TRT Radyo bir gün ötesi Programına katılan, Mavi Bayrak Programı Ulusal Koordinatörü Almıla Kından Cebbari, soruları yanıtladı.
Geçtiğimiz günlerde 27 Eylül Dünya Turizm Günü’nü kutladık. Dünya Turizm Günü’nün 2020 teması ise “Turizm ve Kırsal Kalkınma”. Bu güne özel olarak neler söylemek istersiniz?
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından turizmin dönüşüm ve yaratıcı gücünün yıllık kutlamasını ifade eden Dünya Turizm Günü, turizmin büyük şehirlerin dışında fırsatlar sağlama ve tüm dünyadaki kültürel ve doğal mirası korumada oynadığı benzersiz rolü kutlamak için 2020 yılını “Turizm ve Kırsal Kalkınma Yılı” ilan etti.
Covid 19 pandemi sürecinde ise kırsal kalkınma ve turizm ilişkisi çok daha önem kazandı. Kırsal alanlarda daha sakin, açık havada ve doğada bulunmak istiyor artık herkes. Tabii burada temiz ve güvenli olan yerlere dikkati çekmek gerekir. Ayrıca kırsal alanlar ekonomik veya çevresel krizlere, şehirlere nazaran daha hassastır ve güçlendirilmeleri gerekir. Bu nedenle hem yaşamsal varlığımız hem de ekonomik ve sosyal bir olgu olan turizmin sürdürülebilirliği kırsal alanların dayanıklılığı ve korunmasına bağlı olduğu için bu yıl özellikle bu konu gündeme alınmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Covid-19 Pandemisi ve Turizmde Dönüşüm başlıklı açıklamasında “Bu kriz aynı zamanda turizmin toplumlarımızla, diğer ekonomik sektörlerle ve doğal kaynaklarımızla ve ekosistemlerimizle nasıl etkileşime girdiğini yeniden düşünme fırsatıdır; daha iyi ölçmek ve yönetmek için; faydalarının daha adil dağılımını sağlamak ve karbon nötr ve daha dirençli bir turizm ekonomisine geçişi ilerletmek için bir fırsattır” demiştir.
Dünya Turizm Örgütü, dünya genelinde turizme yöne veren bir Birleşmiş Milletler kuruluşu olarak amacı sürdürülebilir ve evrensel olarak erişilebilir turizmi teşvik etmektir. Uluslararası alanda Dünya Turizm Örgütü’nün söylemleri turizm camiası tarafından takip edilir ve dikkate alınır.
Peki kırsal kalkınma nedir? Turizm ve kırsal kalkınma arasında nasıl bir ilişki var?
Kırsal kalkınma kısaca kırsal kesimde yaşayan vatandaşların kendi yöresinde sürdürülebilir iş ve yaşam koşullarına ulaşması temel amacı doğrultusunda, tarım ve tarım dışı istihdam imkânlarının artırılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması, sosyal ve fiziki altyapının güçlendirilmesi, kırsal çevrenin ve doğal kaynakların korunması gibi alanlarda kırsal bölgelerin geliştirilmesidir.
Turizm odaklı kırsal kalkınma ise birçok insanın yaşamını ve ayrıca dünyanın sürdürülebilirliğini önemli ölçüde etkiler, doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlar, yerel ürünlerin üretiminin teşvik edilmesini sağlar, yerel halkın kentlere göç etmesini engeller, şehir ve kırsal alanlardaki kültürel farklılıkların azalmasını sağlar, kültürel miras ve değerlerin korunmasına destek verir ve yerel halkın yaşam kalitesini yükseltir. Ziyaretçi ve yerel halkın barışçıl ve empati duygularını da geliştirerek eşitsizliklerin azaltılması konusunda güçlü bir bağ kurulmasına katkı sağlar.
Bu unsurların hepsi bildiğiniz gibi sürdürülebilir kalkınmanın temel yapı taşlarından.
Turizmin kendisi kırsal kalkınmayı destekleyen bir unsur olarak geliştirilebilir ve bu şekilde geliştirildiğinde hem yerel halk ve kültürlere, yerel doğal değerlere ve sonunda küresel olarak baktığımızda tüm dünyaya katkı sağlar. Aynı zamanda kırsal kalkınma kendi içerisinde turizm ürünü yaratma potansiyelini de barındırır.
Mevcut haliyle ise özellikle kitle turizminin ağırlıklı olduğu ülkemizde kırsal kalkınma olmadan turizmin tedarik zinciri sürdürülebilir olmayan ve karbon ve su ayak izi çok yüksek tedariklere yöneliyor.
Kırsal turizmde öne çıkan yerel ürünlerin üretimi, arıcılık, sütçülük, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği ve yöresel el sanatları ve yöresel ekonomik faaliyetler, aslında turizmin sürdürülebilir gelişimini sağlıyor. Turizmin olmazsa olmazı yiyecek-içecek kısmı iyi tarımla doğrudan ilişkili. Yani doğal tarım alanlarının, doğal yaşamın ve kırsal özelliklerin korunması turizm için kritik bir öneme sahip.
Bu nedenle turizm bölgelerinde arazi kullanımları ve yeni yatırımlar planlanırken mutlaka kırsal kalkınmayı gözetecek ve koruyacak, kırsal kalkınma odağı mevcutta yok ise geliştirecek şekilde planlama yapılması gerekiyor. Doğanın ve biyolojik çeşitliliğin korunması ile turizmin en önemli hammaddesi de korunmuş oluyor.
Mavi Bayrak’ın kırsal kalkınma ile turizme ve sürdürülebilir kalkınmaya nasıl bir katkısı var?
Mavi Bayrak, ayrım gözetmeksizin yeterli kriterleri taşıyan her türlü plaj, marina ve turizm teknesine ödül olarak verilebiliyor. Yani sadece otellere verilen bir ödül değil. Ülkemizde oteller ve marinalar rekabet avantajı sağlaması ve tercih sebebi olması nedeniyle halk plajlarına göre biraz daha önden gitti ve kriterleri sağlamada önemli aşamalar kat ettiler.
Bizim Vakıf olarak yürüttüğümüz turistik tesisler için bir uluslararası eko-etiket programımız daha var, Yeşil Anahtar. Yeşil Anahtar Ödülü’nde de benzer şekilde yerel ürünlerin kullanımı, yerli halkın bilinçlendirilmesi ve çevresel faaliyetlere entegrasyonu da içine alan çok kapsamlı kriterleri ile kırsal kalkınmaya destek olunuyor.
Biz bu standartların herkes için ulaşılabilir ve yaygın olması için uğraşıyoruz. Yani sadece turizm ve şehirleşme anlamında gelişmiş yerlerde değil, kırsal olarak nitelendirebileceğimiz kitle turizminden uzak bölgelerde de olması için çaba sarf ediyoruz. Mavi Bayrak’ta kriter endüstrileşme değil, doğal, kültürel ve çevresel-sosyal değerlerin korunması ve eğitim olduğu için söz konusu koruma ve gelişim kriterlerini yerine getirenler hem kalkınıp hem de ödüle sahip oluyorlar.
Burada yerelde belediyeler, turizm örgütleri ve çevre derneklerinin katkısı çok önemli. Çünkü her iki ödül programı da bulunduğu yörede belli bir standarda erişmek için hem sürekli çabalamayı gerektiriyor hem de eğitim yoluyla yerel halkın ve turizm tesis çalışanlarının bilincini arttırarak sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlıyor.
Mavi Bayrak, ödül sürecine girenler için doğayla uyumlu, çevreyi tahrip etmeden ve hatta hali hazırda var olan bozulmaların rehabilitasyonu için bir vizyon ve öneri planı sunarak turizmi ve yerel kalkınmayı olumlu yönde etkiliyor.
Yeşil Anahtar Ödülü de benzer şekilde ve kıyı alanları dışındaki kırsal alanlarda ödüllendirme yaparak turizmin ekonomik, sosyal ve çevresel faydalarından kırsal kesimin de yararlanmasına olanak sağlıyor. Dünya Turizm Örgütü bu yıl en iyi örnekler arasında Yeşil Anahtar Ödüllü kırsal turizm tesislerini de gösterdi.
Bunlar tabii ki Mavi Bayrak ve Yeşil Anahtar ödüllerinin konaklama tesisleri, marinalar ve tekneler için pazarlama ve rekabet avantajlarının yanındaki bulunduğu yöreye sağladığı asıl katma değerleri.
Ülkemizin durumuna baktığımızda 486 ödüllü plaj sayısı ile dünya üçüncüsüyüz ancak henüz ödüllü halk plajı sayısı istediğimiz seviyede değil. Otellerin kullandığı plajlarda yakalanan standardın halk plajlarında da sağlanmaya çalışılması bile yerel-kırsal kalkınmayı çok olumlu yönde etkiliyor. Bunu biz saha çalışmalarında çok net görüyoruz.
Halka açık umumi yerlerin gelişimi, kitle turizminin kırılganlıklarını ve oluşan ekonomik katma değerin adil bir şekilde yöre insanına da dağıtılmasını ve bu şekilde yöre insanının da bulunduğu çevreyi koruyarak sürdürülebilir turizme sahip çıkmasına yol açacaktır. Eğer yerel halkın, kırsal kesimin gerekli entegrasyonu ve insana yakışır iş ve yaşam koşullarına erişimi, turizmdeki ilerleme ile eşgüdümlü gitmezse, söz konusu turizm tesislerinin uzun vadede sürdürülebilirliği sağlaması da mümkün olamayacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın söz konusu bakış açısını yakalayarak yüksek standartlarda halk plajları açmaya başlaması bunun güzel bir örneğidir. Bu örnekten yola çıkarak belediyelerin de halk plajlarına ve belediye marinalarına da aynı özenle yaklaşmasını ve önemli birer yerel-kırsal kalkınma aracı olarak görmelerini umuyoruz.
Turizmde kırsal kalkınma ve yerel entegrasyon turizm yörelerinde oluşan katma değerlerin yöre insanı ile paylaşılmasını sağlar ve bu da yöre insanının bulunduğu çevreyi korumasına ve sürdürülebilir turizme katkı sağlamasına yol açar.
Bu nedenle turizm faaliyetlerini sadece ekonomik açıdan ele almak yerine çevresel ve sosyal etkileri ile bir bütün olarak ele almak, uluslararası gelişmeleri takip etmek gerekir.
Mavi Bayrak ve Yeşil Anahtar Ödülü gibi dünya çapında kabul görmüş ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve UNESCO gibi kuruluşların desteklediği programların içerisinde yer almak turizm ekseninde sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak açısından katılımcılara eğitim ve gelişim olanakları sağlar.
Ekim ayı içerisinde 2021 için Mavi Bayrak Ödülü için ve ilerleyen günlerde de Yeşil Anahtar Ödülü başvurularını almaya başlayacağız ve bu süreçte sistem içerisinde yer alarak tesisini ve yöresini geliştirmek isteyenler için Türkiye Çevre Eğitim Vakfı-TÜRÇEV’i aramaları, web sayfamız ve sosyal medya hesaplarımızı takip etmelerini öneririz.