Last Updated on 24 Mayıs 2022 by Yaşar Çelik
Bugünkü köşemde bir solukta okuyabileceğiniz bir seyahat yazısı kaleme almak isterdim fakat kara mizah karikatürlerine konu olabilecek trajikomik bir ülkemiz gerçeğini ele alacağım. Konumuz aşılandım maskesi!
Üç gün önce Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘Go Türkiye’ isimli seyahat rehberi platformu üzerinden yabancı turistler için hazırladığı bir tanıtım videosu paylaştı. Video paylaşılır paylaşılmaz da sosyal medyada viral oldu. Bende de bardağın son damlası…
Turizm çalışanlarının “Ben aşılandım” maskesi taktığı ve turistleri bu maske ile karşıladığı bir video bu. (Video gelen tepkiler üzerine yayınlandıktan 2 saat sonra kaldırıldı. İngilizce ifadelerle “Temizlenmiş tatil köyleri ve aşılanmış personel! Biz buna turizm için çifte güvenlik diyoruz” diye yazılan videoda “Keyfini çıkarın, aşılandım” yazılı maskeler ‘aşağılayıcı’ bulundu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un istifası istendi.)
Video aslında turizm çalışanlarının, toplumun, Türk insanının ve insanlığın dramı.
Çok değil! Daha bir hafta önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ağzından dökülen “Mayıs sonuna kadar turistin göreceği herkesi aşılayacağız” sözü, bana bir turizm basını çalışanı olmaktan önce bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak büyük bir acı ve üzüntü vermiş ve bu haberin girişini başka bir ekip arkadaşıma bırakmama neden olmuştu.
9 Mayıs verilerine göre küresel çapta aşılamada sekizinci sırada olduğumuz ülkemizde; siyasetin elinde çocuk oyuncağı olan önlemler, tedbirler, kararlar halk için adeta akıl oyunlarına döndü.
Kendi ülkenizde evinizin önündeki denize giremediğiniz girince ceza aldığınız, buna karşılık denizlerimizin, ülkemiz güzelliklerinin, güneşli bir İstanbul gününün tadını çıkartan, mekanlarda oturabilen ve istediği şeyleri yiyip içebilen turistler…
Tüm bu yaşanan gelişmeler üzerine bayram günü yayınlanan yukarıda bahsettiğim tanıtım videosu vatandaşların kanayan yarasına tuz biber olacak ki tepkiler de gecikmedi.
Ülkemizin ekonomik başarılarının kıskanıldığını söyleyenler ne yaman çelişkidir ki bir anda “turist gelmezse iflas edeceğiz” naralarıyla bakanlık tarafından çekilen reklam filmine destek verme çabasına girdi. Çalışma ve sosyal hakları, maaş durumları, pandemide hizmet sektörüne yaklaşım biçimi, intiharlar gibi bu dönemde daha fazla konuşulması gereken konuları savunanlar ve bu yönde itiraz edenler için ise ‘cahil ya da müzmin muhalif’ sıfatları yakıştırıldı. Kimisi de bu tepkilerin, o turistlerin yerinde olamadıkları için verildiğini dile getirdi.
Çark dönsün diye alışveriş merkezlerinin açık ama pandemi yayılır diye esnafın aylarca kepenk indirmesini reva gören, toplu taşımada özellikle metrobüslerde tıklım tıklım gidilmesini değil de açık havada parklarda oturulmasını dert eden, işçiye köle muamelesi yapıp patronu destekler bu yeni normal sistem ise unutuldu…
Keşke turistin göreceği herkesi değil de ülkemiz insanlarını yaşatmak için aşılasak. Keşke daha akılcı kararlar alsak. Keşke ülke girişinde turistlerden de PCR testi, aşı şartı vb. istesek.
Şimdi vatandaşın ağzında; “turistlerin sevildiği kadar sevilsem”,
Benim aklımda Türk şair Muhyiddin Abdal’ın “İnsan insan derler idi” şiiri…