Last Updated on 27 Aralık 2021 by Yaşar Çelik
Sorunun cevabı için biraz yol yapmak gerek. Hayatın kendisi de bir yolculuk değil mi? Bazen biz yolcu. Bazen biz hancı. Yine 1 sene boyunca nerelerden geçtik? Kimler bize uğradı? Kimisi geldi. Kimisi gitti… Kimisi kaldı… Ya ebediyete göç edenler?
1 senenin bitmesine ve yeni 1 senenin başlamasına sadece birkaç gün kaldı.
Her sene, sene sonunda muhasebe yapmaya, çabuk gibi gelip geçen koca 1 seneyi muhakeme etmeye çalışırım…
Evet! Kestirmeden söyleyeyim.. Zor 1 sene oldu. İlk defa bir sene için kafam allak bullak…
2020 Aralık ayının son günleriydi. Aylardır çektiğim sancıların sebebinin safra kesemde gezen çokça taş olduğu ve iltihabın kurutulması sonrasında safra kesesi ameliyat teşhisi konuldu. Konuldu ama “hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.”
Anneannemin vefatıyla başlayan Aralık ayı, benim ameliyat teşhisim, iltihabın kurutulmaya çalışılması, olmayınca hastaneye yatmam ve yapılan PCR testi sonucunda testimin de pozitif çıkması neticesinde içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Hayatımın belki de en sancılı 15 – 16 günü hastane odasında ameliyatı beklerken ve bir yandan Covid belasıyla boğuşurken geçmişti. Belki de ilk defa ölümü hissetmiş kendimden çok ailem ve geride kalanları düşünmüştüm. Çok şükür atlattım. Ameliyatımı oldum ve toparlamaya başladım derken yeni bir seneye birkaç gün kala kardeşimin PCR testinin (+) çıktığı acil hastaneye yatması gerektiği ve doğumun olacağını ailecek öğrendik.
Kardeşimin doğumu aralık ayının son günlerinde gerçekleşmiş. Dünyaya gelen Ömercik dışkısını yediği ve aynı hastanede yer olmadığı için başka bir hastanede yoğun bakıma alınmıştı. Aile olarak ona odaklandık. 1. İğnede yoğun bakımdan çıkamadı. Doktorlar 2. iğne için bizden onay aldılar. Bizler; hastanede olan kardeşimin birkaç güne çıkacağını düşünüyorduk. Aksini düşünmek mümkün mü? Nereden bilecektik ki kendimizi kök hücre yaptırmaya çalışırken, yurt dışından iğne bulmaya çalışırken ve yoğun bakım ünitesinin orada dolaşırken bulacağımızı…
Ömercik yoğun bakımdan çıkmış. Hastanede gözetim altına alınmıştı.
Kardeşimin durumu tüm müdahalelere rağmen iyiye gitmiyor. Hızlıca ilerleyen virüsle baş etmek imkansız gibi görünüyordu.
Ömer’i hastaneden çıkardığımız gün maalesef kız kardeşimi canımızın bir parçasını başka bir hastanede bırakmıştık. (ve ben o geceyi hissetmiştim)
Kolay değil. Nasıl olabilir ki? Annenin evladı. Ablalar için kardeşleri, benim için sadece kardeşim değil. Çocukluk arkadaşım, sırdaşım ve dert ortaklarımdan biri gitmişti.
2020 yılı mart ayında hayatımıza giren Covid virüsü, ticari verdiği zararın yanında canımızdan parçalar götürmüştü. Önce Anneannem sonrasında kız kardeşim.
Evet! Hayat her şeye rağmen devam ediyor mu? Ediyor. Bazen etmek durumunda.
Ben, ailem ve geride kalanlar için, annem de geride kalanlar ve bizler için hayata tutunmaya her şeye rağmen devam etmeye çalışıyoruz.
Annem, ben ve ailem için küçük teselli; Ömer’in ve ablasının varlığı. Onlar bize emanet.
Gerek anneannemin kaybı, gerekse hastalığım ve kız kardeşimin kaybında ne kadar çok dost biriktirdiğimi gördüm. Hepsi sağ olsun ve var olsunlar. Acımıza, kederimize ortak olup hafiflettiler.
Bizler artık aşımızı olduk. Nispeten daha rahatız. Pandemi mi? Mutasyonlarla devam ediyor.
Bilenler bilir. Paylaşmayı severim. Bir elin nesi var? İki elin sesi var…
Hayatımda ailem, dostlarım, arkadaşlarım ve çevremle bir bütün olunduğuna inandım. Gelen de giden de iyi ki geldi. Giden de gitmesi gerekiyormuş gitti.
Acımız büyük, yaramız ağırdı ama taşıdığım sorumluluk gereği hem ailem, hem sektörümüz için ayağa kalktım. Zira sorumluluklar bunu gerektiriyordu.
Pandeminin belki de en büyük faydası; sektörün ve paydaşlarının bir araya gelmesi, STK’lar bazında aynı masaya oturması ve sesini birlikte haykırmasıydı. Zor geçen bir 2020 yılı sonrasında 2021 yılında da ticari kayıplarımız devam etmekteydi. Devletten neredeyse destek alamıyorduk. Maalesef yaptığımız iş deniz, kum, güneş turizminin ağırlığı altında eziliyor ve bizler üzülerek belirtmek gerekirse fark edilmiyorduk.
Gözümüzü, kulaklarımızı ve dilimizi kapamadık. Çaresizliğimizi, destek ihtiyacımızı, endüstriyel ve ekonomik büyüklüğümüzü, istihdama olan katkımızı bıkmadan usanmadan her yerde herkese anlatmaya çalıştık. Çığlığımızı haykırdık.
2022 yılında da devam edeceğiz. 1 kez daha belirtmek gerekirse Bu süreçte sektörümüz açısından en büyük kazanım 17 dernek ve 1 platformun aynı amaç doğrultusunda 1 masaya oturabilmesi ve ortak hareket edebilmesiydi.
2021 Eylül ayı itibariyle yürürlüğe konulan genelge işlerimizde özlediğimiz hareketliliği kısıtlı da olsa sağladı. Şimdi gözler yine belki mutant haberleri, kapama ve kısıtlamalarda ama ben en kötü günleri geride bıraktığımıza ve sert eşiği geçtiğimize inanıyorum.
Tabi zor bir coğrafyada zor bir ülkede ve en etkilenen sektörlerden birinde iş yapmaya çalışıyoruz. Muhtemelen 2022 senesi belki seçim belki seçime hazırlıkla geçecek bir yıl olacak. Bir yandan seçim hareketliliği, bir yandan ekonomik göstergeler ve kurların durumu diğer yandan umarız ki son bulacak pandeminin etkisiyle geçecek bir yıl olacak.
Buradan kocaman ve önemli bir çağrı misafirlerimize (müşterilerimize) yapayım. Bizleri unutmayın! Hepimiz hep birlikte ekosistemin bir parçası, zincirin halkalarıyız. Dünyayı etkisi altına alan bu virüsten hep birlikte kurtulabilmek ümidiyle.
Bu vesileyle hepiniz için sağlık, huzur, keyif, mutluluk ve başarı dolu bir yıl temenni ediyorum.
Son sözler hep umut dolu olsun.
“Mevlam Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler.”
Hayat varsa umut vardır.
Dostlukla kalın.
Oliva MICE Kurucu Ortağı,
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) ve
TÜRSAB MICE İhtisas Başkanı Hüseyin Kurt