Ertuğrul Özkök: Hikâyesi Olan Otelleri Seviyorum

Manhattan The Plaza otel
Beatles'ın kaldığı Manhattan The Plaza Oteli / Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum

Last Updated on 18 Kasım 2023 by Turizm Günlüğü

Ertuğrul Özkök, seyahatlerinde kendisini çeken ve tercih ettiği otellerin sadece konfor ve lüks özelliklerinden ziyade, onların arkasında yatan zengin hikâyeler ve tarihi geçmişe büyük bir önem veriyor. Bu otellerin her birinin, geçmişte ağırladığı ünlü kişiliklerden, yaşanan önemli olaylara kadar birçok anısı bulunuyor. Özkök için bu oteller, sadece konaklama yerleri değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi birer hazine olarak da önem taşıyor. Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum

T24’de yayınlanan yazısında Ertuğrul Özkök, “Beatles’ın kaldığı ünlü oteli Araplar alınca odamda beni bekleyen sürpriz” başlıklı yazısında, turizm sektörünün küresel dinamiklerini ele alıyor. Yazıda, küresel ekonomiyle çelişen bazı detaylara da örnekler veriyor. Özkök, kültürel ve ekonomik değişimlerin turizm sektörüne nasıl yansıdığını, kendi deneyimleri ve gözlemleri üzerinden tartışıyor.

İşte Ertuğrul Özkök’ün kaleminden çıkan o etkileyici yazı ve onun sunduğu dikkat çekici örnekler…

“Ertuğrul Özkök: Beatles’ın kaldığı ünlü oteli Araplar alınca odamda beni bekleyen sürpriz

New York, Noel ışıklarına hazırlanıyor.

Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum
Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum

Manhattan’ın göbeğindeki “The Plaza” oteline yanılmıyorsam beşinci defa gidiyorum.
Hikâyesi olan otelleri seviyorum.
Mesela Paris’e gittiğimde yer bulduğum zaman mutlaka Saint Germaine’deki “Madison” Otel’de kalıyorum.
Çünkü o otel Albert Camus’nun “Yabancı” romanını bitirdiği yer…
Hayatım boyunca beni en çok etkileyen üç romandan biri…
The Plaza da öyle bir otel…
Bana anlatacağı çok hikâyesi var…

Great Gatsby’nin, Beatles’ın 60. yılına hazırlanan oteli

Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum
Ertuğrul Özkök: Hikâyesi olan otelleri seviyorum

Otelin lobisininin altındaki tuvalete giderken, koridordaki dev fotoğraflar size otelin hikâyesini anlatmaya başlıyor.
Beatles Amerika’ya ilk geldiği 1964 yılında bu otelde kalmıştı. Otel gelecek yıl 60’ıncı yılını kutlayacak bu olayın.
Great Gatsby romanının en çarpıcı sahnelerinden biri bu otelde geçer. Filminde de görmüştük o sahneyi…
Geçen hafta hatılararı yayınlanan Barbra Streisand’in Robert Redford’la birlikte oynadığı “The Way We Were” filminin son sahnesi bu otelin önünde çekilmişti.
Streisend’in o şahane şarkısı ile biten o sahneyi hiç unutamam.

Hitchcock’un “Nodth by Northwebt (Gizli Teşkilat)” filminde de görmüştük bu oteli…
“Scent of a Woman (Kadın Kokusu)”, “Sleeples in Seattle”, “Funny Girl” ve daha nice filmler…
Her yılbaşı yenide yeniden yeniden seyrettiğimiz ve hiç bıkmadığımız Home Alone 2 (Evde Tek Başına) filminin bazı sahneleri de bu oteldeydi…
New York’ta bir Hollywood dekorudur bu otel ve benim için yetip de artacak kadar tarih ve hikâyesi vardır.
Ama bu gidişimde benim şahsi tarihime de geçecek bir sürprizle karşıladı beni..

Odada masamın üzerinde bulduğum üç kutsal sürpriz

Fotoğraf Ertuğrul Özkök'e aittir.
Fotoğraf Ertuğrul Özkök’e aittir.

Yedinci katındaki odaya adımımı attığım an gözüme çarpan ilk şey masanın üzerindeki gördüklerimi oldu.
Bir seccade…
Bir Kuran…
Bir de pusula…
Kıbleyi bulmam için konulan bir pusula…
Hıristiyan ülkelerde otellerde otellerde İncil görmeye alışığım.
Ama o İncil hep bir çekmecenin içinde durur..
Bunlar masanın üzerinde duruyordu…
Amerikan kültürel ve siyasi tarihine damgasını vurmuş bir otelde, hem de tam Noel’e hazırlanırken seccade, Kuran ve kıbleyi bulmak için bir pusula görmek hiç alışık olmadığım bir şeydi……
Daha önce beş kere gelmiş ve hiç böyle bir şeyle karşılaşmamıştım…
Peki nasıl oldu bu değişim?

O an hatırladım bu otel artık Trump’un değildi

Manhattan The Plaza Otel
Manhattan The Plaza Otel

O an hatırladım…
Bu otel yakın zamana kadar Trump’a aitti.
Ancak Katarlılar satın aldı….
Tabii anında sorular bir tren katarı gibi önümden geçmeye başladı…
Herhalde bütün odalara koymuyorlardır Müslümanlara ait ibadet eşyalarını…
O zaman da şu soru aklına geliyor insanın…
Acaba benim Müslüman olduğumu mu öğrendiler de koydular…
Benim Müslüman olduğumu nasıl anladılar? “Türkiye’den geldi öylese Müslümandır” diye mi düşündüler…
O da şu soruyu çağırdı…
Koydukları Kuran Arapçaydı…
O zaman niye Türkçe koymadılar…

Otelde kalan öteki Türk misafirlere sordum

Onların odalarında yokmuş…
O zaman niye ben…
Üstelik Batılıların yaptıkları gibi sadece Kuran koysalar anlayacağım.
Yanında seccade ve kıble pusulası…
Acaba dedim, benden önceki Müslüman bir müşteri özel olarak istedi de sonra odada mı unuttular?
Yoksa başka bir müşteri istedi de odaları mı karıştırdılar…
Çözemedim…
Seccade, Kuran ve pusula kaldığım 5 gece boyunca masamın üzerinde durdu…
Sırrını çözemedim…

Müslüman otelinin kahvaltı menüsünde ne gördüm?

Manhattan The Plaza Otel
Manhattan The Plaza Otel

Marlyn Monroe’nun iç gıcıklayıcı giysileri, basın toplantısı yaptığı, Muhteşem Gatsby’nin şampanyalar açarak partilediği, Beatles’ın kaldığı otelde, küçük bir mescide dönüşmüş odasında New York’u yaşamak çok özel bir deneyimdi…
Tam “Demek ki Müslümanlar bir oteli alınca oraya kutsal damgasını vuruyorlar” diyecektim ama…
Aşağıda kahvaltı salonunun açık büfesinde domuz salamı ve domuz sosisini de görünce vazgeçtim…
Ayrılacağım gün, otelin lobisindeki dev Noel ağacınının ışıkları yakılmıştı…
Önünde selfi yapıp öyle ayrıldım…
O yüzden ayılırken kendi kendime şunu söylüyordum:
“Demek ki Katarlı, Dubaili, Abu Dhabi”li modern kapitalist yatırımcılar küresel oyuncu olmayı öğreniyorlar…”