Last Updated on 2 Haziran 2021 by Yaşar Çelik
Bu yıl pandemi yönetimi konusunda daha da tecrübeli olan Alaçatı Alâ Otel, 2021 yılının geçtiğimiz sezondan daha iyi bir sezon olmasını bekliyor. Mimar Orhan Bayrak, “Sektörümüz mevcut sistemi korumaya, yeni standartlara uyum sağlamaya, tüm hizmetleri müşteri beklentilerine göre yeniden şekillendirmeye odaklandı” dedi.
Pandemide geçen yıldan kazandığı tecrübe ile 2021 hazırlıklarını çoktan tamamlayan Türkiye turizm sektörü yeni sezonun başlamasını iple çekiyor. Eski günlerine kavuşmak isteyen büyük, küçük oteller covid-19 önlemlerini aldı. Misafirleri için titiz çalışmalarını sürdüren Alaçatı Alâ Otel de konfordan ödün vermeden hizmet anlayışını sürdürüyor. Kinesis İnşaat AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Orhan Bayrak turizm alanındaki yeni ve güçlü yatırımlarını müjdelerken pandemi sürecine ilişkin değerlendirmelerini ise Turizm Günlüğü ailesi ile paylaştı. İşte röportajımızın detayları:
Okuma önerisi: Alaçatı Alâ Otel, yeni sezona hazır
Pandeminin ilk yılı olan 2020 yaz sezonu nasıl geçti?
Bugüne dek üst seviyede dikkat ettiğimiz temizlik ve hijyen konuları, 2020 yılına damgasını vuran salgın süreci sebebiyle yepyeni bir boyut ve önem kazandı. Ziyaretçilerimizin mahremiyet, üst düzey hijyen ve konfor beklentilerini rahatlıkla karşılayabilecek bir anlayışımız ve altyapımız mevcuttu, bu sebeple süreçte hiç zorlanmadık. Ortak alanların temizlik ve dezenfekte standartlarından personelimizin alacağı önlemlere dek sağlamakla yükümlü olduğumuz hijyen koşullarını eksiksiz yerine getirdik. 2020 sezonu beklentilerimizi karşıladı ve oldukça iyi bir sezon geçirdik.
2021 yaz sezonu için beklentiniz ne?
Hijyen, mesafe ve tedbir kurallarına eksiksiz uyan personelimiz ile üst segment misafirlerimizin sağ duyulu yaklaşımıyla bu sezonu da sıkıntısız geçireceğimize inanıyorum. Bu yıl pandemi yönetimi konusunda daha da tecrübeliyiz. 2021 yılının geçtiğimiz sezondan daha iyi bir sezon olmasını bekliyoruz.
Turizm ve konaklama sektörü hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Pandemi, hemen hemen tüm sektörlerin planlarını alt üst etti. En çok etkilediği sektörlerin başında da turizm geliyor. Biz konaklama alanında faaliyet gösteriyoruz ancak sektör ulaşımdan yan hizmetlere geniş bir yelpazede salgından etkilendi ve tüm dinamikler yeniden gözden geçirildi. Bu kapsamda yeni yatırımlar yerini başka mecburi düzenlemelere bıraktı. Sektörümüz mevcut sistemi korumaya, yeni standartlara uyum sağlamaya, tüm hizmetleri müşteri beklentilerine göre yeniden şekillendirmeye odaklandı.
Biz hem Alaçatı’daki Alâ Otel’de hem de İstanbul’daki Asmalımescit Jurnal Otel ve Ataşehir The City Suites otellerimizde açıldıkları günden bu yana benimsediğimiz butik hizmet anlayışımız ve titiz yaklaşımımız sebebiyle açıkçası çok büyük bir değişim sancısı çekmek durumunda kalmadık. Her zaman mahremiyeti ve butik hizmet konforunu ön planda tutarak kalitemizi misafirlerimizin beklentisinden bir adım ötede olmasına özen gösterdik. Süregelen bu yaklaşımımız, otoritelerce pandemiye özel belirlenen sıkı düzenlemeleri kolayca hayata geçirmemizi sağladı. Değişimleri öngören, hızlıca yeni standartlara ayak uydurabilen, dinamik ve titiz çalışan sektör oyuncularının da aynı şekilde bu süreci rahatça atlattığını gözlemliyoruz. Dilerim ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri olan turizm adına yatırımların katlanacağı, uluslararası seyahat kısıtlarının kalkmasıyla sektörün eski ivmesini kazanacağı güzel günler yakındadır. O günlere dek misafirlerimizin tüm kaygılarını minimuma indirecek titizlikte çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Okuma önerisi:“Corona’dan uzak tatilin adresi Alaçatı Alâ Otel olacak”
Önümüzdeki dönemde ne gibi yenilik ve değişiklikler olmasını öngörüyorsunuz?
Bundan böyle tatil seçiminde sağlık ve hijyenin eskisinden daha fazla önem taşıyacağı hepimizin ortak öngörüsü. Sağlık ve hijyenin önemli olması yalnızca fiziksel temizlik rutinlerini etkileyecek bir durum değil. Pek çok sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de tüketici alışkanlıklarında büyük değişimler yaşanıyor. Eskisi gibi kalabalık grupların toplandığı, birbirini tanımayan insanları buluşturan kutlama, düğün, parti benzeri etkinliklere ve bunlara göre düzenlenmiş alanlara talep düştü. Yeni düzende daha küçük ve samimi gruplara özel fiziksel yapılara ve bu gruplara birbirinden ayrı hizmet verebilecek sistemlere talep yükseldi. Örneğin pandemi döneminde evlenenler tek seferde bin kişiyi ağırlayan bir düğün organizasyonu yerine küçük gruplarla birden fazla butik kutlamalara yönelik tercihler yapmaya başladı. Sistemi temelden sarsan bu yeni yaklaşım gerek mimari yapı gerekse hizmet şekillerine yönelik yepyeni kararlar alınmasına sebep oluyor. Bundan böyle tek seferde daha çok misafir ağırlanacak dev salonlar, havuzlar yerine küçük gruplara özel alanları, bu alanların sosyal mesafe kurallarına göre tasarlanmasını, alanı kullananlara sunulan hizmetteki hijyenik standartları konuşacağız. Ülkeler arası seyahat kısıtlamaları sebebiyle de pek çok ülkede iç turizmin yoğunluk kazanacağını, ülke içi dolaşıma yönelik taleplerin artacağını, ulaşım, konaklama süresi gibi konularda da bu taleplere yönelik yeni alışkanlıklar doğacağını öngörüyoruz.
YENİ YATIRIM BİR SAĞLIK OTELİ OLACAK
Turizm alanındaki yatırımlarınızdan bahsedebilir misiniz?
2010 yılında otelcilik sektörüne adım attık. Alaçatı’da açtığımız Alâ Otel’deki hizmet ve mimari anlayışımızla sektöre yeni bir soluk getirdiğimize inanıyoruz. Lüks, beş yıldızlı otel düşüncesi yerine şıklık ve konfordan asla ödün vermeyen, kendimize özgü bir ara otel formu oluşturduk. Çünkü Türkiye’de “erişilebilir fiyatlarla sunulan beş yıldızlı otel konforu” alanında bir eksiklik olduğunu gördük. Alâ Otel’in başarısıyla yeni projeler için cesaret bularak, yeni bir lokasyon arayışına girdik ve İstanbul’un yükselen finans merkezi Ataşehir’de karar kıldık. Kıyı şeridi otelciliği dediğimiz yaz turizmine yönelik otelcilikten sonra kent otelciliğine geçmek bizim için farklı bir deneyim oldu ve 25 yıllık birikimimizi aktarabildiğimiz heyecan verici The City Suites projesini doğurdu. Ardından yine İstanbul’da, fakat bu sefer şehrin kalbinde, Asmalımescit’te Jurnal Otel’i açtık. Asmalımescit, bildiğiniz üzere İstanbullular için özel bir yere sahip; hem mimari açıdan hem de sosyal kültür açısından tarihi değeri çok yüksek olan bir semt. Biz de Jurnal sokaktaki iki özel tarihi binamızı otele dönüştürdük ve 2019 yılında faaliyete başladık. Tarihi dokuya eşlik eden, semtin kültürüne katkıda bulunan bir tesis yarattık.
Bu yıl yeni bir projemiz var. Oldukça büyük bir sağlık oteli açmayı düşünüyoruz. Arsamızı aldık, lokasyonumuz çok uygun. İnşaata başlamak için ekonomik şartların ve pandemi şartlarının düzelmesini bekliyoruz. Dördüncü otelimiz için Hollandalı bir grupla görüşüyoruz, her iki ülkede de projelerimizin olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Pandemi süreci genel olarak sizi nasıl etkiledi?
Kemikleşmiş müşterilerimizin 11’inci yılımızda bize en büyük hediyeleri, hepimizin çok daha titiz davrandığı, hayata başka bir gözle baktığı salgın döneminde bile Alâ evlerini tercih ederek güvenlerini sürdürmeleri oldu. Bu noktada tek üzüntümüz 12 ay boyunca açık olan tesisimizin otoritelerin uygun gördüğü süre boyunca kapalı kalmasıydı. Bu dönem herkesin hayatını yeniden tasarlamasına sebep oldu, biz de Alâ’yı hem kurallara uyan hem de sunduğu konfordan ödün vermeyen bir düzenle yaşatmaya devam ettik. Tesisimizde ufak çaplı fiziksel düzenlemeler gerçekleştirdik, salgın sebebiyle hayatımıza giren bazı ekipmanlara yer açtık, tüm bu çalışmaların estetik ve konfordan ödün vermeden tamamlanmasını sağladık.
Yakın gelecekte bulunduğunuz bölgeyi nasıl görüyorsunuz, öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?
Bilindiği gibi Alaçatı’da birbirinden farklı konsept ve büyüklükte yaklaşık 800 otel bulunuyor. Dar bir bölgede bu kadar çok tesisin varlığı, akıllara kalite ve konfor sorunlarını getiriyor. Yakın gelecekte hem yerli hem de yabancı turistlerin seçimlerini yalnızca “Alaçatı’da olma” fikriyle değil, “hem burada olma hem de iyi işletilen, kaliteyi belli bir standardın üzerinde muhafaza edebilen, bölgenin seçkinliğine yaraşır bir tesiste bulunma” fikriyle yapmaya başlayacaklarını öngörüyoruz.
Bu aşamada Alaçatı ismini koruyabilen, olumlu referanslara özen gösteren, Alaçatı’nın marka değerine katkıda bulunan tesislerin ayakta kalacağına inanıyoruz. Alâ Otel tıpkı geçmişte olduğu gibi gelecekte de örnek alınan hizmet kalitesi, sunduğu imkanlar, samimi yaklaşımı ve asla ödün vermeyeceği misafir memnuniyeti özellikleriyle bir adım öne çıkacaktır. Türkiye’de “erişilebilir fiyatlarla sunulan beş yıldızlı otel konforu” alanında bir eksiklik olduğunu görmüştük, Alâ Otel de şıklık ve konfordan asla ödün vermeyen, kendimize özgü bir ara otel formu oluşturmak üzere çıktığımız bir yolculukla bugünlere geldi. Bölgemizin hak ettiği özeni gösterebilen, benzer hikayeleri olan tesislerin başarılı biçimde Alaçatı’da hizmet sunmaya devam edeceklerini düşünüyoruz.