Last Updated on 18 Mart 2021 by Turizm Günlüğü
Galatasaray Kulübü resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada Galatasaray Adası işletmecisi için açılan davanın kazanıldığını ve mahkemenin tahliyeye karar verdiğini duyurdu.
Sözcü’nün haberine göre; Galatasaray Kulübü, Galatasaray Adası (Su Ada) işletmecisi aleyhine açılan tahliye davasında mahkemenin işletmecinin adadan tahliyesine karar verdiğini açıkladı.
Galatasaray resmi internet sitesinden yapılan açıklama şu şekilde;
“Kulübümüz tarafından Galatasaray Adası işletmecisi aleyhine Yönetimimizce 17.11.2020 tarihinde açılan tahliye davasının 18.03.2021 (bugün) tarihinde görülen duruşmasında işletmecinin Galatasaray Adası’ndan tahliyesine karar verilmiştir. Camiamıza hayırlı olsun.”
Ada 2017’de yıkılmaya başlamıştı
Galatasaray Adası’nın imara aykırı yapılaşma nedeniyle 2017’de başlayan çalışma ile kaçak yapıları yıkılmıştı. Adanın yan taraflarının boğazda kötü bir görüntü oluşmaması için kapatılmasına karar verilmiş ve moloz yığını olarak söküm işlemleri başlamıştı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekipleri tarafından 28 Mayıs 2017 tarihinde yapılan çalışmalar kapsamında ada üzerinde bulunan ve uzun yıllar önce yapılan yerlerin bir bölümü yıkılmıştı. Galatasaray Adası’nın ikinci yıkım çalışmaları ise 2018 yılı Temmuz ayında gerçekleşmişti. Yıkım çalışmalarının ikinci kısmında ise adada bulunan yazlık restoran ve bazı ofislerin yıkım işlemleri tamamlanmıştı.
Yıkımların tamamlanmasının ardından İstanbul Boğaz’ındaki tek ada olma özelliğini taşıyan Galatasaray Adası’nda bugüne kadar bir çalışma yapılmamıştı.
Galatasaray Adası’nın tarihi
Kuruçeşme semtinde, kıyıdan 165 metre açıkta birkaç büyük kayadan oluşan ada, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1872 yılında Saray Baş Mimarı Serkis Kalfa’ya hediye edildi. Serkis Kalfa, adanın üstüne üç katlı bir köşk inşa ederek buraya taşındı. Dünyaca ünlü ressam Ayvazovski, 1874 yılında Sultan Abdülaziz‘in davetlisi olarak Kuruçeşme Adası’nda Serkis Kalfa’nın misafiri olmuş ve Padişah’la tanıştırıldı. Ayvazovski, Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen tabloları bu adada yaptı. 1.Dünya Savaşı’ndan sonra ada, Serkis Bey’in varisleri tarafından ‘ Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesi’ne kiraya verildi ve uzun yıllar kömür deposu olarak kullanıldı. Sultan Abdülaziz’in ölümünden sonra tahta geçen 2. Abdülhamit döneminde de Saray Baş Mimarlığı’nı sürdüren Serkis Kalfa(1835-1899) ölümüne kadar adada yaşadı. Bu nedenle ada, 1.Dünya Savaşı yıllarına kadar ‘Serkis Bey’in Adası’ olarak anılıyordu.
Galatasaray Spor Kulübü’ne tahsis edildi
Hazine, 2003 yılında adanın kamulaştırılması için dava açtı. Elpida Francopolos’un kendisine yapılan tebligattan haberi olmadığını ileri sürdüğü davada Kuruçeşme Adası, Maliye Hazinesi’ne verildi. Ardından da ada, Galatasaray Spor Kulübü’ne tahsis edildi. Sosyal tesis ve yüzme havuzu olarak kullanılmaya başlandı.
Değeri 300 milyon TL’nin üzerinde
Deniz ve voli mahalli ile 16 bin 453 metrekareyi bulan iki parselden oluşan Kuruçeşme Adası’nın metrekaresi 20 bin TL’den 300 milyon TL’nin üzerinde bir değere sahip olduğunu belirten Frankopolos, hissesine düşen payın kendisine ödenmesini istedi.
İki dava birleştirildi
Adanın diğer hissedarları Ahmet Halit Çapaner, Mehmet Vedat Aybar, Mustafa Murat Şeker ve Nurseren Şeker de aynı iddialarla dava açtı. İki dava, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirildi.
Zaman aşımı gerekçesiyle reddedildi
Maliye Hazinesi ise davanın zaman aşımı gerekçesiyle reddini istedi. Adanın iki parselini oluşturan 16 bin 453 metrekarelik alanda yer alan deniz ve voli kısımlarını terkin ettiğini belirten Maliye, 1983 yılında 847 metrekare, 2004 yılında da 1870 metrekareyi mahkeme kararıyla hazine adına tescil ettirdiğini kaydetti.
Metrekaresi bin TL
Davada atanan bilirkişi de metrekaresi bin TL’den hesaplanması halinde ada ile avlanma ve voli alanının toplam değerinin 16 milyon 453 bin TL olduğunu bildirdi.
“Davacıların aktif taraf sıfatları yok”
Mahkeme, davacıların voli hakkının daha önce alınan mahkeme kararları ile sona erdiğini belirterek, ‘kamulaştırmasız el atma tazminat haklarının bulunmadığına’ kanaat getirdi. Tazminat davasını ‘aktif taraf sıfatı yokluğu’ gerekçesiyle reddetti.