Last Updated on 29 Temmuz 2021 by Yaşar Çelik
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinde Erdoğan’ın tercihiyle; 9 Temmuz 2018 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak göreve başlayan Mehmet Nuri Ersoy; ilk etapta sektör için çok önemli bir şans olarak görüldü. Aslında bu gelişme, Bakan Ersoy’un “yalnızlık serüvenine” attığı ilk adım olacaktı.
Mehmet Nuri Ersoy, turizm sektöründe geçirdiği 33 yılın sonunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlendirildi. Ersoy, 9 Temmuz 2018 tarihinde Bakanlık görevine başlamasıyla birlikte, şirketindeki bütün görev ve unvanlarını devretti.
ERSOY, O DÖNEM NELER SÖYLEMİŞTİ?
“Ben turizmcilerin neler çektiğini iyi bilen biriyim. Bu kapılarda çok beklediğim dönemler oldu. Bakanlıkta bekleyen ne kadar dosya varsa, kanunların ve mevzuatın öngördüğü şekilde hızla sonuçlandırılacağız. Yani artık hiçbir dosya oyalanmayacak, çok hızlı sonuçlanacak. Ve bu işi doğru düzgün yapanlar ayakta kalacak yapmayanlar gidecek. Kimse işi için aracı sokmasın. Direkt benim yanıma gelsin. Biz şurada takılıyoruz desin önünü açıyım. Biz, bu işin mutfağından geldik. Kimin ne yaptığını kimin ne istediğini çok iyi biliyoruz. Ayrıca bu Bakanlık nasıl işliyor onu da iyi biliyoruz. Öyle kimse beni yanıltamaz. Olmayacak işler için kimse bana gelmesin. Ama gerçekten turizm için uğraşan sektör temsilcileri için kapım her zaman açıktır. Bu işe gönül veren girişimciler ve yatırımcıların arkasındayım.”
3 YILLIK BAKANLIĞINDA ERSOY’UN SÖYLEDİKLERİ VE YAPTIKLARI
Mehmet Nuri Ersoy 10 Temmuz 2018 tarihinden beri Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev yapmakta. Bakanlığın ilk yılında Türkiye turizmi uzun bir aradan sonra 2019 yılında çok iyi bir yıl geçirdi ve 2020’ye bu hızla hedef yükseltip hazırlanan Bakanlık pandemiyle birlikte, kimsenin evinden çıkamadığı dönemlerde işlevsiz bir konuma geldi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının görev ve yetkileri toplamda 8 maddeden oluşuyor. Maddeleri tek tek okuduğumuzda içlerinde Bakan Ersoy’un bugüne kadar el atmadığı bir madde olduğunu sanmıyoruz. Bakan Ersoy, 2019 yılındaki bir rüzgar ile “Teşvik döneminin kapandığını, teşvik etme döneminin başladığını” dile getirmiş ve eklemişti:
- “2016 krizi sonrası sektörde oluşan teşvik ve destek beklentileri turizmi kıpırdattı ama nihai sonuç için çok daha önemlisi gerekir.
- Bence en büyük teşvik, turizmin önündeki engellerin kaldırılması olmalıdır.
- Zaten sektörü frenleyen, sektörü tutan engelleri biz devlet ve bakanlık olarak sektörle birlikte ortadan kaldırırsak işi bilen turizmcinin teşvike ihtiyacı yok. O alır yürür gider.
- Çünkü teşvik dediğiniz şey taşıma suyla değirmen döndürmek. Taşıma suyla bu değirmen dönmez.
- Artık çıtayı çok yukarı koymamız lazım.
- Türkiye turizmdeki ilk aşamalarını tamamladı. Bundan sonra yeni bir hikaye yazmamız lazım.
- Bu hikayeyi teşviklerle yazamayacağız. Bu hikayeyi kendi becerilerimizle yazacağız. Bu bağlamda önümüzdeki engelleri kaldırmak benim işim. En önemli konumuz bu olacak.”
TÜRKİYE TURİZM TANITIM VE GELİŞTİRME AJANSI (TGA) KURULDU
15 Temmuz 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7183 sayılı Kanunla Türkiye’nin turizm hedeflerine ulaşmasını teminen; turizm imkân ve fırsatlarının dünyada tanıtılmasına, turizm potansiyelinin tüm yönleri ile değerlendirilerek ülke ekonomisine kazandırılmasına, turizm yatırımlarının, turizmin ülke ekonomisindeki payının ve turizm sektörünün hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak, destek ve kaynak sağlamak amacıyla “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı” kuruldu. Ancak ajansın faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli mali kaynakları arasında genel bütçeden aktarılacak payın yanı sıra, “turizm payı” adı altında, turizm ile ilgili özel sektörde faaliyette bulunan kişi ve kurumlardan da katkı payı alınması öngörüldü.
KONAKLAMA VERGİSİ YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Otellere yüzde 2 ek vergi de getiren, ‘Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’, 7 Aralık 2019’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre oteller, tesis içindeki tüm konaklama, aktivite ve hizmetler için yüzde 2 oranında vergi ödeyecek. İlk yıl için yüzde 1 olarak uygulanacak olan vergi, ikinci yıldan itibaren yüzde 2 olarak tahsil edilecek. 1 Nisan 2020’de yürürlüğe girmesi planlanan “konaklama vergisi” pandemi nedeniyle ileri bir tarihe alındı.
BAKAN ERSOY KİMİN TARAFINDAN OLAYLARA BAKIYOR?
2019’daki turizm verileri sektöre iki yeni vergi yükü getirirken, Hükümete de yeni kaynaklar yaratılmış oldu. Böylelikle Bakan Ersoy’un, kontrol ettiği turizm sektörüne bakışı da ortaya çıkmış oldu. Ersoy, her ne kadar TGA gibi bir ajansı hayata geçirse de ajansı özel hukuk hükümlerine tabi tutsa da sektör ajansın yaratacağı fayda ile değil sektör paydaşlarına getirdiği ek katkı payı ile gündeme geldi.
ERSOY’U DİĞER TURİZM BAKANLARINDAN AYIRAN EN BÜYÜK ÖZELLİK
3 yıllık bakanlık görevinde Ersoy’un adı, neredeyse her gün turizm sektöründe konuşulan konular arasında geçiyor. Bunun en büyük nedeni Ersoy’un kapısının herkese açık olmasından kaynaklanıyor. Sektördeki tüm dernekler ya da görüşmek isteyen kişiler Bakan ile görüştü, talepleri iletti. Bakan ile aynı ortamda bulunmayan ya da telefonda konuşmayan turizmci kaldı mı? Herkes merak ediyor. Herkesi dinleyen, herkese kapısı açık olan bir Bakan, nasıl olurda en azından turizm sektöründen hak ettiği desteği hala göremez? Bizim haberimizde öne çıkan iki vergi yükünden dolayı sektörün kendisine mesafeli yaklaştığını düşünmek oldukça basit olur.
ERSOY, PANDEMİ DÖNEMİNDE NEDEN BİR KRİZ MASASI KURMAYI TERCİH ETMEDİ?
Pandemi herkes için yıkıcı sonuçlar doğurdu. Ama bu tespiti yapmaya gerek olmayan bir krizdi aynı zamanda pandemi… Tüm dünyanın aynı anda yaşadığı bir krizde sizin tek başınıza çıkıp da “Benim işlerim çok kötü” demenize gerek de yoktu. Çünkü herkesin işleri kötüydü. Peki bunu tersten okuduğumuzda; böylesi bir krizi neden herkes eksiklikleri tamamlamak için kullanmak yerine, kaçmayı tercih etti? Cevap basit değil mi? Çünkü herkes çok korktu. Gezegenimiz yüzyıl içinde iki tane dünya savaşı gördü. Turizm sektörünün en güçlü yanlarından biri olarak gösterilen kriz tecrübesi pandemide hiçbir işe yaramadı. Halkın, güçlü sosyal bir devlete ihtiyaç duyduğu bir ortamda maske bile dağıtamayan bir hükümetin Bakanı, kendi sektörü için neler yapabilirdi? Halkın parasını ödeyip uçak, otel, tur ve transfer aldığı muhataplar bir günde ortadan kaybolduğunda Bakan ne yapabilirdi?
Pandemi döneminde yapılacak en doğru şey Bakanlığın bir kriz masası kurarak sektör temsilcilerinin ve paydaşlarının yalnız olmadıklarını hissettirmekti. Bakanlık bunu kendince nedenlerden dolayı tercih etmedi ama etseydi tüm sektördeki işleyişe hakim olacak ve müthiş bir data biriktirecekti.
SEKTÖR, BAKANI NE KADAR ANLIYOR?
Ersoy, 3 yıllık Bakanlığı boyunca sektördeki herkesle ikili görüşmeler yaptı. Sorunları dinledi, verilen dosyaları aldı. Kabine dışında atanan bir Bakan olarak eminiz ki kabinede bazı sorunlar yaşıyor.
AK Parti’ye 20 yıldır hizmet etmiş bir milletvekilinin bakan olması ile dışarıdan atanmış birinin bakan olması aynı şey değildir. Bizce sektörün görmezden geldiği en önemli nokta budur.
Ersoy, sektördeki tecrübesini kullanarak öncelikle hükümete ya da kendi yapacağı tanıtımlara kaynak yaratmak için iki vergi getirdi. Sonrasında toplanacak bu paralarla belki de çok iyi projeleri hayata geçirecekti fakat pandemi tüm oyunun kurallarını bozdu. Ancak buna rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın pandemi dönemi boyunca hiçbir şey yapmadığını bu yazı boyunca hiç söylemedik, söylemeyiz de, çünkü yaptıklarını görüyoruz.
TÜRKİYE’NİN DESTİNASYON ODAKLI İLK BÖLGESEL TURİZM MARKASI “MEZOPOTAMYA” PANDEMİDE DOĞDU
Sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu topraklarından, Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk bölgesel turizm markası “MEZOPOTAMYA” 2021 Haziran ayında doğdu. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Dicle, Karacadağ ve İpekyolu Kalkınma Ajanslarının iş birliğinde; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak’ın zengin kültürel mirasını turizme kazandırmak ve bölgesel kalkınmayı sağlamak amacıyla başlatılan GAP Bölgesi Turizm Tanıtım ve Markalaşma Projesi, “MEZOPOTOMYA” adıyla global bir kimliğe dönüştü. Bu duyurun yapıldığı lansmana katılmış biri olarak söyleyebilirim ki; Turizm Bakanlığı, pandemi döneminde belki de en zor olan bir bölgede MEZOPOTOMYA’da çalışmalarına devam etmiş ve Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk bölgesel turizm markasını hayata geçirmiş oldu. Tıpkı kaza çalışmalarını pandemi döneminde yaratığı kaynaklar ile 12 aya çıkaran Bakanlık, Türkiye turizmini de 12 aya yaymak için kendi programı çerçevesinde çalışmalarına devam ediyor.
SON SÖZ
Bakan Mehmet Ersoy döneminde teşvik döneminin kapandığını, teşvik etme döneminin başladığını kesinlikle söyleyebiliriz. Türkiye turizm sektörünün sorunlarına dışarıdan atanmış bir bakan olsa da hükümetin önceliklerini gözeterek çözümler bulmaya çalıştığı da bir gerçek. Pandemi döneminde Türkiye’nin destinasyon odaklı ilk bölgesel turizm markası MEZOPOTAMYA projesinin hayata geçirilmesi ile bölge ve Türkiye turizmi için uzun yıllar katma değer yaratacak bir girişim olduğunu söyleyebilir ve emeği geçenlere ülkemiz ve turizm adına teşekkür ederiz.
Atanmış ve seçilmiş arasındaki farktan dolayı Bakan Ersoy, kabinede kendini yalnız hissediyor olabilir.
Ersoy’un 3 yıllık performansı pandemiye rağmen oldukça başarılı.
Hükümetin diğer bakanlıkları ile arasındaki iletişiminde ne kadar güçlü olduğu MEZOPOTAMYA projesinde ortaya çıktı. Bakan Ersoy; özellikle kriz dönemlerinde sektöre yön verecek hamleler ile ortaya çıkarsa, turizm sektörü tüketici nezdinde daha az yıpranarak bu süreçleri atlatabilir.
Sektör temsilcilerinin Bakan’dan beklediği destekleri biliyoruz. Turizm sektörü içinden atanmış bir Bakan olan Ersoy’un sektörden beklediği destekleri bilmiyoruz.