Site icon Turizm Günlüğü

“Turizmde kötü bir 2022 geliyor”

New York Times, İstiklal Caddesi'nde gerçekleşen saldırıyı turizm vurgusu ile servis etti. 

New York Times, İstiklal Caddesi'nde gerçekleşen saldırıyı turizm vurgusu ile servis etti. 

Deniz Emin Tüfekçi, geçen sezon anlı şanlı turizmciler kahinliği de geçip, Polyana’nın tahtını ele geçirdiklerini söyledi. Tüfekçi, “Politikacıları anlıyorum, en iyiyi göstermeye çalışmaları doğaldır. Sektördeki dernek yöneticileri de umut aşılama yarışına girmezlerse kendilerini nedense başarısız sayarlar” dedi.

Deniz Emin Tüfekçi gazetemize yolladığı yazısında 2022 turizm sezonunda karşılaşabileceğimiz öngörülerini paylaştı. Öncelikle Türkiye turizmin iyi bir sezon geçirmesini her şeyden çok arzu ettiği belirten Tüfekçi yazısında, Türkiye’nin bir erken seçim atmosferine sokulduğunu, artan enflasyonun bu sene iç turizmi ciddi olarak etkileyeceğini ve batılı turistin Türkiye’ye gelmeme sebebinin sadece pandemi olmadığına ilişkin açıklamalarda bulundu.

İşte Deniz Emin Tüfekçi’nin o yazısı…

2021 giderken, 2022 gelirken, hayaller ve gerçekler;
Moda oldu,
Falcılar, yıldızlara bakanlar, biliciler(kahinler) yeni yılın son gününde TV ekranlarından inmediler. geçen yıl şunu hatta bunu da bilmişti, 3 yıl önce o konuyu tek bilen o olmuştu yaftalı kahinler bu yılbaşında da revaçtaydı.

Ben şakadan kahve falı bakmak dışında o işlerden anlayan birisi değilim.
Şöyle geçen yıl 2021 yılını öngörenlerin yazdıklarına göz gezdirdim.

Anlı şanlı turizmciler kahinliği de geçmiş, Polyana’nın tahtını da ele geçirmişlerdi.
Politikacıları anlıyorum, en iyiyi göstermeye çalışmaları doğaldır. Nedense kendi başarıları olarak görürler her iyi rakamı.

Sektördeki sivil toplum kuruluşları, derneklerinin yöneticileri de umut aşılama yarışına girmezlerse kendilerini nedense başarısız sayarlar.

Geçen yıl yapılan umut aşıları çare olmadı, tutmadı

Geçen yılın sonunda benzer sorulara çeşitli kalemler tarafından verilen yanıtlara şöyle bir göz gezdirip, özellikle sektörün önemli kurumlarının başında yer alanların öngörülerinin ne kadar temelsiz, umutlarının ne kadar boşa çıktığını görmek hüzün verici.

Geçen yıl bu zamanlarda durumu özetlerken PREKARYA terimini kullanmıştım. Görünmezlik, bilinmezlik, kesif sis ortamı anlamına gelen bu terim değil yılın tamamını öngörebilmek, birkaç ay sonrayı bile göremediğimizi belirtmiş, tedbiri elden bırakmamaları, sektörün çöküşünü önlemesi için devletin sektöre maddi destek vermesi gerektiğini yazmıştım. Gereğinin yapılmadığı ortadadır.

2021 yılının sonunda kim ne söylediyse doğru söylemiştir, Politikacılar ise söylemeleri gerektiğine inandıklarını.

Kimilerine göre geçen yıl çok kötü geçmiştir. Dış pazarları kapalı olan meslektaşlarımız, kapılarını açamamışlardır. İngiltere gibi kimi pazarlar Eylül ayına kadar kapalı kalmış, sonrasındaki 2-3 ay biraz hareketlenmiştir.

Rusça konuşan ülkelerden gelen turist sayısı artmış, ancak gelir yükselmemiştir. Temmuz ayına kadar sahillerdeki otellerin çoğu açılamamış, sonrasında yüzler gülmeye başlamış olsa da, olması düşünülen gelire kavuşulamamıştır.

Rus dilindeki rehberler çok iyi iş yaparken, diğer dillerdeki rehberlerin çoğu evlerinde oturmaya devam etmişlerdir.

GEÇEN YIL KİMİLERİNE GÖRE İYİ ÇOĞUNLUĞA GÖRE KÖTÜDÜR

Özetle söylemek gerekirse, geçen yıl, kimilerine göre iyi, (İyinin tanımı, konuk ettikleri turist sayısı ve süresidir) çoğuna göre kötüdür.

Gelir olarak iyi bir yıl diyenler neredeyse parmakla gösterecek sayıdadır.

SORUN SADECE PANDEMİ DEĞİL, SİYASİ’DİR

Siyaset, konumu gereği başarıya açtır, işin iyi yanını göstermekle yükümlüdür. Aksi halde başarısız sayılır.

Ancak öyle rakamlar gündeme getirilmektedir ki, TÜİK rakamları baz alınarak yapılan açıklamalar ile, sektörün içinde yaşayanların ellerindeki rakamlar birbirinden çok farklıdır.

850 dolarlık kişi başı turizm geliri, konaklama fiyatlarının neredeyse bu yılın iki katı olduğu yıllarda bile yakalanamamışken, Akdeniz ve Ege’de ortalama kişi başı gelirin 5 yıldızlı her şey dahil otellerde bile haftalık 250€ rakamı bile yakalamamışken, İstanbul genelinde ortalama haftalık kişi başı b/b ancak 170€uro ortalamayı bulmuşken, ortaya atılan rakamları dillendirenlerin, başka bir ülkeyi anlattıklarını düşünür hale geldik.

Edirne’den Van’a sahillerimize komşu Ege adalarından gelenlerinden, çalışma amacıyla ülkemizde bulunan yabancıların sayılarını, ‘’turist’’ sayarak elde edilen veriler sonucu turist başı gelirin o noktalara çıktığını söylemek, sanırım yeni espri anlayışı olarak not edilecektir.

Gelen turistin satın alma gücünün ne kadar kötü olduğunu bilmeyen yoktur. Alışveriş merkezlerinin, sokaktaki işportacıya kadar bunu herkes söylemektedir.

Dünyanın en ucuz turizm ülkesi olmakla övünmeyi anlamakta zorluk çekiyoruz.

Batılı olarak nitelenen turistin gelmeme nedeni sanırım sadece Pandemi değil. Öyle olsaydı, 2015 yılından bu yana gelen batılı turist sayısını değil yakalamak, yarısına bile ulaşabilmiş olurduk.

Bunun nedeninin Pandemi dışında aranması gerekir.

TÜİK rakamlarına dayanarak övünmeler gerçeği yansıtmamaktadır.

TUSUNAMİ ETKİSİNDE YENİ DALGA GECİKEREK DE OLSA GELİYOR

Geçen Haziran ayında beklediğim birkaç büyük tur operatörünün ödeme güçlüğü içine düşüp sektörün özellikle sahil kesimlerindeki tesislerin, çalışanlarının, işletmecilerinin ciddi sıkıntı yaşayacağı savım gerçekleşmedi. Bunun nedeni o tur operatörlerinin durumlarını düzeltmeleri değil, sektörün iç dengelerinin bozulmaması adına gösterilen özveri yanında bankaların işi son bir gayretle yavaştan almalarıdır.

Tehlike sadece ertelenmiş ama daha da büyümüş, yıkıcı hale gelmiştir. Thomas Cook batışının yeni versiyonunu yaşamak istemiyorsak devletin bu günden olaya el atmasında yarar var.

Batan geminin sahibi düşünsün! diyemez kimse, içindeki binlerce yolcusu, kamara sahibi, tedarikçisi de batacaktır.

Siyaset sadece bu tur operatörlerinin yaratacağı tehlikeyi değil, sektördeki onulmaz çöküşü de görmemekte ısrar etmektedir.

Sınırlarını kapatmak zorunda kalmış Akdeniz’deki rakip ülkeleri geçmekle övünmek siyasetçi için belki hoş bir söylemdir, ama işin doğrusunu sektörün tüm paydaşları bilmektedir.

İşte Tüfekçi’nin 20222 öngörüleri

Gelelim işin kahinlik kısmına;

İç turizm,

Yalan rüzgarı;

2022 yılında yaşayacaklarımızın daha da kötü olmaması dileğiyle.

Deniz Emin Tüfekçi

Exit mobile version