Ertuğrul Özkök, “Mikonos Fısıltıları II” adlı yazı serisinde, lüks plajların merkezi olan Nammos Beach’te günlük şezlong kirasının 10 bin euro olduğunu belirtiyor. Özkök, Türkiye’nin Nammos’a adeta bağımlı olan zenginlerinin kim olduklarını anlatıyor ve bunların öykülerini başkalarından dinlediğini açıklıyor. Bazı zengin Türklerin, Nammos’taki bir bara masaları kapatabilmek için 5 bin Euro ödediğini aktarıyor.
Nammos Beach, sadece Mikonos’un değil, dünyanın en pahalı plajlarından biri olarak bilinir ve Türkiye’nin yeni zenginleri için popüler bir destinasyon olmuştur. Bu plaj, 1980’lerde balık, köfte ve patates kızartması satan bir Yunan çift tarafından işletilmeye başlamıştır. Daha sonra, Zannis Frantzeskos, Constantis Kousathanas ve Sami İbrahim adlı üç işadamı tarafından satın alınmış ve dünyaca ünlü bir mekan haline gelmiştir.
Mikonos’un Altın Sahili: Nammos Beach ve Türkiye’nin Yeni Zenginleri
Ancak Nammos’un itibarı arttıkça, büyük Arap yatırımcıların dikkatini çekmiştir. Birleşik Arap Emirlikleri merkezli bir yatırım holdingi olan ADMO ve Monterock International, Nammos’un çoğunluğunu ele geçirmiştir. Şirketin yüzde 27’si hâlâ ilk kuruculara aittir.
Nammos’un yıllık geliri hakkında birçok tahmin bulunmakta. Özkök’e göre, mekanın yıllık geliri 70 milyon dolar civarında olabilir. Ancak, şirketin resmi rakamları bu kadar büyük değil. 2018-19 sezonunda 15 milyon euro gelir beyan etmişler, 2022’de ise 27 milyon euro olarak açıklanmış.
Nammos’un popülerliği ve pahalılığı yanında, birçok iddia ve dedikodu da mevcut. Özkök, bir taksi şoförünün kendisine bir şezlongun günlük kirasının 10 bin euro olduğunu söylediğini anlatıyor. Ancak bir işadamına göre, bu rakam büyük bir abartı ve bir şezlongun günlük kirası 80-100 Euro arasındadır.
Nammos’un İnanılmaz Dönüşümü: Yunan Çiftliğinden Lüks Alışveriş Merkezine
Ertuğrul Özkök, yazısında Nammos’un sadece bir beach club olmaktan çıktığını ve arka tarafında dünyanın en göz alıcı lüks alışveriş merkezinin inşa edildiğini belirtiyor. Bu alışveriş merkezine AVM demenin hatalı olacağını ifade eden Özkök, ona daha çok “lüks markalar köyü” demeyi tercih ediyor.
Dior, Louis Vuitton, Saint Laurent, Gucci, Chanel, Valentino, Loro Piano gibi üst düzey markaların ve bazı yükselen yeni markaların yer aldığı bu alışveriş merkezinde her bir butik, ayrı bir mimari tarzla tasarlanmış. Butikler, modern sanat eserleriyle de donatılmış ve bu durum alışveriş deneyimini bir sanat galerisi ziyaretine dönüştürmüş.
Nammos ve Lüks Markalar Köyü: Bir Beach Club’ın Büyüleyici Dönüşümü
Özkök, özellikle Dior’un önündeki desenli zürafa heykelini örnek olarak vererek, bu alışveriş merkezinin kendisine oldukça çekici geldiğini ifade ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar hoşuna giden bir lüks ürün köyü görmediğini belirten Özkök, bu konseptin bundan böyle başka yerlerde de taklit edileceğini düşünüyor.