Site icon Turizm Günlüğü

Uzay Gastronomisi: Geleceğin anahtarı uzayda ne yiyeceğiz?

Ekmeğin 1985’ten beri Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) temel bir malzeme olduğunu biliyor muydunuz?

Son yıllardaki uzay uçuşlarına gösterilen ilginin artması ile küresel anlamda yeni arayışlar içerisine girilmiştir. Bu da beraberinde uzay turizmi, uzay turu, uzay gastronomisi gibi yeni kavramları getirmiştir. NASA’nın şu an yaptığı planlamayı gözlemlemediğimizde 2030’lu yıllarda ve sonrasında insanları Mars’a göndermeyi planladığını görmekteyiz (Wilson, 2016). Fakat akıllara insanlık için hayati önem taşıyan yemek yeme olayının nasıl çözüleceği sorusu gelmektedir. İşte burada devreye JAXA (Japonya’nın uzay ajansı) girmektedir. Bu şirket uzayda gıda üretmenin zorluklarını aşabilmek için yeni gıda teknolojilerini geliştirme amacında olan Space Food X girişimini başlatmıştır (Space Food X, 2019).

İnsanlığın ilk uzay çalışmalarına başladığı 1961 yılından günümüze kadar geçen 60 yıllık süreçte birçok gelişim kaydedilmiştir. Bu gelişmeler hep söz ettiğimiz Mars’a yaşamak gerçeğinin çok yakında gerçekleşeceğinin kanıtıdır. Bu süreç içerisinde nasıl birçok gelişim gerçekleştiyse insanlığın yeme-içme ihtiyacının uzayda karşılanması durumu da gelişim göstermiştir. Gelin uzayda yeme-içme ihtiyacı nasıl gelişmiş ve ilerde hangi planlar yapılıyor birlikte inceleyelim (https://gastromani.org/2020/06/10/uzay-gastronomisi/).

#TGilekeşfet önerisi: Uzay turizmi: Dünya dışı bir turistik gezi mümkün mü?

2024’TE AYA TEKRADAN GİDECEĞİZ PEKİ AY’DA NASIL BESLENECEĞİZ?

ABD 2024’te Aya gitmek için geri sayıma başlamışken bizim akılımıza ilk gelen sorularda biri peki orada ne yiyeceğiz ne içeceğiz? Artemis görevi kapsamında ve gelişen teknoloji ile uydumuz Ay’daki tüm sırları çözebilmek için sadece 4 yıl daha bekleyeceğiz. Tabi ki burada asıl amaç Aya’da tekrardan inebilmek değil Ay’da tamamen kalıcı olabilmek (https://www.spacemagturkiye.com).

İnsanoğlu 1961 yılında yapmış olduğu 108 dakikalık uçuşla birlikte uzayda yemek yiyebilmektedir. 1961 yılında ABD ve Rusya kaynaklı olan araştırmalar hem güvenli hem de kolay tüketilip az atık ile kullanılmaya çalışılan ambalajlarda besleyici gıdalar geliştirme çabasındadır. Fakat uzay aracında soğutma imkanları yetersiz olması nedeniyle, buradaki pek çok gıda ortam sıcaklığına uygun olarak hazırlanmaktadır. Uzay uçuşlarında kullanılan yiyecekler daha çok dondurulup kurutulan veya konserve şeklinde hazırlanan gıdalardan oluşmaktadır.

Yuri Gagari’in 1961 senesindeki uzay uçuşundan sonra gerçekleşen uzayda beslenme gelişimi günümüze kadar birçok gelişim sağlamaya devam etmiştir. Gelin bu gelişim sürecini inceleyelim;

İŞTE TARİH SÜRECİ İÇERİNDE GELİŞEN UZAYDA BESLENME!

Mercury Projesi (1961-1963): ABD’nin uzaya insan gönderdiği ilk uzay projesidir. Fakat kısa bir uzay uçuşu olması sebebi ile çok fazla yiyecek içeceğe ihtiyaç olmamıştır. Bunun sebeplerinden biri de uçuşta görev alan astronotların uçuş öncesi yeterli beslenme tüketimini gerçekleştirmesidir. Mercury astronotları katı maddeleri çiğneyebilme, yutma ve sıvı gıdaları içme gibi testler gerçekleştirerek uzayda beslenmenin ilk katkılarını sağlamışlardır. Bu görevlerinde yiyecekleri tek ısırıkla yemeyi ve diş macunu gibi alüminyum tüpler içerisinde sıvı gıdaları tüketmeyi öğrenmişledir (Deveci ve Deveci,2018).

Gemini Projesi (1965-1966): Gemini projesi NASA’nın Ay’a bir adım daha yaklaşması için gerçekleşmiştir. Projede uçuş süresinin arttırılması ile bu program uçuş sürecinde beslenmenin önemine değinildiği ilk proje olarak nitelendirilmiştir. Bu projede uzayda beslenmenin gelişim sürecini incelediğimizde özellikle çeşitliğin arttırılması ve paketleme yönteminin gelişimidir. Projedeki yiyecek ve içeceklere örnek verecek olursak; üzüm ve portakal suyu, tarçınlı tost ekmeği, meyve kokteyli, çikolata, hindi eti, elma püresi, kremalı tavuk çorbası, karides, sığır eti, tavuk, pilav vb. sayabiliriz. Projede yiyecekler çoğunlukla dondurularak kurutma tekniği ile hazırlanmıştır (Deveci ve Deveci,2018)..

Apollo (1968-1972): Bu projede Gemini’de kullanılan benzer yiyecek paketleme tekniği kullanılmıştır. Fakat yiyeceklerin çeşitliği öncekilere göre çok fazla olduğu söylenmektedir. Yiyecekler plastik kap veya paketlerde korunmuştur. Yemeden önce paketin içerisine su püskürtme tabancası ile su eklenmiştir. Bundan sonraki aşamada ise paketin üzerindeki plastik fermuar açılarak veya kesilerek dünyadaki gibi kaşıkla tüketilmiştir. Apollo projesinde gerçekleştirilen uçuşta astronotlar kahve, domuz pastırması, mısır gevreği, omlet, sandviç, çikolatalı puding, ton balıklı salata gibi ürünleri tüketmişlerdir. Bunun yanı sıra bu projede yer alan astronotların uzayda sıcak suya sahip olan ilk kişiler olduğu bilinmektedir (Deveci ve Deveci,2018).

Skylab (1973-1974): Skylab ABD’nin ilk uzay istasyonudur. Skylab’da gerçeklesen beslenme deneyimi diğerler uçuşlara göre biraz daha farklılık göstermiştir. Skylab’ın laboratuvarında dondurucu, ısıtma tepsisi, buzdolabı ve bir masa yer almaktadır. Yani tıpkı evde yemek yeme gibi bir deneyim yaşanması sağlanmıştır. Tek fark ise yer çekimsiz ortamda bunu gerçekleştirmektir. Tam 112 gün 3 astronotun beslenmesi yeterli tedarik sağlanmıştır (Deveci ve Deveci,2018).

Space Shuttle (Uzay Mekiği) (1981-2011): Bu projede daha öncesi uçuşlara göre paketleme ve donanımlar geliştirilerek dünyadakine benzer hale getirilmeye çalışılmıştır. Astronotlar kendi zevklerine uygun olarak onaylanmış menüleri seçmişlerdir (Deveci ve Deveci,2018).

International Space Station (Uluslararası Uzay İstasyonu) (1999-halen): Bu projede yer alan astronotlar dünyanın çeşitli ülkelerinden oluşmaktadır. Bu nedenle yiyecek ve içecekler uluslararası nitelikte hazırlanmıştır (Deveci ve Deveci,2018).

International Space Station mürettebatı çeşitli ülkelerden gelen astronotlardan oluşmaktadır. Bu sebeple yiyecek ve içeceklerin uluslararası nitelikte olduğu belirtilmektedir. Yiyecek-içeceklerde Amerika, Rus, Japon, Avrupa, Kanada gibi ülkelerin mutfaklarından örnekler bulunmaktadır. Astronotların üç yüzden fazla yiyecek-içecek çeşidine sahip olduğu da belirletilmektedir (Deveci ve Deveci,2018).

NOT: Daha fazla bilgi için Journal of Tourism and Gastronomy Studies tarafından yayınlanan, “Uzayda Beslenme ve Gelişim Süreci Üzerine Teorik Bir Değerlendirme” isimli makaleye ulaşabilirsiniz…

UZAYDA MARUL YETİŞTİRMEK Mİ?

Aslında işler ilk olarak 1997 yılında Rus uzay istasyonu Mir’de ilk uzay bitkisi olan şalgamın filizlendirilmesinden sonra değişmiştir. 2013 yılına gelindiğinde ise NASA astronotları ISS’de özel bir plastik torba kullanarak kabak yetiştirmeyi başarmıştır. 2017 yılında ise Villanova astrobiyoloji öğrencilerinin başlattığı ‘Mars Bahçeleri Programı’ ile komşu gezegen koşullarında yetiştirilebilecek sebzeler araştırılmaya başlandı. Günümüze kadar 45 farklı bitki test edildi. Bazı bitkilerde uygun yapay ortam sağlanması koşulu ile özellikle şerbetçi otu ve arpa tohumlarında olumlu sonuçlar elde edildi (https://gastromani.org/).

Yine NASA 2015’te uzayda marul yetiştirmeyi başarmıştır. Bu da gelecekte Mars ve Ay’da yaşam için gıda sistemlerinin gelişimi için önemli bir adım olmuştur. NASA astronotu Scott Kelly tarafından yetiştirilen marul kırmızı, yeşil ve mavi led ışık altında sadece 33 günde yetiştirmiştir (https://www.haberler.com).

ISS’deki astronotlar tarafından geliştirilen marul sayesinde daha önceki hazırlanan yiyeceklerde çok az olan potasyum, K, B1 VE C vitamini içeren yiyecekleri üretmeye bir adım da yaklaşılmıştır (http://blog.itunovatto.com.tr).

PEKİ SİZCE UZAYDA NE YİYECEĞİZ?

2019 yılında Dortmouth Üniversitesi’nin fütürist öğrenciler ekibi ‘Mars Serası Projesi’ ile NASA’nın 2019 BIG Idea Challenge ödülünü kazandı. Bu proje, hidroponik tarım yöntemi (topraksız tarım) baz alınarak oluşturulan yapay seralar sayesinde 8 farklı ürün ile Mars’ta tarım yapmanın mümkün hale gelmesini planlıyor. Bu ürünler; lahana, soya fasulyesi, tatlı patates, patates, brokoli, çilek, buğday ve yer bademi (https://gastromani.org/).

NASA’nın amacı insanları 2030’larda Mars’a göndermektir. Dolayısıyla gelecekteki uzay yolcuları için deneyimlerin tasarımında nasıl bir fark yaratabileceğini sistematik olarak düşünmeye başlarsak, uzay keşiflerinin geleceğini birlikte şekillendirme ve birlikte yaratma fırsatına sahip oluruz. Peki sizce uzayda ne yiyeceğiz? #TGilekeşfet ile aşağıya yorumlarınızı bekliyoruz. 


KAYNAKÇA

Exit mobile version