Last Updated on 9 Nisan 2022 by Yaşar Çelik
Son yıllarda teknolojideki hızlı gelişim ve pandeminin etkileri ile gerek iş dünyasında gerek insanların alışkanlıklarında değişimler oluşmaya başlamıştır. Sürdürülebilir gıda.
Ekonomik, sosyal, teknolojik ve politik dahil olmak üzere tüm sektörler bu değişikliklerin etkileriyle gelecekteki fırsatlar ve zorluklar ile başa çıkmak için rekabet içerisine kıyasıya yarışmaktadır. Bu değişimlerden etkilenen sektörlerin başında gelen gıda sektörü de kendine alternatif yollar bulmaya çalışmaktadır. Gıdanın menşei daha da kritik bir duruma geldikçe, tüketiciler sürdürülebilirlik konusuna ve hayvanlara zarar vermeyen gıda maddelerini talep eder hale gelmiştir. Bu da beraberinde eko-pozitif tarım potansiyelinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu kapsamda gıda işletmeleri sürdürülebilirliğe ve doğal olana daha fazla önem vermeye başlamıştır. Örneğin; Kore, Japonya ve Tayland’daki çiftçiler halihazırda su tasarrufu sağlayan ve böcek ilacı kullanımını azaltan akuaponik ve hidroponik tarım uygulamaktadırlar. Sadece yetişkin balıkların hasat edildiği sürdürülebilir su ürünleri yetiştiriciliği balıkçılık, yine Kore’de uygulanmaktadır. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi çöl iklimlerinde, mikro yeşillikleri ve yapraklı yeşillikleri daha sürdürülebilir bir şekilde yetiştirmek için dikey bahçelerin kullanımı dikkat çekmektedir. Markalar, örneğin ilgi odağı videolar ve sosyal medya aracılığıyla tüketicileri yenilikçi ve sürdürülebilir tarım yöntemleri konusunda eğiterek, ürünlerine yönelik tüketici bilinci ve güven ortamı oluşturmaktadır.
Bu sebeple doğrudan sofraya ve tarladan sofraya kavramları da kaynak bulma ve kaliteye odaklanmayı karşılamak için daha fazla talep görmektedir. Tarladan sofraya kavramı, tüketicilerin ürünlerini doğrudan satın alabilecekleri çevrimiçi çiftçi pazarlarının büyümesinde kendini gösterirken, doğrudan masaya yemek dağıtımının yükselişinde de görülebilir. Bu durum sadece kalite ve tazelik güvencesi vermekle kalmaz, aynı zamanda teması ve nakliyeyi de azaltır.
PEKİ GIDA İŞLETMELERİ BU SÜREÇTE NELER YAPABİLİR?
İŞTE GIDA İŞLETMLERİNE YÖNELİK BAZI ÖNERİLER
1. Duyusal Etkisi Olan Yiyecekler Ön Plana Çıkmaya Başladı
Tüketiciler duyusal haz sağlayan deneyimlere aç olduklarından, birinci sınıf malzemelerin kullanımından ve yenilikçi tat deneyimlerinden estetik sunum veya paketlemeye kadar duyuları memnun eden veya heyecanlandıran yemekleri arzulamaya başladı. Müşterilerinizin duyusal tatmin yaşayacağı estetik ürünler hazırlayın.
2. Tüketiciler Güven İstiyor, Onlara Hikayenizi Anlatın
Tüketiciler, yiyeceklerinin nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini anlamak istiyor, bu nedenle bu unsurlarla ilgili özgün bir hikâye, tüketici güvenini ve ürün satışlarını etkileyebilir. Örneğin, yerel malzemeler kullanıyorsanız, bu malzemeleri nasıl temin ettiğinizi ve yerel çiftçilerle nasıl ortaklaşa çalıştığınızı anlatabilirsiniz.
3. Tüketiciler Ayrıcalık İstiyor
Ziyaretçiler yerel halk ile tanışarak perde arkasına geçmek yerine onlarla birlikte deneyim yaşamak istiyor. İşletmeler ziyaretçilerin yerel halk ile aynı ortamda olacağı turlar ve aktif katılımlı farklı uygulamalar düzenleyerek tüketicilerin ilgisini çekebilir.
4. Birlikte Yemek Üzerine Kurulmuş Çok Kuşaklı Geziler
Son yıllarda farklı kuşaklardan kişilerin birlikte seyahat etmesi artan bir eğilim göstermektedir. Gıda işletmeleri artan bu eğilimi fırsata çevirerek gastronomi turizmine yönelik farklı yaştan kişileri bir araya getirebilir.
5. Yiyeceklerin Diğer İlgi Alanları ile Eşleştirilmesi
Ziyaretçiler, destinasyonlarda turistlere seyahat etme fırsatı sağlayan aktif deneyimler arıyorlar. Farklı yöresel yemek deneyimlerinin yanında bisiklet turları, yürüyüş turları gibi farklı etkinlikler ile birleştirilerek ziyaretçilerin ilgi düzeyleri arttırılabilir.
6.Sosyal Medyanın Gücünü Kullanın
Ziyaretçiler, destinasyon seçimlerinde “paylaşılabilir deneyimler” düzeyinden giderek daha fazla etkileniyor ve sosyal medyada yayınlanan yemek deneyimlerinin görüntüleri, destinasyonların görünürlüklerini daha artırıyor. Son zamanlarda sıklıkla tercih edilen özgün ve yaratıcı “hastag” uygulamaları ve “influcer” işbirlikçiliği bu konuda çekici bir özellik yaratabilir. Sürdürülebilir gıda.
7. Yerel Ürün Almaları İçin Fırsat Sağlayın
Ziyaretçiler gezilerinin hatıralarını eve getirmek isterler. Bu sebeple gittikleri yerlerin yöresel ürünlerini satın almaları için fırsat yaratın. Yerel yiyeceklerin vakumlu poşetler ile kolay taşınabilirliğinin sağlanması artı bir puan sağlayacaktır. Böylece hem ürünlerin tanıtımı başka kişilere ulaşacak hem de ziyaretçinin memnun ayrılmasını sağlanacaktır.
8. Gıda Bir Etkileyicidir
Ziyaretçiler, özellikle de genç nesiller, gıdaya etki eden bir faktör olarak daha fazla önem veriyor. Tatil yerlerinde ve kısa molalı güzergahlarda ürününüzün etkileyiciliği size önemli bir kazanç olarak geri dönecektir.
9. “Süper Yiyecekler” -Y Kuşağı ve Z Kuşağı- “Süper Gurmeler”
Y kuşağının gıdaya olan ilgisi her geçen gün artmaya devam ederken Z Kuşağı ise yiyecek ve içecek konusunda artan düzeyde bilgi ve ilgi gösteren “Süper Gurmeler” olarak yetişiyor. Z kuşağının bu potansiyelinden yaralanmak bu noktada önem arz ediyor.
10. Otantik Deneyimler
Tüketiciler artık yedikleri yiyeceklerin arkasında otantik olan yerel hikâyeyi giderek daha fazla merak etmeye başladı. Bu sebeple gıda işletmeleri tüketicilere yemeklerin tarladan hasat edilip mutfakta üretilme sürecine kadar tüm aşamaları ziyaretçilerine otantik bir deneyim şeklinde yaşatmalıdır. Sürdürülebilir gıda.
11. Mutfak Gezginleri Aktif Turizmin Keyfini Çıkarıp Daha Fazla Harcama Yapar
Yiyeceklere daha yüksek düzeyde ilgi gösteren ziyaretçiler, destinasyonda daha fazla kalma eğilimindedir. Alternatif turizm faaliyetleri ile birleştirilen mutfak gezginlerine yönelik etkinlikler kazancınızı arttıracaktır.
12. Yerel Yemeklerin Tarifi, Tarihi ve Gelenekleri
Ziyaretçiler yerel yemeklerin tarifi, tarihi ve yerel yemek gelenekleri görebilecekleri destinasyonları ziyaret etmek istiyor. Bu sayede hem ziyaretçilerin memnun olması sağlanacak hem de yerel mutfağın sürdürülebilirliği ve korunması sağlanacaktır.
13. Özel Diyetler
Son yıllarda gastronomiye yönelik bir başka trend ise özel diyetler. Ziyaretçiler sağlıklı ve doğal beslenmeleri, kişiye yönelik özel diyet menülerini tercih ediyorlar.
14. Küresel Mutfak Bilinci Salgın ile Birlikte Arttı
Küresel salgın, insanların mutfak kültürüne olan farkındalığını ve ilgisini artırdı. Şefler ve restoranlar çevrim içi kanalları daha aktif kullanarak yemek kültürlerinin tanıtımını yapmaya başladı. Online workshoplar düzenleyerek ziyaretçilerin ilgisini çekebilir, destinasyona olan arzunu arttırabilirsiniz. Sürdürülebilir gıda.
15. Kendin Pişir Kendin Ye
Ziyaretçiler evlerinde uğraştırıcı yemek pişirme süreci yerine restoranlara giderek şeflerle birlikte yemek yapmak istiyor. İşletmenizde sağlayacağınız bu etkinlik size yeni fırsatlar sağlarken ziyaretçilerin de işletmelerden daha memnun ayrılmasını sağlayabilir.
16. Dijital Teknolojiyi Kullanın
Küresel salgın ile birlikte QR menü, online sipariş ve çevrim içi rezervasyon gibi yeni gelişmeler ortaya çıktı. İşletmenizde dijital gelişmelere önem vermeniz ve tüm yenilikleri yakından takip etmeniz sizi ön plana çıkaracaktır.
17. Doğal Olanı Kullanın
Ziyaretçiler gıda ürünlerinin yerel ve organik olanını tercih etmeye başladı. İşletmenizde mümkün ise kendi yetiştirildiğiniz ya da yerel pazardan aldığınız doğal ürünleri kullanın.
VE EN ÖNEMLİSİ “SÜRÜLEBİLİRLİK EN TEMEL AMACINIZ OLSUN!”
Sürdürülebilirliği her yerde kullanın. Sosyal sorumluluğu ciddiye alan şirketler; tüm paydaşlar personeller, hissedarlar, müşteriler, topluluklar ve dünya için değer yaratır. Ancak işletmelerin iyi niyetlere sahip olmanın ötesine geçmeleri ve onlara gerçekten ulaştıklarını göstermeleri gerekiyor. Ki bu durum yine sizin kazançlı çıkmanızı sağlayacaktır. Accenture’ın araştırmasına göre, yüksek sosyal sorumluluk performansına sahip şirketler, düşük notlara sahip şirketlerden ortalama 3,7 kat daha yüksek işletme marjlarına ve ayrıca 2,6 kat daha yüksek yıllık getirilere sahip. Sizce sizin de bu işletmelerden biri olma vaktiniz gelmedi mi?