Last Updated on 4 Aralık 2022 by Yaşar Çelik
PaxDrive Kurucu Ortağı Arif Güneş’ten, yakın gelecekte metaverse kavramının turizm sektöründeki yeri ve önemi hakkında değerlendirmeler… Arif Güneş PaxDrive
Turizm sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren, gelecekte turizm alanında ve seyahat teknolojilerinde yaşanacak gelişmelere ışık tutan Uzakrota Summit Global’e destek veren PaxDrive’ın Kurucu Ortağı Arif Güneş; Uzakrota 2022’de “Future Travel Groups and Marketing Strategies” başlıklı oturumda metaverse ve turizm konusunda değerlendirmelerde bulundu. Arif Güneş PaxDrive
PaxDrive Kurucu Ortağı Arif Güneş, “metaverse” teknolojisinin turizmde yol açacağı değişiklikler, yakın gelecekte seyahat endüstrisindeki yeri hakkındaki görüşlerini paylaştı.
“METAVERSE ASLINDA BİZİM İÇİN YENİ BİR KAVRAM DEĞİL”
Turizm şirketleri olarak müşterilerine hem fiziksel hem de dijital ortamı yaşatmaları gerektiğinin altını çizerek konuşmasına başlayan Arif Güneş; metaverse konusunda şunları söyledi:
“Aslında “metaverse” yeni bir kavram değil, Mark Zuckerberg, Meta Grubu’nu kurduktan sonra bizim hayatımıza girdi. Oysa uzun yıllardır biz, “virtual reality” ya da Türkçe deyimi ile “sanal gerçeklik” gibi alanlarda bu konuda yol alıyorduk. Günümüzde Paris’teki evinizden, İstanbul’daki tura online olarak gerçek bir rehber ile yapılırken katılabiliyorsunuz; rehber size Kapalıçarşı’yı anlatıyor. Hatta Kapalıçarşı’daki ipek fulara dokunarak; deneyimini sizinle paylaşıyor. Siz de buradan yola çıkarak o fuları o anda satın alıyorsunuz. Bunların temeli 2016 – 2017 yılında zaten yapılmaya başlandı.”
“METAVERSE, TURİZM İLE BİRLİKTE NASIL YÜRÜTÜLÜR?”
Asıl üzerinde durulması gereken konunun; “Metaverse, turizm ile birlikte nasıl yürütülür?” sorusu olduğunu belirten Arif Güneş; bu soruya bir an önce yoğunlaşmak gerektiğini söyledi.
HAVAYOLU VE SEYAHAT FİRMALARI METAVERSE ÇALIŞMALARI
Turizm sektörünün 1970’li yıllardan beri teknoloji alanındaki yakından takip edip; bünyesine kattığını ifade eden PaxDrive Kurucu Ortağı Arif Güneş; şunları söyledi:
“1970’li yıllarda internetin ilk temellerinin atıldığı ve Intranet’ler kurulduğunda hem uçak bileti firmaları hem de oteller kendi merkezi rezervasyon sistemleri için bu teknolojiyi sistemlerine entegre ettiler. Bugün çok daha hızla değişen bir Dünya var; bu nedenle turizmciler olarak müşterimize hem fiziki hem de dijital deneyimi aynı anda sunmak zorundayız.
Bugün Emirates, kendi kullanıcılarına sanal gözlüklerle deneyim yaşatıyor. Hem kullanım hem de tahsilat amaçları için tokenler (NFT’ler) geliştirdiğini okuyoruz.
Uçak dönüş süresini iyileştirmek için KLM, temizlik ekibine her bir kabini tanımaları için bir VR kulaklığı kullanarak bir iPad üzerinde sanal filo turları sunmaya başladı. Böylece fiziki deneyim konusunda daha hızlı bir yol alıyorlar.”
Bizler PaxDrive olarak şu anda global olarak B2B alanda seyahat acentası ve kurumsal firmalara havalimanı transfer hizmeti veriyoruz ve her şey fiziksel ama metaverse alanında bizde “Sanal Havalimanları” için sanal havalimanı transferi projeleri yapıyoruz.
TAV Havalimanları da, “metaverse” dünyasında “Sanal Havalimanları” ile ilgili çalışma yaptığını açıklamıştı.
“METAVERSE BİZE DOĞRUDAN SEYAHATİ YAŞATMAYACAK AMA BİR İLHAM VERECEK”
Metaverse ile seyahatlerin ikiye ayrılmaya başladığını hatırlatan Arif Güneş; değerlendirmelerini şu ifadelerle tamamladı:
“Aslında metaverse veya sanal gerçeklik bize doğrudan seyahati yaşatmayacak ama bir ilham verebilecek. Seyahatler ikiye ayrılacak. Benim fiziksel olarak gitmek istediğim seyahatler olacak. Bir de gözlüğü takıp sanal olarak gitmek istediğim seyahatler olacak. Belki hayatım boyunca gitmeyeceğim ama oradaki bir deneyimi yaşayacağım veya oradaki bir müzeyi gezeceğim. Bugün Türkiye’deki müzelerin çoğunu Sanal Müze üzerinden zaten gezebiliyoruz.
“YOK OLMA TEHLİKESİ YAŞAYABİLİRİZ”
Metaverse teknolojisi henüz tam olarak gelişmediği için sistem hala oldukça pahalı. Yüzlerce geliştirilmekte olan proje var ve önümüzdeki birkaç yıl içinden hangisi/hangileri ön planda olacağını bilmek zor.
Seyahat firmaları olarak bu değişimi anlamak ve ayak uydurmak zorundayız. Yoksa hem zamanın hem de sektörün gerisinde kalarak yok olma tehlikesi yaşayabiliriz.”