Last Updated on 13 Mart 2023 by Turizm Günlüğü
VY Global Travel Kurucusu Tansu Demir, 6 Şubat Depremi’nin turizm sektörüne yönelik yansımalarının ve yaşanan kayıpların boyutları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tansu Demir Deprem
VY Global Travel Kurucusu Tansu Demir, 6 Şubat Depremi sonrasında rezervasyonlarda yaşanan değişim, depremin turizm sektöründe yarattığı kayıpların boyutu hakkında yönelttiğimiz soruları yanıtladı. Tansu Demir Deprem
VY Global Travel Kurucusu Tansu Demir’e yönelttiğimiz sorular ve sorularımıza verdiği yanıtlar şu şekilde:
TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR TURİZMİ AĞIR YARA ALDI
Depremin turizm sektöründe yaratığı kayıplar hangi boyutlarda? Genel bir durum değerlendirmesi alabilir miyiz?
Deprem, bölgenin turizm sektörü için de bir fay kırılması, ekonomisi açısından da bir deprem olmuştur. Deprem bölgelerimiz, tarihin akışını değiştiren Şanlıurfa’daki Göbeklitepe başta olmak üzere, Antakya, Gaziantep, Diyarbakır, Adana gibi şehirlerimiz tarih, kültür, din turizmi ve gastronomi turizmi açısından ülkemizin en önemli bölgeleridir. Bu bölgelerimizde turizm şu an için durmuştur.
Bununla birlikte ülkemize genel yansıması, turist sayısında %30-35’e varan bir azalma olacağını öngörebiliriz. Direkt iptallerin yanı sıra, sezon için gelen rezervasyonlarda yavaşlama olmuştur.
“MEVCUT REZERVASYONLARDA İPTALLER ORTALAMA YÜZDE 20 CİVARINDA”
Deprem sonrasında mevcut ve yaz sezonuna yönelik rezervasyonlarınız nasıl bir seyir izledi? Hangi boyutta etkilendi?
VY Global Travel olarak, Latin Amerika ve İtalya pazarında, mevcut rezervasyonlarımızda büyük oranda iptaller olmadı. Ortalama %20 civarıdır.
Yalnız burada dikkat edilmesi gereken nokta, turizm tüketicisinin yaz sezonu için Şubat – Mart döneminde erken rezervasyon yaptırdığı göz önüne alınırsa, ne kadar kısmının tatil programını değiştirdiğini bilmenin olanağı yoktur. Bir de ülkemizin ana pazarlarından Rusya – Ukrayna Savaşı depremin daha öncesinden olumsuz bir etki yaratmıştır.
“YAŞANAN KAYIPLAR SEZONU SONU NET OLARAK GÖRÜLECEKTİR”
Bu dönemde rezervasyon taleplerinde, geçen yıla oranla durgunluk ve düşüş olmuştur. Bu sezon, tüm sektörün ve ülkemizin hedefleri, beklentileri düşünülürse yaşanan kayıplar sezon sonu net olarak görülecektir.
Bundan sonrası için rezervasyonlarda ve iş hacminizde nasıl bir seyrin yaşanacağını öngörüyorsunuz?
Bilim insanları, ülkenin fay hatlarının oynadığını düşünmektedirler. Ülkemiz başka büyük deprem yaşamazsa ortalama bir aylık süreçte normalleşecektir. Deprem yaşamış bölgelerimizde bu süreç onarım ve yenilenmenin süresiyle paralel olacaktır. Şu anki tek gerçek, bölgeye gelen turist sayısı da göz önüne alındığında sektörün etkilenmeden çıkmasının mümkün olmadığı ve küçüleceğidir.
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ TÜM PAYDAŞLARIMIZA KARŞILIKSIZ VEYA UZUN VADE DESTEK KREDİLERİ VERİLMELİDİR”
Bundan sonrası için 2023 turizm hedefleri doğrultusunda siyasiler ve bürokratlar nasıl bir yol izlemeli? Hangi adımlar atılmalı?
Döviz girdisi beklentisinin, en önemli bütçe kalemini oluşturan yıllık turizm gelirlerine karşın, bürokrasi ve mali karar mekanizmaları tarafından üvey evlat görülen sektör paydaşları, her krizde unutulup kaderine terk edilmektedir.
Acil olarak deprem bölgesindeki tüm acenta, otel ve rehberlere karşılıksız veya uzun vade destek kredileri verilmelidir.
Unutmayınız ki sezonluk iş yapan turizm sektörü, desteklenmezse zamanla sessizce sönen bir mum gibi bitecek, sektör tekellerin, muhatabı insan olmayan online ve mekanik sistemlerin, hiçbir istikrarı olmayan uluslararası kartellerin eline geçecektir.
Pandemi dönemi, Akdeniz çanağında ortalama bir acentaya verilen destek yıllık 500 bin Euro olmuştur. Bu miktar ciro, yıllık kira ödemesi, önceki dönem kestiği faturalar ortalaması üzerinden çıkartılmış, vergiden ve birçok aylık ödemeden de muaf tutulmuştur. TUI gibi büyük tur operatörlerine 1.2 milyar Euro kredi verilmiştir.
Turizm acentaları halen uluslararası fuar desteklerinden bile yararlandırılmıyor.
Depremin yanı sıra olası “İstanbul depremi” hakkında yapılan açıklamaların turizme yönelik etkileri hangi boyutlarda? Bu konuda turizm sektörü açısından nasıl bir yol izlenebilir?
İstanbul depremi aslında yanlış bir kavramdır. Ne yazık ki şehrin önemi, üretim değeri, tarihi niteliği, nüfus yoğunluğu önemi açısından bu şekilde anılmaktadır.
Aslında olası deprem; Marmara Denizi’nde, bilim insanları ifadesi ile 25 ila 45 km açıktaki fay hatlarından beklenmektedir.
Bu korkuyu sürekli gündemde tutmak dillendirmek elbette olumsuz bir etki yaratmaktadır. Bu olasılığı yok saymamakla birlikte, şehrin imar planı yenilenmesi, binaların, yolların, ulaşım araçlarının geçiş noktalarının tümünün güçlendirilmesi ve şehrin depreme hazırlıklı hale getirilmesi gerekmektedir.
TURİZM ACENTALARI İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Tanıtım çalışmaları açısından neler yapılabilir? Turizmde yeniden toparlanma için nasıl bir yol izlenebilir?
Turizm acentalarının tümü niteliklerine bakılmaksızın KOBİ kapsamına alınmalı, döviz girdisi çok yüksek olmayan acentalar da ihracatçı statüsüne alınmalı ve aynı olanaklardan yararlanmalıdır.
Vergi ve SGK muafiyetleri getirilmelidir.
TURİZM SEKTÖRÜ İÇİN POZİTİF AYRIMCILIK
Artık yapılması gereken acil olarak, acentalara ve sektöre pozitif ayrımcılıktır.
Sektörün emekçilerinin tamamen kendi çabası, emeği, sıkıntıları, acıları ile oluşturduğu bu büyük emek değer için, belki 40 yıllık ihmalin, hiçbir takdir almamış olmasının, yok sayılmasının, yalnızlaştırılmasının belki çok gecikmiş bir özrü olur.
Sivas, Kars, Adıyaman’da incoming yapan bir acenta ile İstanbul, İzmir, Antalya’da incoming yapan acentalar için coğrafik fırsat eşitliğinden bahsedilemez. Ama hepsi kendi şehri için birer pırlanta tanesi gibi önemlidir.
Sürekli belli kotalarla davranmak, standartları en üsttekine göre belirlemek, sadece güçlüyü daha güçlü, zayıfı daha zayıf yapar.
Akıllı ve verimli ekonomi politikalar standartlarını bölgesel olarak planlamakla başlar.
Aynı şekilde tanıtım içinde geçerlidir bu. Bölgesel olarak yapılmayan tanıtımlar, hiçbir hedefe hizmet etmez.
Ankara’nın tanıtım argümanlarıyla, Gaziantep’in tanıtım argümanları apayrıdır ve bu ruhu ancak orada yaşayan turizm paydaşları ile birlikte yerel yönetimler iş birliği içinde yapmalıdır. Bölgesel pazarlama bütün çağdaş turizm ülkelerde uygulanmaktadır.
Yöneticilerden beklenti ve talepleriniz nelerdir?
Yöneticiler, ülkemiz turizmcilerine kulak vermeli, bunu da protokol gereği değil, içten, ciddiye alarak çözüm odaklı olmalıdır.
Tamamen dişiyle, tırnağıyla sıfır destekle böyle bir girdi sağlayan, ülkenin genç nüfus istihdamında mucize yaratmış turizm emekçilerine hizmet etmeyi, vatanın kalbine hizmet etmekle bir görmelidirler. Tansu Demir Deprem
TG DOSYA KONUSU: DEPREM FELAKETİ SONRASI TURİZM SEKTÖRÜ
Orhan Sancar / Deprem sonrasında Rusya’da rezervasyonlar ne durumda?
Onur Özer: ITB Berlin Fuarı’ndan sonra bir düzelme bekliyoruz
Levent Bekaroğlu: Kısa vadede rezervasyon akışı %30 civarında etkilendi
Hüseyin Kurt: Yaşadıklarımızı unutmadan yarına hep birlikte hazırlanalım
Deniz Karakaya: Birkaç hafta içinde rezervasyonların normale döneceğini öngörüyoruz