Resmi adı “Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti” olan, sıradanlıktan uzak, arşiv gezi güzergahlarıyla alakasız, tarihi, kültürü ve kimliği olan farklı bir ülke Cezayir. Farklı derken bir Kuzey Kore, Grönland ya da Japonya değil belki ama ülke adının başkenti ile aynı oluşu gibi temel esaslardaki ilginçlikler bir hayli fazla.
Fransızların Bu Ülkeye Yaptığı Tek İyilik: El Hamma Botanik Bahçesi
Ama merak etmeyin müzeden sonra tüm enerjinizi toplayabileceğiniz, keyfinizi yerine getirecek bir yer var. “El Hamma Botanik Bahçesi”. Belki de Fransızların bu ülkeye yaptığı tek iyilik!
Kendinizi Afrika’da değil de sanki Güney Amerika’da bir yerde hissetmenizi sağlayacak, yemyeşil ağaçların, yüzlerce bitki türünün, yürüyüş yollarının, süslü çeşmelerin, hayvanat bahçesi ve sanat müzelerinin bulunduğu 54 hektarlık dev bir bahçe burası. Aşırı sıcak yaz günlerinde serinlemek, ailecek güzel vakit geçirmek ya da şehrin karmaşasından bir nebze uzaklaşmak isteyen Cezayirlilerin gerçekten de Fransızları minnetle andığı tek nokta olabilir. 2. Dünya Savaşı ve Cezayir iç savaşında çok fazla zarar görse de şu an tam anlamıyla bir rehabilitasyon merkezi!
Büyük ölçüde çölden oluşan ülkede böylesine büyük ve güzel bir yeşil alan görmek gerçekten şaşırtıcı. Aslında şaşırtıcı olan Cezayir’in ilginç iklimi diyebiliriz. Çok değişken bir iklime sahip olan ülkenin bazı bölgeleri neredeyse hiç yağmur almazken (yılda 25,4 mm’den az), bazı yerlerinde ise yılda 760 mm’ye kadar (Londra’dan daha fazla) yağış görülmekte.
Dünyanın En İyi Hurması: Deglet Nour
Ülkenin kuzey kesimleri ılıman bir iklime sahipken, güneyde kuru ve aşırı sıcak bir iklim hakimdir. Hatta bu durumdan ötürü Cezayir’e kiraz ve hurma ülkesi tabiri yapılmakta. Serin kuzeyde yetişen kiraz, kuru sıcakta yetişen hurma. Bu arada yetiştirdikleri “Deglet Nour” hurması Cezayirliler tarafından dünyanın en iyi hurması olarak kabul ediliyor ve ülke için önemli bir ihracat ürünü.
Ülke topraklarının yalnızca %4’ü ekildiği için tarım ürünleri gerçekten maalesef bol miktarda değil. Tek bolluk bakla ve incirde. (Bakla üretimi konusunda dünyada 1’inci, incirde ise 5’inci sırada) Tarım gibi hayvancılık ve balıkçılık da maalesef çok verimli değil Cezayir’de. Özellikle denize bu kadar uzun kıyısı olmasına karşın, balıkçıların; “Akdeniz’de balıkların eceliyle öldüğü tek ülkedir Cezayir” demelerine sebep bir azlık söz konusu.
Milli içecekleri Nane Çayı
Oysa 1200 küsür km denize kıyısı var dediğimde, “oh ne de güzel balık restoranlar vardır orda” diye iç geçirenler olmuştu değil mi? Bu arada balık restoranlar yine var ama çoğu alkolsüz. Ülke restoranlarında alkol satışı yasak. Oteller bu kapsamın dışında. Alkol yerine çay var içerseniz. Evet çay var hem de her yerde!
Milli içecekleri; nane çayı. Tüm restoranlarda, kafelerde, sokaklarda, evlerde çok miktarda da tüketilmekte. Hatta çaya yüklenen farklı anlamlar bile söz konusu. Örneğin bir misafirliğe gittiğinizde çay ile hurma ikramı “hoş geldiniz” demekmiş. Hatta öyle ki, çayın 3 bardaktan fazlası ikram edilir ve sizden de bunu içmeniz beklenirmiş. Bu arada misafirlikten konu açılmışken, Cezayir’deki bir evde yemek yediğinizde, yemeğinizin bir kısmını tabağın sonuna bırakmalıymışsınız. Çünkü bu, ev sahibinin sizi yeterince besleyebildiğini gösterirmiş.
Cezayir’deki Sıcakkanlılık ve Cömertlik: Turistlere Karşı Gösterilen Samimi Yaklaşımlar
İyimserliğin ulusal bir özellik olarak kabul edildiği Cezayir’de halk oldukça neşeli, güler yüzlü ve rahat. Kültürleri Fransız Galya ile Arap geleneğinin bir karışımı olan Cezayirliler hem yerli halka hem de turistlere karşı sıcak ve dost canlısı tutumlara sahip olup misafirperverliğe de aşırı önem vermekteler.
Bize benziyormuş demeyin hemen, burada farklı bir şey var! Neden bu kadar pozitif oldukları ara sıra acaba bir iş mi gelecek başımıza dedirtmiyor değil! Süreklilik arz eden ikramlar ve ısrarla yardım etme çabalarının yanında, yeme, içme hatta size nakit yardımı yapacak kadar cömertlikte insanları görünce, Cezayir hakkında ne kadar da ön yargılıymışız diye utanabilirsiniz.
Eğitimde ve Hukukta Kadınların Öncü Rolü
Hatta bazı konularda da Cezayir’in diğer Afrika ülkelerini açık ara utandırdığı da aşikâr. Cezayirli hakimlerin yüzde 60’ı, avukatların yüzde 70’i, ülkedeki öğrenci nüfusunun yüzde 60’ından fazlası kadınlardan oluşmaktaymış. Maalesef ülkenin her tarafında durum bu şekilde olmasa da Afrika’da konuşlu bir Arap ülkesi geneli adına güzel bir istatistik elbette.
Cezayir’de Mutlaka Gezmeniz Gereken Yerler: Sahra Çölü, Oran, Konstantin ve M’zab Vadisi
Şu ana dek Cezayir’in dışa açılan kapısı başkent Cezayir’den bahsettik, oysa ülkenin bambaşka yüzü Sahra Çölü ve orada yaşayan Berberi halkları, turizm cenneti Oran’ı, köprüleriyle ünlü Konstantin’i ve az önce bahsettiğim yaşam tarzlarının çok farklı olduğu M’zab Vadisi’ni gezmeden buralardan ayrılmayın.
Seyahat İçin En İyi Zaman Ekim-Mayıs Arası
Unutmadan Cezayir, Afrika’nın ne kadar kuzeyinde olursa olsun yazları aşırı sıcak bir ülke. Bu nedenle ekim ayından mayıs ayına dek plan yapmanızda fayda olacaktır.
Belki birçoğunuzun listesinde olmayan bir ülke Cezayir, bizim de öyleydi ama gördüklerimiz, dinlediklerimiz ve hissettirdikleri ile iyi ki gelmişiz dediğimiz yerler arasında çoktan yerini almış durumda! İlk başlarda bahsettiğim farklılıkların fazlası için Cezayir sizi bekliyor!