Turizm sektörünün deneyimli isimlerinden Cem Polatoğlu’nun ağzından EMITT Panayırı hakkında dikkat çekici bir açıklama geldi. Polatoğlu, “27 sene oldu, EMITT fuarının ilk gününden bu yana yanındayım. Doğuşunu, ilk adımlarını, büyümesini ve nihayetinde bir panayıra dönüşmesini izledim. Bu süreçte, bazen gurur duydum, bazen üzüldüm. Ancak, üst üste yapılan hatalar, yanlış müşteri seçimi, kötü zamanlama ve basına gereken önemin verilmemesi gibi sorunlar, EMITT’in sonunu getirebilir” şeklinde konuştu.
EMITT Fuarı’nın Yolculuğu: Panayırdan Profesyonelliğe Dönüşüm Çağrısı
Polatoğlu, “Maalesef hala 27 yıl öncesinin fuar takviminde ısrar ediliyor. Oysaki 1997’de Tepebaşı TÜYAP Fuar Merkezi’nde başladığımızda, erken rezervasyon kavramı henüz hayatımıza girmemişti. Ancak zamanla bu sistem değişti ve büyük fuarlar artık Eylül-Ekim aylarında düzenleniyor. Fakat EMITT, katılımcı sayısını korumak adına, bir turizm fuarında olmaması gereken standlara yer vererek adeta bir panayıra dönüştü” dedi.
Panayıra Dönüşüm ve Katılımcı Profili
Polatoğlu’nun eleştirileri arasında, fuarın içeriği ve katılımcı profili de vardı. “EMITT’te asıl olması gereken Seyahat Acentaları, Tur Operatörleri ve Büyük Zincir Oteller maalesef yok. Fuar, gerçek potansiyelini yansıtamıyor. İlk iki gün profesyonellere açık olması gerekirken, halka açılması ve standlarda promosyon ürünlerinin dağıtılması, fuarın ciddiyetini zedeliyor” ifadelerini kullandı.
Geleceğe Bakış: Yenilenme ve Dönüşüm
Cem Polatoğlu, EMITT yönetimine önemli bir çağrıda bulunarak, “Umarım EMITT yönetimi, başta fuar takvimi olmak üzere tüm hatalarından ders çıkarır ve bir dönüşüm sürecine girer. EMITT, hepimiz için önemli bir değer. Yeniden küllerinden doğabilmesi için gerekli adımların atılması şart” dedi. Polatoğlu’nun bu açıklamaları, turizm sektöründe geniş yankı buldu.
İşte Cem Polatoğlu’nun “EMITT PANAYIRI” başlıklı yazısının tam metni:
EMITT PANAYIRI
27 sene olmuş. EMITT fuarını ilk senesinden bugüne kadar takip ettim. Doğuşunu, emeklemesini, büyümesini, devleşmesini ve… ve Panayıra dönüşmesini, kimi zaman gururlanarak, kimi zaman üzülerek izledim. Üst üste yapılan hatalar, yanlış müşteri seçimi, kötü zamanlama, basına gerekli özen gösterilmemesi, sağlıksız pazarlama stratejisi bu gidişle EMITT’in sonunu getirecek.
HATALARDA ISRAR EDİLİYOR
Hala 27 sene önce Şubat, Mart aylarında yapılan fuar takvimini uyguluyorlar. Halbuki 1997 yılında Tepebaşı TÜYAP Fuar Merkezinde başladığı yıllarda ne biz Acentacılar, ne yerli-yabancı Tur Operatörleri ne de Müşterilerin “Erken Rezervasyon” olgusundan haberi yoktu. Müşteri Cumartesi gideceği tatil için, aynı hafta Çarşamba, Perşembe bize gelir, tatilini alırdı. Zaman içerisinde Erken Rezervasyon sistemi, önce Nisan-Mayıs, sonra Şubat-Mart ve şimdi ise Aralık-Ocak aylarına çekildi. Oteller pazarlamalarını, Tur Operatörleri anlaşmalarını en geç Eylül-Ekim aylarında yapıyorlar. Dünyada bu nedenle büyük fuarlar artık Eylül-Ekim aylarında yapılıyor. Örneğin; GTM Fuarcılık Antalya Turizm Fuarını Ekim ayına çekerek muhteşem bir doluluk oranı yakaladı. Üstelik katılımcıları sadece Turizmciler…
EMITT PANAYIRA DÖNÜŞTÜ
EMITT ise katılımcı sayısını düşürmemek adına, yüzölçümünün %90’nını bir Turizm Fuarında olmaması gereken stantlara açtı. Katılımcı bazı bölgeler de masraflarını çıkarmak için davul-zurna halay, horon eşliğinde yöresel Peynir, Zeytin, Baklava, Burma satışına başladılar.
Orada gerçekten olması gereken Seyahat Acentaları, Tur Operatörleri ve Büyük Zincir Oteller maalesef yoktu. Bırakın Seyahat Acentalarını, TÜRSAB Başkanı, Turizm Bakanı, Belediye Başkanı bile fuarda yoktu. Stantları genelde ücretsiz verilen yurtdışı katılımcıları ise bir-iki acente ve konsolosluklarından gelen personel ile ülkelerini temsil ettiler. İlk 2 gün sözde profesyonellere açık olması gereken fuar halka açılınca, stantlarda promosyon kalem, şeker toplayanlar ücretsiz verilen yiyecek kuyruğunda bekleyenler salonda U çizdiler.
Umarız EMITT yönetimi, başta Fuar Takvimi olmak üzere tüm hatalarından arınarak bir silkiniş dönemine girer ve tekrar “küllerinden doğar”
Çünkü EMITT HEPİMİZİN…
Cem Polatoğlu