Turizm sektörü, yeni çıkarılan 1618 Kanunu ile büyük bir dönüşüm sürecine giriyor. Turizmci Cem Polatoğlu’nun ayrıntılı değerlendirmeleriyle irdelenen bu kanun, TÜRSAB’ın yapılanmasından, üye şirketlerin faaliyet alanlarına kadar birçok önemli değişikliği içeriyor. Polatoğlu, kanunun hem olumlu hem de olumsuz yönlerini ele alarak, turizm profesyonellerinin ve sektör paydaşlarının yeni döneme nasıl adapte olabileceklerini ortaya koyuyor. Bu kapsamlı değerlendirme, turizm sektörünün geleceğine ışık tutarken, mevcut ve potansiyel zorlukları da gözler önüne seriyor.
Turizm sektörünün deneyimli isimlerinden Cem Polatoğlu, henüz kesinleşmeyen yeni 1618 Kanunu üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Polatoğlu, kanun taslağının detayları tam olarak bilinmemesine rağmen, sektör profesyonelleri arasında farklı görüşlerin olduğunu belirtti.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın Yaklaşımı ve Sektörün Tepkileri
Polatoğlu’na göre, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’ya yakın kesimler yeni yasayı eleştirirken, muhalifler tarafından olumlu karşılandı. Ancak Polatoğlu, mevcut 1618 Kanunu’nun yetersiz olduğu konusunda genel bir fikir birliği olduğunu vurguladı ve Bağlıkaya’nın bakanlıkla daha iş birlikçi bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini dile getirdi.
1618 Kanununun İyi Yönleri: TÜRSAB ve Turizm Sektörüne Etkileri
Yeni kanunun iyi yönlerini sıralayan Polatoğlu, TÜRSAB’ın kapatılmamasını, üye sayısının azalmasının maddi gücü etkileyeceğini, Rent A Car ve Hac Umre firmalarının TÜRSAB bünyesine katılmayacağını, yüksek aidatların sona ereceğini ve TÜRSAB seçimlerinin bölgelerde yapılacağını belirtti. Ayrıca, otobüslerde plaka ve rehber bulundurma zorunluluğunun sona ereceğini ve Türkçe rehberlik yasasının çıkacağını ekledi.
Kanunun Kötü Yönleri: Endişeler ve Eleştiriler
Kötü yönler arasında ise, TÜRSAB açılımında “Türkiye” kelimesinin olmamasını ve tatil hizmeti vermeyen şirketlerin TÜRSAB bünyesinde kalmasının gereksiz olduğunu vurguladı. Ayrıca, tatil satışı yapan bilet satış acentaları, tur operatörleri ve sağlık turizmi acentalarının TÜRSAB içinde kalmasının önemine dikkat çekti.
Turizm Profesyonellerinin Beklentileri ve Önerileri
Polatoğlu’nun değerlendirmeleri, turizm sektörünün yeni kanunun getirdiği değişikliklerle nasıl bir dönüşüm yaşayacağına dair önemli ipuçları sunuyor. Sektör profesyonelleri ve paydaşları, bu değişikliklerin sektöre olan etkilerini yakından takip ediyor.
Turizm Sektöründe Yeni Dönem: 1618 Kanununun İyi ve Kötü Yönleri Üzerine Cem Polatoğlu’nun Değerlendirmesinin Tamamını yayınlıyoruz…
YENİ 1618. İYİ VE KÖTÜ YÖNLERİ
Henüz kanun taslağı elimizde yok, kim ne gördüyse barkovizyondan gördü veya toplantıda dinledi. Ama orada olsun olmasın hepimiz yorum yaptık.
Üyeler, eğer TÜRSAB başkanı Firuz Bağlıkaya’ya yakınsa, yeni yasa için “TÜ KAKA” dedi
Eğer muhalifse, yeni yasa için ”ŞAHANE” dedi.
Yok mu bunun bir ortası?
Mevcut 1618 bize yeterli miydi? HAYIR. Bu konuda hem fikiriz.
Keşke Firuz Bağlıkaya makamının gereğini yapsaydı da şahsi husumetini makamının önünde tutup devletle (Bakanla) kavga etmeseydi. Şayet Bağlıkaya, bizim adımıza bu kanunu bakanla kafa kafaya vererek düzenleseydi, bu kanun bizim istediğimiz gibi çıkabilirdi. Sen problemi çözme, çözmek için 5 senedir bir kere bile bağlı bulunduğumuz bakandan randevu alma, sonra da bakanla görüşenler HAİN !!! Oldu canım.
Bana kalırsa;
YENİ KANUNUN İYİ YÖNLERİ
• Bir kere, durum sosyal medyada pompalandığı gibi değil, TÜRSAB KAPATILMIYOR. Ancak, üye sayısı ve dolayısı ile topladığı aidat azaldığı için maddi gücü azalıyor.
• Bundan böyle Rent A Car ve Hac Umre firmaları artık TÜRSAB bünyesine katılmayacaklar.
• TÜRSAB bundan böyle yeni Ticari işletme, Vakıf vs. kuramayacak.
• Senede 18.000 TL gibi fahiş aidatlar olmayacak. Örneğin bu sene 4,375 TL ödenecek. Böylece iş harici, bizden milyonlarca TL aidat toplayıp 5 Yıldızlı otellerde, yurtdışında keyif yapamayacaklar.
• Bakanlığa verdiğimiz ve hiçbir işe yaramayan 7.000 TL’lık teminatlar iade edilecek.
• TÜRSAB seçimleri bölgelerde yapılacak. Parası olan adayın üye taşıyıp başkan seçilmesinin önü kesilecek.
• Otobüslerde PLAKA ve REHBER bulundurma zorunluluğu sona eriyor. Ören yerine kadar otobüslerde Acente yetkilisi bulundurmak yeterli. Rehberler sadece Ören yerleri ve müzelerde zorunlu. TÜRKÇE Rehberlik yasası da çıkıyor.
YENİ KANUNUN KÖTÜ YÖNLERİ;
• Taslak barkovizyonda bize anlatılırken TÜRSAB açılımında TÜRKİYE kelimesi yoktu. Sn.Bakan bunu “bir çok benzer birlik oluşacağı için hiçbirinde Türkiye ibaresi yok” olarak açıkladı. Eski başkanım Sn.Talha Çamaş müdahil olarak buna itiraz etti. Biz diğer katılımcılar da destekleyince Sn.Bakan bu konuyu tekrar ele alacaklarını belirtti. Bence Türkiye ibaresi kalacaktır, kalmalıdır.
• Bunların dışında “TATİL” hizmeti vermeyen şirketlerin TÜRSAB bünyesinde kalmalarına gerek yoktur. (Örneğin MİCE, Transfer ve Organizasyon firmaları tatil organizasyonu yapmazlar)
• Tatil de satan Bilet Satış Acentaları, Tur Operatörleri ve Sağlık Turizmi acentaları, özellikle estetikçiler, müşterilerini hasta haneye götürme dışında hemen her müşterisine, refakatçısına tatil organizasyonu da yapmaktadır. Otel, Transfer, Rehber hatta müze ve şehir gezisi, alışveriş dahil tam bir turizm hizmeti veren, Sağlık Turizmi Acentaları da TÜRSAB’da kalmalılar. Bu 3 şirketler de gerekli mercilerden alacakları sertifika ve teminatlar ile TÜRSAB bünyesinde kalmalıdırlar. Zaten bu firmaların, TÜRSAB bünyesinde ihtisas başkanlıkları bulunmaktadır.
Bakalım Pandora’nın kutusundan ne çıkacak…?
Saygılarımla
Cem Polatoğlu