Türkiye’nin ilham verici sanatçılarından Mehmet Türkçelik ve atölyesi Çatuk Sanat Evi, fırtınalı denizin getirdiği dal parçalarının (çatuk) nasıl birer sanat eserine dönüştüğünün yaşayan kanıtı. Deniz, dal parçaları ve hayallerin sıra dışı bir deneyime dönüştüğü Çatuk Sanat Evi, ziyaretçilerini benzersiz bir yolculuğa davet ediyor. Sanatın ve doğanın buluştuğu bu eşsiz yerde, Türkçelik’in çatuk sanatına tanıklık edin.
Fırtınaların dinmesini değil çıkmasını bekleyen bir sanatçı
Yıllar önce bir yanlış anlaşılma yüzünden sanata küstürülen Mehmet Bey’in bu ilginç hikayesi fırtınalı bir günde öğrencileriyle çatuk toplamaya çıkmalarıyla başlar. Etrafta Mehmet Bey ve öğrencilerini görenler, onun çocuklara kışlık yakacak toplattığı yönünde asılsız bir dedikodu çıkarırlar. Hem işlerinin yoğunluğu hem de böyle üzücü bir olay sonrası Mehmet Bey sanata küser. Ancak yıllar sonra emekliğiyle birlikte memleketi Filyos’a döner ve deniz kıyısında yerleştiği evinin alt katını küçük bir sanat atölyesine çevirir. Artık burada tek beklediği fırtınanın dinmesi değil çıkması olur. Böylelikle Mehmet Bey dünyanın farklı yerlerinden Karadeniz’e karışıp gelen tahta parçalarına can verir. Biraz bohem biraz da vudu esintileri hissettiğim bu çatuktan figürler benim gibi sanat meraklılarıyla Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde buluşmaya devam ediyor.
Dalgaların Filyos sahiline sürüklediği malzemeleri sanat eserine dönüştürüyor
➤ El sanatınızı sergilediğiniz ‘Çatuk Sanat Evi’ fikri ortaya ne zaman ve nasıl çıktı? Nedir bu Çatuk?
Çatuk yöresel bir kelime. Karadeniz ormanlarından derelere, ırmaklardan denize sürüklenen ağaç parçaları doğanın işçiliğinden geçer fazlalıklarından arınır. Fırtınalarda kıyıya vurur. Ben de bu ağaç parçalarından kendime göre uygun bulduklarımı toplarım. Halk da yakacak olarak toplar. “Ya içlerinde güzel parçalar varsa?” diye düşünürüm. Emekli olmadan önce evde ve apartmanın uygun olan bölümlerinde çalışıyordum. Filyos’a dönünce daha disiplinli çalışmaya başladım. Malzemenin çoğu denizden geldiği için yöresel isme sadık kaldım. “Çatuk nedir” diye sorduklarında işte bunlar diyorum, ağaç parçalarını gösteriyorum.
“Esin kaynağım küresel toplumsal hareketler”
➤ Eserlerinizin ardındaki hikâyeyi yani gördüğümüz figürlerin ilhamının nereden geldiğini bizimle paylaşır mısınız?
Doğa en büyük sanatçı bence. Zaten doğa yapacağını yapmış. Geriye bana ona sadık kalarak düzenlemek kalıyor. Ama bunu yaparken ağaçlardan izin alarak yapıyorum. Birbirimizi üzmeden karşılıklı anlaşarak yani kırmadan, kesmeden üretmeye çalışıyorum. Bazen dünyadaki ve ülkemizdeki dertleri dert edinip bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Toplumsal hareketler, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı gibi…
Bu atölye; denizden gelenler ve elinden gelenler atölyesi
➤ Figürlerinizi oluşturmada hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Fazla alet edevat istemiyor yaptığım iş. Bazen oturuyorum deniz kenarına elimde bir çakı, denizin attığı ponza taşından yüz yapıveriyorum. Aslında kendimi anlatıyorum. Bazen isyan eden yüzler, bazen çocuksu yüzler…
“İlhamımı çocuklardan alıyorum”
➤ Zonguldak’a gelen turistlerin ve yerel halkın sanatınıza olan ilgisi nasıl? En çok hangi eserleriniz rağbet görüyor?
Yerel halk için Çatukçu Mehmet Hocayım. Çocukların bakışı çok iyi, onların tepkileri benim için çok önemli. Onların tepkilerini izlemek hem hoşuma gidiyor hem de ilham veriyor. Müthiş hayal dünyaları var. Atölyeye geldikleri zaman çatuklarla iki dakikada heykel yapıveriyorlar. Ben de onlardan ilham alıyorum. Yani çocuklar ilham kaynaklarımdan, onlar doğuştan sanatçı. Zonguldak’tan gelenler atölyeyi görmeye gelmiyorlar, doğal olarak. Gezinirken “aaa burada tuhaf bir dükkan var” diyorlar. Girip girmemek arasında tereddüt ederken “buyurun gezebilirsiniz” deyince “bunların hepsini siz mi yaptınız” diye şaşkınlıkları hoşuma gidiyor. Rağbet görme derken satın almayı kastediyorsanız öyle bir durum yok tabi. Bol bol tebrik var, elinize sağlık var. O da bana yetiyor. (: (İkimiz de gülüyoruz.)
Prof. Dr. Serpil Oppermann’dan Deniz Heykeltıraşı Lakabı
Ama fark edilmek hoşuma gidiyor. Örneğin, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin hazırladığı “Zonguldak Yöresinde Yaşayan İnsan Hazineleri” kitabındaki 40 kişi arasına almışlar beni, sağ olsunlar. 2016 yılında Pegasus Dergisi’nin Temmuz sayısında röportajım var. Uçakta dergiyi okuyan Prof. Dr. Serpil Oppermann, John Hopkins Üniversitesi bünyesinde yayınlanan bir dergideki makalesinde benden bahsetmiş, bir eserimin görüntüsünü yayınlamış. Benim için deniz heykeltıraşı tabirini kullanmış. Çok hoşuma gitti, makalesini bana da gönderdi. Yani anlayacağınız literatüre de girmiş oldum böylelikle. 😊
Filyos (Tios) tarihi M.Ö 7. yüzyıla dayanan bir antik kent. Bu tarihsel-kültürel mirası yansıtan ve ona katkıda bulunan işler yapabiliyorsam mutlu olurum. Turizm ve cazibe merkezi olmaya doğru giden Filyos’a değer katacak, marka değeri kazandıracak işler yapmaya devam edeceğim.
➤ Her işin keyifli taraflarının yanı sıra zorlukları da vardır, sizi en çok zorlayan kısım ne oldu?
Keyifli tarafı çok. Sürekli hayal ediyorsun. Kendini yenilemeye çalışıyorsun. Zorlukları ise artık deniz pek çatuk atamıyor. Akarsulara yapılan barajlar oralardan ağaçların denize az
ulaşmasına sebep oluyor.
➤ Doğa ve sanat ile ilgili bir mottonuz var mı, nedir?
Doğada olan her şey sanata dönüştürülebilir diye düşünüyorum. Felsefem budur.
Zonguldak’ı Ziyaret Etmeniz İçin Bir Başka Harika Sebep
Mehmet Türkçelik’in atölyesi Çatuk Sanat Evi, Zonguldak’ın kalbine yerleşmiş bir hazine ve alternatif bir gezi rotası arayanlar için mükemmel bir durak. Bu atölye, Türkçelik’in yaratıcılığının ve zanaatkârlığının eşsiz örneklerini barındıran bir sanat kalesi. Bu eşsiz sanat eserlerini keşfetmek için Hisarönü Mahallesi, Park Caddesi, 4-A, Filyos / Zonguldak adresine bir yolculuk planlayabilirsiniz. Mehmet Bey’in sanatındaki büyüyü ve yaratıcılığı daha da yakından takip etmek istiyorsanız, @turkcelikmehmet Instagram hesabından onun en son çalışmalarına göz atabilirsiniz. İşte Zonguldak’ı ziyaret etmeniz için bir başka harika sebep daha!
Mehmet Türkçelik Eserleriyle 23. Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk Kültür ve Sanat Festivali’nde
6-7-8-9 Temmuz 2023 tarihlerinde düzenlenecek olan 23. Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk Kültür ve Sanat Festivali kapsamında, Kdz. Ereğli Atatürk Kültür Merkezi’nde Mehmet Bey’in eşsiz eserlerinin sergileneceği özel bir sergi de sizleri bekliyor olacak. Bu büyülü sanat deneyimini kaçırmayın!
Eğer yolculuk rotanız emeğin ve ilklerin diyarı Zonguldak’a düşerse, size rehberlik edecek seyahat notlarına Zonguldak Gezi Rehberi yazımdan ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Karadeniz’in saklı cenneti Zonguldak’ta keşfedilecek birçok güzel rotayı da ‘Zonguldak’ta Gezilecek Yerler‘ yazımda detaylı bir şekilde bulabilirsiniz. Karadeniz Ereğli Gezi Rehberi‘ne de göz atmayı unutmayın. Çünkü bu yazılar, Zonguldak’ın keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerini ayaklarınızın altına seriyor. İşte sizi teşvik edecek çektiğim bazı Zonguldak seyahati fotoğraflarım: