Seyahat endüstrisi için risk analizi ve risk araştırmaları yapan Riskline firması, 2022 yılında seyahat endüstrisini ve turizm sektörünü etkileyebilecek potansiyel riskleri ve Dünya çapındaki risk bölgelerini değerlendirdi. İşte detaylar…
Risk analizi yazılım firması Riskline’ın 2022 yılında Dünya çapında seyahatleri ve turizm sektörünü etkileyebilecek riskleri ortaya koyan raporunun sonuçlarını Riskline Operasyon Direktörü Adam Schrader değerlendirdi.
Adam Schrader, “COVID-19 gölgesinde, karanlık bir şekilde geçen 2020 yılının ardından 2021 yılında başta COVID-19 aşısının bulunup, her ne kadar Dünya’nın bazı bölgelerinde tedarik yönünden sıkıntı yaşansa da aşılanma sürecinin başlamasının geleceğe yönelik ışık olan en önemli gelişme olduğunu” belirtti. Schrader, bunun yanı sıra ABD’nin uzun yıllar sonra Afganistan’dan çekilmesinin uluslararası siyaset alanında 2021 yılında yaşanan en önemli gelişmelerden biri olduğunu da sözlerine ekledi.
Bir önceki yıl, 2021 yılına yönelik özellikle Afrika Kıtası için Riskline öngörülerinin büyük ölçüde gerçekleştiğini ifade eden Adam Schrader; 2021 yılında Dünya çapında (Etiyopya, İsrail – Filistin) yaşanan siyasi çatışmaları değerlendirdi.
Schrader, 2022 yılı için COVID-19’un etkilerini hissedeceğimiz üçüncü yıla girdiğimizi, pandemi konusunda olumlu gelişmelerin yaşandığını, önemli bir mesafe katedildiğini buna rağmen geleceğe yönelik, pandeminin sonuçlarına yönelik belirsizliklerin varlığını koruduğunu ifade etti. Adam Schrader, pandemi konusunda Mart 2020 seviyesine, geri dönülmesinin, benzer durumların yeniden yaşanmasının da söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
2022 yılında pandeminin etkilerinin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde “siyasi gerginlik”, “ekonomik durgunluk” ve “kitlesel göç” başlıkları altında kendini göstereceğini öne süren Adam Schrader; 2022 yılında Çin’in, uluslararası arenada dengeyi kendi lehine çevirme yönünde adımlar atabileceğini söyledi.
2022 yılında seyahat sektörünü etkileyebilecek muhtemel riskler, risk alanları ve risk bölgeleri şu şekilde sıralandı:
1. SERT HAVA KOŞULLARI VE DOĞA OLAYLARI
Son yıllarda Dünya genelinde pek çok ülkede, can kayıplarına neden olan ve maddi hasara yol açan doğa olayları yaşandı. İklim değişikliğinin tetiklediği orman yangınları, seller birçok ülkeyi etkiledi.
Gelecek dönemde iklim değişikliğinin yol açtığı doğa olayları daha fazla ve daha sık yaşanacak; ülkelerin altyapılarına zarar verecek, maddi ve can kayıplarına neden olacak.
Sel ve orman yangınlarının yanı sıra sert, şiddetli doğa olayları da Dünya seyahat endüstrisini, turizm hareketlerini tehdit edecek unsurlar arasında yer alıyor.
2. PANDEMİNİN SEYRİ VE ETKİLERİ
Devam eden aşılama sürecine rağmen, COVID – 19 pandemisinin etkileri 2021 yılından sonra da devam edecek.
Yüksek aşılama oranına sahip olan İsrail’de bile vaka sayılarında kritik artışlar yaşandı ve yeniden kapanma sürecine gidildi. 2022 yılında da bazı ülkeler kapanmaya ve kısmi seyahat kısıtlamalarına gidebilir.
Diğer yandan eğitim, iş, kamusal alanda, etkinlik ve uluslararası organizasyonlarda “hibrit sistem” bir süre daha devam edecek.
Konaklama ve seyahat sektörlerinin, hibrit sistemden ve bu yöndeki belirsizliklerinden daha fazla etkilenmesi bekleniyor.
Uluslararası seyahatin önemli derecede yeniden başlamasına rağmen, Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI Europe), Avrupa’daki hava trafiğinin 2025 yılına kadar pandemi öncesi seviyelere dönmeyeceğini öngörüyor.
3. AŞILANMA VE AŞILANMA SÜRECİNİN SEYRİ
COVID-19 aşısına karşı protestoların yanı sıra az gelişmiş ülkelerin aşı temininde yaşadığı sıkıntı ve sorunlar 2022 yılında da devam edecek.
Aşılamanın, ölümleri ve şiddetli semptomları önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra vaka sayılarını düşük tutmada etkili olduğu kanıtlandı.
Özellikle Afrika’da yaşayan insanların %85’inden fazlası hala ilk doz aşılarını olmayı bekliyor.
Aşı üreticileri üretimi artırmayı planladıkça ve gelişmiş ülkeler bu ülkelere aşı bağışında bulundukça aşılanma süreci muhtemelen hızlanacak ve artacak. Ancak bazı ülkelerde nüfusun büyük çoğunluğunun COVID-19’a karşı aşılanmamış olması, seyahat kısıtlamaları anlamına gelecek.
4. BAZI ÜLKELERDEKİ KRİTİK SEÇİM SÜREÇLERİ
2022 yılında Fransa ve Brezilya’da yapılması planlanan kritik seçimler ve ABD’de Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki kutuplaşma ve siyasi gerilim potansiyeli ilk etapta siyasi alanda öne çıkan risk faktörleri…
2022 yılında Fransa Cumhurbaşkanlığı için Emmanuel Macron ile Marine Le Pen arasında geçmesi öngörülen yarışa “aşırı sağ” söylemleriyle öne çıkan Éric Zemmour ismi de eklendi. Éric Zemmour ile Marine Le Pen arasında kıyasıya bir rekabet yaşanması öngörülüyor.
Görevdeki aşırı sağ Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun, yeniden seçilmek için zorlu bir mücadele vermesi bekleniyor. Bolsonaro’nun seçimlerdeki muhtemel rakibi daha önce iki dönem devlet başkanlığı yapan Luiz Inacio Lula da Silva’nın olması muhtemel.
Bu iki ülkedeki seçimler öncesinde siyasi gerilim tırmanarak; siyaset alanında yaşanacak olumsuzluklar nedeniyle risk faktörü oluşturabilir.
5. EKSTREMİZM VE RADİKALİZM
Riskline Risk Öngörü Raporu’na göre; 2022 yılında Afganistan, İran, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan sınırlarındaki güvenlik ortamı riskli ve öngörülemez olmaya devam edecek.
Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da yer alan aşırı uç, radikal İslami hareketler, terör örgütü mensupları Orta Asya ülkelerine sızarak; Dünya’nın farklı bölgelerine geçiş yapmayı deneyebilir.
Bu bölgelerdeki aşırı uç ve radikal hareketler, bölgesel ve küresel barışa yönelik tehdit oluşturma potansiyeline sahip durumda.
6. AFRİKA KITASI’NDAKİ ÇATIŞMA VE DARBELER
Afrika Kıtası’nda yer alan bazı ülkelerdeki çatışmalar, siyasi gerilimler 2021 yılında yeni boyutlar kazandı. Bu çatışmalar 2022 yılında da devam edecek.
Mali, Burkina Faso ve Nijer’deki cihatçı ve diğer silahlı militan grupları güvensizlik, istikrarsızlık ve şiddet ortamının kaynağı durumunda.
Diğer yandan 2021 yılında Afrika Kıtası’nda Mali, Çad, Gine ve Sudan’da askerlerin hükümetleri devirdiği dört darbe gerçekleşti.
Demokratik olmayan bu uygulamalar birçok Afrika ülkesinde hala yaygınken, önümüzdeki yıllarda da Afrika Ülkeleri’nde darbe olasılıkları söz konusu…
Bu siyasi istikrarsızlık ve şiddet unsurları bölgedeki ve Afrika Kıtası’ndaki seyahatler için tehdit oluşturuyor.
7. COVID-19 VE AFRİKA – AVRUPA GÖÇMEN ROTASI
Dünya’daki en düşük aşılama oranlarına, en zayıf sağlık sistemlerine ve en kırılgan ekonomilere sahip ülkeler Afrika Kıtası’nda yer alıyor.
COVID-19’un etkileri, özellikle kendi toplulukları içinde halihazırda devam eden çatışmalarla karşı karşıya olan milyonlarca insan için sürdürülemez yaşam koşulları yarattı.
Bu çatışmalara ek olarak, COVID-19 birçok yardım bütçesinin kesilmesiyle sonuçlandı ve birçok insanın Kuzey Afrika üzerinden Avrupa’ya tehlikeli ve uzun göç yollarını denemekten başka seçeneği kalmadı.
En çok kullanılan göç yollarından biri Libya’dır. Afrika’nın farklı ülkelerinden gelenler, Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşma umuduyla Libya’ya geliyor. Bu göç dalgası karşısında Akdeniz Çanağı’ndaki ülkeler sahil güvenlik önlemlerini artıracaktır.