Last Updated on 18 Mart 2023 by Turizm Günlüğü
Bu yazıyı okuyan çoğu İzmirlinin dahi bilmediği bir yere gidiyoruz. Dikili’ye… “Dikili’yi nasıl bilmiyoruz, elbette biliriz biz Dikili’yi” dediniz değil mi? Ama biz Dikili’ye sadece varmak istediğimiz yere geçiş için gidiyoruz. Kalem Adası.
Kalem Adası… Duymamıştınız değil mi? O kadar bakir, o kadar sessiz sakin ki duymamış olmanız son derece normal. Duyanlar ise şu an bana kızgın. Kalem Adası’nın güzelliğinden, sakinliğinden ve göz alıcı turkuaz denizinden sizleri haberdar etmemden pek hoşlanmadıklarını duyar gibiyim. Haksız da değiller. Ama ülkemizin Maldivleri ya da Karayipleri andıran güzellikteki muhteşem doğa harikası bu adayı herkesin bilmesi ve keşfetmesi lazım. Kalem Adası, Ege Denizi’nin bizlere sunmuş olduğu en güzel nimetlerden bir tanesi. Turkuaz sularla çevrili, hala ayakta kalan asırlık zeytin ağaçları ve onların şahitlik ettiği antik yerleri, adanın en güzel tasvirlerinden palmiyeleri ile adeta cennetten bir köşe.
Tourism Diary MAG 8. Sayısı “İzmir Gezi Rehberi” çıktı. Okumak için tıklayın.
Tarihi bir ihtişam
Eski bir Rum köyü olan Bademli açıklarında, anakaraya 450 metre mesafede bulunan Kalem Adası’nın tarihi çok eskiye dayanmakta. “Aiolis” ismiyle adlandırılan adada en eski yaşam izleri M.Ö. 1700 yıllarına uzanıyor. Helenistik dönemin görkemli şehirleri ile çevrelenen ada o günlerden beri ihtişamıyla ayakta duruyor.
Uğruna savaşılan bir yer
Kalem Adası, su üstü güzelliklerinin yanı sıra su altında da sürprizlere sahip. Adanın yukarıda bahsedilen dönemlerden bu yana sahip olduğu güzelliklerinden, onu elde etmek için girişilen mücadelelere ev sahipliği yaptığı da bilinmekte. M.Ö. 406 yılında Sparta ve Atina donanmalarının bu ada için kıyasıya savaştığı, katılan gemi sayısı düşünüldüğünde (yaklaşık 270) en büyük deniz savaşının yapıldığı ve civarında yüzlerce geminin battığı açıklarında tarihine tanıklık edeceğiniz bir yer Kalem Adası.
Diğer adı; Arginnsai yani ‘Işık Saçan’
Ele geçirmek için bu kadar büyük bir mücadeleye sahne olan adanın o günlerden günümüze azalmayan güzelliğini gördüğünüzde savaşın sebebini kolayca anlayabilirsiniz. Çevresindeki bembeyaz kumların ışığı yansıtmasıyla oluşan parıltı sonucu tarihte “Arginnsai” (ışık saçan) olarak da bilinen Kalem Adası büyüleyici bir yere geldiğinizi bu parıltısıyla size kolayca hissettirecektir.
Kalem Adası’nı dergide okumak için tıklayın.
Türkiye’nin tek ada oteli de burada
Kuzeyden güneye 1,5 kilometre, toplam alanı 480.000 metrekare olan, 1973 yılından bu yana şahsa ait olup, üzerinde Türkiye’nin tek ada otelinin kurulu olduğu Kalem Adası’na gitme kararı aldıysanız, kalabalıktan uzak, sakin ve huzurlu bir tatil arayışı içinde olduğunuz kolayca anlaşılabilir. Üzerinde başka tesis bulunmayan, gürültünün ulaşmadığı, sit alanı olarak kamp yapmanın da yasak olduğu adada siz ve sevdiklerinizle, ülkemizden çok uzaklara fiziksel olarak gitmeden zihinsel olarak gidebilirsiniz.
Adaya ya günübirlik ya da otelinde konaklamak için ulaşabilirsiniz. Her iki durumda da aracınızla gidebileceğiniz son nokta olan Bademli’ye kadar gelip, karşıya transfer tekneleri ile geçmek gerekiyor. Çok fazla sayıda odası olmayan otel için özellikle önceden rezervasyon yapmayı ihmal etmeyin. Hatta günübirlik kullanım için de otelden istifade edeceğinizden (ücrete tabi) kısıtlı olan kontenjan için yine elinizi çabuk tutmanızda yarar var.
Büyülü, huzurlu ve şifalı bir tatil
Her iki durumda da Kalem Adası kendisine ulaşım esnasında üzerinden kat ettiğiniz akvaryumdan farksız deniz ve yaklaştıkça sizi kendisine hayran bırakacak eşsiz doğa ve süslü bitki örtüsü ile karşılayacak. Adaya ayak bastığınızda günübirlik geldiğinize sizi pişman edecek bir tesis ağırlayacak. Kendinizi turkuaz sulara bir an önce atmak istiyorsunuz biliyorum ama girdiğinizde geri çıkmak istemeyeceğiniz için önce adada sergilenen eser ve heykeller arasında tarihi bir yolculuğa çıkıp, zeytin ağaçları gölgesinde yürüyüş yapıp, bol bol fotoğraf çektirmeye ne dersiniz?
Artık palmiye ağaçlarının altında, incecik kumlarla bezeli mavi bayraklı plajda uzanmak, sessizce kitabınızı okumak, pırıl pırıl güneşin tadını çıkarmakta sıra! “Uzun zamandır şöyle büyülü ve huzurlu bir tatil yapmıyordum” cümlesini söyleyeceğinizin garantisi sunulan Kalem Adası’nın rivayete göre sularının da şifalı olduğu söyleniyor. Kim bilir ülkemizdeki en turkuaz sulara sahipliğinin pekiştirilmesi anlamında ortaya atılan bir rivayet olabilir ama içinden çıkmak istemeyeceğiniz güzellikteki bu suyun ruhunuza iyi geleceği kesin. Tatilden beklenen de zaten bu değil mi?
Geçirilen her anın çok özel olacağı Kalem Adası’nın geceleri ise en az gündüzleri kadar muhteşem. Işık kirliliğinin olmadığı adada, gece gökyüzündeki yıldızlar, siyah tuval üzerine serpiştirilmiş inci tanelerine benzer halleriyle size göz kırpacaktır. Evet ben de cümlemin romantizm dolu olduğunu hissettim ama zaten Kalem Adası romantizmin de adası. En özel günlerinizi daha da özelleştirebileceğiniz Kalem Adası’nda özellikle balayı yapmak unutulmazlar arasında olabilir.
Kalem Adası’nı gördükten sonra tatil anlayışınızı yeniden gözden geçirmeniz çok olası. Çünkü bir daha o sevdiğiniz yerlere gitmek yerine buraya geleceğinizden eminim. Ülkemizin en özel yerlerinden biri olan Kalem Adası için şimdiden elinizi çabuk tutmanızda fayda var. Keyifli seyahatler!