tavşanlar, güvercinler, çeşitli tavuk ırkları, hindi, kangal köpeği ve eşek ile kara ve su kaplumbağaları yaşamını sürdürüyor. Çocuklar bakıcıların gözetiminde beslenme saatlerinde keçi ve atları besleyerek, hayvanlarla bir arada olabiliyor. Okullar, randevu ile Çocuk Hayvanat Bahçesi’ni ziyaret edebiliyor.

 

6-Efes Antik Şehri

Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan Efes, antik bir Yunan liman şehriydi. M.Ö. 7 bin yılına kadar uzanan tarihi boyunca bilim, kültür ve sanatta önemli rol oynayan Efes, antik dünyanın en önemli metropollerinden. Doğu ile Batı (Asya ve Avrupa) arasında başlıca kapı ve önemli bir liman kentiydi. Bu konumunu hiç kaybetmeden gelişmeyi sürdürdü.

Yılda ortalama 1,5 milyon ziyaretçi ağırlayan antik kentteki kazıların geçmişi 125 yıla yaklaşıyor. Henüz tamamı ortaya çıkarılamayan Efes, Anadolu arkeolojisine yeni boyutlar kazandırmaya devam ediyor.

Artemis Tapınağı: Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Artemis Tapınağı, aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis’e ithaf edilmiş tapınak Efes’te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tamamen mermerden inşa edilen tapınak Lidya Kralı Kroisos tarafından başlatılmış 120 senelik bir projenin eseridir. Ancak tapınaktan geriye bugün bir iki mermer parçası kalmıştır.

Celsus Kütüphanesi: Celcus Kütüphanesi M.S. 2. Yüzyıla tarihlenen bu kütüphane, İskenderiye ve Pergamon’dan sonra, antik çağın en önemli kütüphanelerinden biridir. İlk çağ uygarlıklarından olan İyonya döneminde inşa edilen kütüphanenin, zamanında 14 bin kadar kitaba ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir. Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir.

Yamaçevler: Efes Örenyeri sınırları içinde bulunan Yamaçevler, antik kentin Roma dönemine ait yedi evden oluşan bir yerleşim alanı. Bu çok iyi korunmuş evler, Bülbül Dağı eteklerindeki teraslar üstüne inşa edilmiş.

Antik dönemde Efes’in ileri gelenlerinin yaşadığı Yamaçevler bölgesi, Romalılar tarafından yaşam alanına dönüştürülmeden önce Helenistik dönemde mezarlık olarak kullanılıyordu. Yeni yerleşimcileri evlerini inşa ederken, kendilerinden öncekilerden kalan malzemeleri de kullandı. İlk inşa tarihi M.S. 1. yüzyıl olarak belirlenen evler, daha sonraki yıllarda çeşitli ilave değişikliklerle şehir terk edilene kadar kullanıldı.

Meryem Ana Evi: Efes antik kentin üst kapısının yanından geçilerek çıkılan Meryem Ana ören yerinde, küçük bir Bizans kilisesi bulunmaktadır. Burada Hz.İsa’nın annesi Meryem Ana’nın yaşadığına ve öldüğüne inanılır. Hristiyanlar tarafından kutsal sayılır ve ziyaret edilir, hastalara şifa aranır, adaklar adanır. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde Papa VI.Paul’un 1967 deki ziyaretinden sonra her yıl Ağustos ayının 15. gününden ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.