Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Patara Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarını ve Patara’nın önemini anlattı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2020’yi “Patara Yılı” ilan etmesiyle birlikte antik kentte hızlanan kazı çalışmalarını ve bölgenin turizmdeki büyüyen önemini Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık, RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
32 YILLIK KAZI SÜRECİ
Prof. Dr. Işık “Kazının başlama tarihi 1988, dolayısıyla 32. kazı yılımızdayız. İlk günden itibaren ben de ekibin içinde yer aldım. 2009’dan bu yana da başkanlık görevini yürütüyorum. Kurucu kazı başkanımız Fahrettin Işık hocadır, hepimizin hocası ve eğiticisidir. Türkiye’nin kuşkusuz yetiştirdiği en büyük arkeoloji alimlerinden birisidir. Kazının zor zamanlarını bıraktık mı arkamızda? Hayır, Patara son derece büyük bir antik kenttir.
ÖNÜMÜZDE 200 YILLIK BİR ZAMAN VAR
Daha önümüzde kentin tümüyle ortaya çıkarılabilmesi için ve korunarak geleceğe aktarılabilmesi için 200 yıllık bir zaman var. Şöyle düşünün, Pompei 1748’de başladı kazılmaya ve hala devam ediyor. Efes 1925 yıllarında başladı. 32 yıl aslında bir kazı için son derece genç bir dönem ama biz bu süre içinde büyük işler yapmayı başarabildik, mutluyuz” ifadelerini kullandı.
“300 BİNE YAKLAŞAN ZİYARETÇİ BEKLENİYOR”
Prof. Dr. Işık, Patara’nın turizme dair geleceğini “Bu yılın teması olarak ilan edilmesi ile tanınırlığı katlanarak arttı. Pandemiye rağmen ziyaretçi rekorları kırıldı. Yerli ziyaretçi sayımız inanılmazdı. 300 bine yaklaşan ziyaretçi bekleniyor. Çok ciddi miktarda bilet satışı yapıldı. Büyük bir gelir bekleniyor. Bu bizi çok sevindiren bir unsurdur. Patara tema olarak seçilmeden önce Google’da site sayısı 2 milyon geliyordu ise bu 5 milyona çıktı. Umut ediyoruz ki pandeminin normale dönmesiyle burası çok önemli bir destinasyon olacak” sözleriyle değerlendirdi.
“ÖNCE KORUMA SONRA TURİZM ÇÜNKÜ TURİST KORUNAN YERE GELİR”
Beraberinde korunması gereken bir tabiatı barındırdığını belirten Işık, korumanın önemini şöyle vurguladı:
“Patara sadece arkeolojisi ve tarihiyle var olan bir kent değil. Bakmaya doyamayacağınız bir doğaya yuvalanmış bir antik kenttir. Bizim gözümüz kadar koruduğumuz doğal güzelliklerimiz var burada. “Caretta caretta”larımız ve endemik bitkilerimiz var. Bütün koruma çalışmalarımızı bu antik kenti tarihi dokuyu ve doğal dokuyu koruma değeriyle bakıyoruz. Hepsi bütüncül bir açıyla korunmak zorundadır. Önce koruma sonra turizm çünkü turist korunan yere gelir.”
—O—
Haberin tamamını okumak için tıklayınız.