Last Updated on 15 Mart 2023 by Turizm Günlüğü
Türkiye ve Suriye’yi etkileyen yıkıcı depremlerin üzerinden iki haftadan fazla zaman geçti, fakat yürek parçalayıcı yardım çağrıları devam ediyor. Yunanistan ve Türkiye’nin kardeş
Siyasi Aktivist Marcos Moschovidis, yaşanan deprem felaketinin ilk anından itibaren Yunanistan ve Türkiye’nin iş birliğine dair tüm detayları ele aldı.
Yeterli barınma imkanına sahip olmayan on binlerce kişi hala enkaz altında kalan sevdiklerin arıyor ya da tıbbi yardıma ihtiyaç duyuyor. 13 milyon kişinin etkilendiğini göz önüne alınca yıkım kimsenin kaçamayacağı bir kabus gibi oldu.
Dünyanın dört bir yanından kalpten gelen birlik mesajları yağdı, fakat belki de tam da bu yüzden bazıları hislerini dillendirmek için konuşmak yerine harekete geçmeyi tercih etti.
Türkiye ile güçlü tarihi bağları bulunan Balkanlardan gelen destek hem bireyler düzeyinde hem de diplomatik düzeyde bir dizi dokunaklı anın yaşanmasına yol açtı.
Tüm ülkelerden gelen yardımlar ihtiyaç halindekilere destek olsa da, hükümet ve halk tarafından şükranla karşılansa da bir etkileşimin yeri ayrıydı: Türkler ve Yunanlar.
“Sorunlu geçmiş Yunanistan ve Türkiye’nin göz göze gelemeyeceği anlamına gelmiyor”
Ülkelerimiz, bir sürü acı ve çözülmeyen sorunlar nedeniyle sorunlu bir geçmişi paylaşıyor. Ne yazık ki, bu durum normal zamanlarda hala siyasi ve çok daha az olsa da bireysel düzeydeki ilişkileri sağlıksız dozda zehirliyor.
Bu toksik durum genelde dış dünyanın iki ülke halkının çoğunun komşularından nefret ettiğini düşünmesine yol açıyor. Bu düşüncenin hiç bir doğruluk payı yok. Yunanistan ve Türkiye ile veya her ikisiyle birden bağı olanların çoğunluğu bunu her zaman biliyorduk.
Deprem sonrası faaliyetlerde bunu şu ana kadar bilmeyenlere de aslında birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu gösterdik. Bu nedenler Yunan kurtarma ekibi EMAK, Türkiye’ye ilk ulaşan ve enkaz altında kalan insanları kurtarmaya destek olan ekiplerin arasında yer aldı.
Ekibin 7 Şubat’ta İskenderun’da yıkılan bir binanın altından 7 yaşındaki Fatma’yı çıkarma çabalarını gösteren fotoğraflar ve videolar viral oldu.
“Zor zamandaki dost gerçek dosttur”
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, AB ülkelerinden Türkiye’yi ziyaret eden ilk bakan oldu. Mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşerek depremin yol açtğı yıkımı daha iyi anlamak için etkilenen bölgeleri havadan dolaştı. Yunanistan ve Türkiye’nin kardeş
Yunan Başbakan Kriyakos Miçotakis, Brüksel’de “depremden etkilenenlere yardım ve yeniden inşa için ek fonlar oluşturmak için yapılacak AB bağışçılar zirvesinin organize edilmesinde Yunanistan’ın ön saflarda olacağını” açıkladı.
Bu girişimler hem Türk halkı hem de Türk politikacıları tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı, tıpkı Türkiye’nin Atina büyükelçiliği’nin Twitter hesabından “Zor zamandaki dost gerçek dosttur, Yunan halkı Türk depremzedelere yardım eli uzatmayı sürdürüyor,” sözlerini paylaşması gibi.
Sosyal medyada da on binlerce şükran mesajı paylaşıldı, bizi bölen şeyler yerine ne kadar ortak yönlerimiz olduğu üzerine konuşmalar yapıldı. Barış, birlik ve minnetler dolu paylaşımlar insanları her iki ülkeyi de etkileyen 1999 depreminden beri görülmeyen düzeyde birleştirdi.
“Ben seni sevdiğumi dünyalara bildirdum”
Sivil toplum düzeyinde, Yunanistan’ın her tarafında kan bağışı kampanyaları düzenlendi. 330 belediyeden insani yardımlarla doldurulan tırlar Türkiye’ye gönderildi.
Öğrenciler, şirketler, STKlar ve sıradan halk gıda, ilaç, kıyafet ver diğer acil durum ihtiyaçları için toplama noktaları oluşturdu.
Bazıları da bağış toplamak ve yaşanılanları anlatmak için kendi platformlarında dijital kampanyalar başlattı. Dayanışma dalgası ülkenin her tarafından hissedilebiliyordu.
Yunan günlük gazete Kathimerini “Hepimiz Türk’üz” sloganı yazılı bir illüstrasyon yayınladı. Yunan yayıncı kuruluşu ERT sabah haberlerine depremin etkisini ekranlara yansıtırken “Ben seni sevdiğumi dünyalara bildirdum,” şarkısıyla başladı.
Yani Yunanistan’da etkilenmeyen kimsenin kalmadığını söylemek mümkünç
Önemli olan tek kan hayat kurtarmak için kullanılandır
Aslında Türkiye ve Yunanistan’ın ihtiyaç zamanlarından birbirine yardım etmesi yeni bir şey değil. Felaketler karşısında siyasi durum ne olursa oldun birbirimize kenetleniyoruz.
İster Yunanların Türklere yardım etmesi olsun ister Türklerin Yunanlara yardım etmesi olsun, işler zorlaştığında hep birbirimize güvendik.
Hadi bunlardan ders çıkaralım ve aynı arkadaşlık ruhunu iyi zamanlarda da yaşatalım. Özellikle, geçlerin komşularını sadece farklı bir dil konuşan kardeşleri olarak görmelerini ümit ediyorum.
Bir daha politikacılar halklar arasındaki bir savaştan bahsettiğinde şunu hatırlayalım: Önemli olan tek kan can kurtarmak için kullanılandır, can almak için dökülen değil.
6 Şubat’tan bu yana hala artmakla birlikte resmi rakamlara göre hayatını kaybedenlerin sayısı 50 bine yaklaştı (en az 42 bin Türkiye’de, 7 bin Suriye’de), öte yandan uzmanlar nihai sayının 150 bini geçebileceğini belirtiyor.
Yardımlarımız hala kritik önemde. Yapabiliyorsanız yardımlarını lütfen güvenilir organizasyonlara gönderin. Bu büyük bir fark yaratacaktır.
Kaynak: EuroNews.
