İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Orhanlı Köyü sakinleri, yaşam alanlarına yapılmak istenen jeotermal enerji santrali (JES) projelerine karşı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte açmış oldukları davaları kazandı. Seferihisar Orhanlı halkının
Birden çok proje ruhsatının yer aldığı köy ve çevresinde mahkeme üç alanın JES ruhsatını iptal etti. Mahkeme kararları, 17 Kasım Perşembe günü köy meydanında zeybeklerin halk oyunları gösterisiyle ve keşkek dağıtılarak kutlandı.
İzmir Seferihisar’da bulunan Orhanlı Köyü, bölgede hayata geçirilmesi planlanan jeotermal enerji santrali (JES) projeleri, jeotermal sondaj kuyuları ile yardımcı kaynak olarak rüzgar enerji santrali (RES) ve güneş enerji santrali (GES) projeleriyle 2 yılı aşkın süredir yaşam alanlarını korumak için hukuki olarak mücadele ediyor. 2107 jeotermal işletme ruhsat alanı, 2150 jeotermal arama ruhsat alanı ve 1586 jeotermal arama ruhsat alanına karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün davacı, Doğa Derneği ve Orhanlı Köyü Derneği’nin müdahil olduğu davalarda mahkeme üç alanın ruhsatını iptal etti.
İzmir’in Zeytin Ormanları JES Projelerinin Tehdidi Altında
Hayata geçirilmesi halinde İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytinlerden oluşan zeytin ormanlarına büyük zarar verecek olan jeotermal enerji santrali projeleri, hem bu yörede geçimini sağlayan insanları hem de, bu ormanlarda yaşamını sürdürmekte olan pek çok canlıyı tehdit ediyor. Yüzlerce nadir bitki, kuş ve memeli türünün yaşadığı yöre, Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından en değerli 312 Önemli Doğa Alanı’ndan birisi olan Kızıldağ Önemli Doğa Alanı (ÖDA) içerisinde yer alıyor.
Orhanlı Köyü bu tehdide karşı örnek bir mücadele verdi. Ancak İzmir ve Ege’nin büyük bir bölümünde JES tehdidi devam ediyor. Seferihisar Orhanlı halkının
”Binlerce Yıldır Kadim Yöntemlerle Yaşıyoruz.”
Orhanlı Köyü sakinleri adına konuşan, Orhanlı Köyü Kültür, Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Akçil: Köyümüz üreterek yaşayan ve yediden yetmişe kültürünü devam ettiren bir köy. Kadim Üretim Havzası olan köyümüz için kurdu kuşu doyuran zeytinlikler, aynı zamanda temel bir geçim kaynağı. Binlerce yıldır kadim yöntemlerle yaşıyoruz ve bu yöntem aynı zamanda ekosistemleri ve biyolojik çeşitliliği koruyor. Zeytin ağaçları yoksa, biz yokuz. Kurdun, kuşun, bizim hakkımız için jeotermal istemiyoruz.” dedi.