Turizm duayeni Deniz Tüfekçi’den Sultanahmet eleştirisi. İstanbul’da olan terör saldırılarının benzerlerinin tüm dünyada olduğuna dikkat çeken Tüfekçi, saldırlar sonrası alınan kalıcı önlemlerin bölgeyi ziyaret eden turistlere ve “Güveli Ülke Türkiye” imajına çok zarar verdiğini” ifade etti.
İşte Turizm duayeni Deniz Tüfekçi’nin “Burası Sultanahmet meydanı” başlıklı o yazısı:
Deniz Tüfekçi
“Burası Sultanahmet meydanı
Dünyanın göz bebeği.
Yıllar önce karar alındı, buraya hiç bir motorlu taşıt sokulmayacak dendi.
Meydan sanki bedava otopark oldu,
Önce ilgili Valimize yazayım.
Kararı yıllar önce alan İstanbul valiliği, yani sizin kararınız ilga ediliyor, kim takar anlayışındaki beyler.
Güvenlik tabii ki çok önemli, terörün acısını en çok çeken turizm sektöründen birisi olarak güvenlikten memnunuz ama motosikletli genç arkasında üstü örtülü bez olan sepetteki çantayla giriş yaparken sohbete dalmış polislerimizin ilgisini çekmiyor ama görev aşığı motosikletli trafik polisimiz rehberlerinin peşine takılıp onu dinleyen grubun arasından geçip meydanın ortasında bir baştan bir başa gezmekten kendini alamıyor. Trafiğin olmadığı yerde trafik polisimiz neden meydanın ortasında gürültü de çıkartarak güya Show yapıp, tur atar?
Fatih Belediyesi’nin yanında İBB’ye bağlı İSTAC aracı da sabah on- on bir civarında gürültülü yerleri süpüren araçlarıyla meydanın içinde kenarında temizlik yapıyor. İSTAC aracının şoförünü uyarıp, amirlerine gündüz çok ses çıktığı için temizlik yapmayı sabah erken ya da akşam 5’ten sonra yapılmasının uygun olacağını iletmesini rica ettim, sağ olsun aracını durdurdu, haklısınız deyip gitti.
Güvenlik hangi araçlara giriş izni veriyor bilemiyorum. Civardaki iş yeri sahipleri de, Turizm Bakanlığına ait binanın yetkilileri de, bölge esnafı da meydanı bedava park yeri olarak kullanıyor.
İki Suriyeli genç “Tu Hour Bosporus Tur” diye yabancı gördüğüne yanaşıp tur satıyor. Hani seyahat acenteciliği hizmetini verenler kapı önüne bile tabela koyamazdı? Ne satıyor? Hangi motorcu acenteciliğe soyunmuş, müdahale eden yok! Eminönü’nde Galata köprüsü yanında da motordan anons ediyorlar tur satmak için her gün…
İlgililere soruyoruz, şikayet ediyoruz ama kimse bir şey yapmıyor, arkaları kuvvetli demeye getiriyorlar.
Tramvay durakları rezalet, turist biraz makineden İstanbul kart almakta zorlansa, orada hazır bekleyen çete elemanları hemen yanaşıp adamın 100 lirasını alıp sonra daha az bir miktar parayı yükleyerek turisti gönderip her işlerinden! Üç, beş Allah ne verdiyse kazanıyor. Turist anlayana kadar tramvayı çoktan başka yere varmış oluyor. Şikayet etse kime edecek!.
Hamutçular zaten köşe başında, uygun adamı gözlerine kestirip işlerini görüyorlar.
Güvenlik adına korku salıyorsunuz farkında olmadan, dünyanın her yerinde özellikle turizm bölgelerinde hem kameralarla, hem de sivil polislerle güvenliği kimse hissetmeden sağlıyorlar.
Paris’teki terör saldırısından iki hafta sonra bir grubumuzu götürdüğüm Paris, Louvre müzesinde, ne yüzlerce metre uzunluğunda bariyerler vardı, ne tank vardı, ne de silahlı asker, jandarma ya da polis ekibi.
Biz ne yapıyoruz peki?
Çadır içinde karakol kurduk tarihi meydana, yetmediği gibi, meydanın dört bir yanını bariyerlerle çevirdik.
Hangi terör eylemi böyle bariyer konarak engellenmiş? Güvenlik çok önemli, ancak turist her şeyden habersiz, ne var burada asker polis silahlı insanlar! Diyerek tedirgin oluyor, bunu bilin .
Çevre esnafın ekmeği ile oynandığını bile fark etmiyor, nasıl etkilendiler acaba diye soran yok, şikayet edeni, dinlemiyor bile hiç bir yetkili.
45 yıllık bir turizmci olarak bende söylemesi…
Bunları her gün gören, yaşayan, ofisine gitmek için günde bir kaç defa meydandan gecen bu bölgede 1978 yılından bu yana seyahat acentesi sahibi, 45 yıllık bir turizmci, bir ağabey olarak yetkilileri uyarıyorum, biraz ilgi duyun, kulak verin şikayetlere. Bu konuda devlete güvenini kaybetmiş turizmcilerin ortak şikayeti gangster! Soyguncu! taksici kılıklıların hala meydanda köşe başını tutarak “iş tutmaları”.
Ne yazarsan, ne söylersen söyle, kimse böyle şeylere aldırmıyor, yetkililere “biz söyledik de ne oldu” diyorlar.
Benden söylemesi.
Kameralardan her şeyi benim kadar siz de görüyorsunuz, izleyin derim.