Last Updated on 26 Şubat 2024 by Turizm Günlüğü
Turizminde şekli değişti. Bilinçlenen turist kitleleri sadece deniz kum seçiminden uzaklaşarak tatillerine ek ne katabilirler onun peşinde. Tayland’da son yıllarda artan detoks merkezleriyle sağlık turizminde ön sıralarda yerini aldı. Özellikle Puket ve çevresinde yoğunlaşan merkez sayısı bu alana ilgi gösteren turistleri de buraya çekiyor. Türk İş Adamının
Türk İş Adamı Ersin Pamuksüzer’in Dönüşüm Yolculuğu: Kariyerinden Sağlığa, TheLifeCo ile Yaşamı Yeniden Keşfetmek
Türk işadamı Ersin Pamuksüzer’in kurduğu TheLifeCo ise en popüler sağlık merkezleri arasında ve yılda 50 bin kişiye hizmet veriyor. Pamuksüzer tarafından kurulan merkez 2005 yılından bu yana fazla kilolarından kurtulmak isteyen tabii sağlık ve mutluluğu arayan misafirleri ağırlıyor. Amaç yaşamı dönüştürmek. Dünyanın birçok yerinden Naomi Campbell gibi ünlüler de burayı tercih ediyor. Başarılı bir işadamı olarak kariyerini devam ettirirken 46 yaşında büyük bir uyanışı yaşayarak hayattaki önceliklerini gözden geçiren Pamuksüzer, kendisini dönüştürerek farklı bir yaşam tarzını benimsiyor.
Turizm Günlüğü Özel: Yazarımız Aynur Tettersal, TheLifeCo Phuket’te Ersin Pamuksüzer ile Keyifli Bir Sohbet Gerçekleştirdi.
46 YAŞINDA HAYATTINI SİLBAŞTAN DEĞİŞTİRDİ
Böyle bir merkezi açmak nereden aklınıza geldi?
Bir sürü bilgiyle doluyuz ama nasıl nefes alacağımızı nasıl yiyip içeceğimizi , nasıl ilişki yöneteceğimizi bilmiyoruz. İşin zihinsel tarafı da çok etkileyici.2002 yılında 46 yaşında kendimi normal iş hayatından emekli ettim ne yapacağımı bilmiyordum. Bir arkadaşım bana Koh Samui Adası’nda bir Master Detoks yapmamı tavsiye etti. Ben de ne demek olduğunu bilmeden gittim tatil yapacağım diye. Fakat oradaki ekip bana yaşamayı bilmediğimi, vücudumu tam kullanamadığım için sakat olduğumu, nefes almayı, yemeyi, yürümeyi bilmediğimi söylediler. Bir şok yaşadım. O sırada aynı yerde kalan Japon bir profesör vardı. O da döndü bana ‘ya sen iyi bir çocuksun sana bir liste hazırladım yaşamayı öğren bence’ dedi. Ben de işte o listede yazan yerlere her ay 10 gün 2 sene boyunca gittim. 2004’e kadar. Bayağı da çok şey öğrendim ve onun üzerine insanların yaşamayı bilmediğini, yaşamayı öğrenmenin çok kıymetli olduğunu yakalayınca dedim bir yer açayım ve insanlara yaşamayı öğreteyim.’ İşte bütün hikaye böyle başladı.
Peki Detoks kelimesi ve içeriği bazen çok yanlış anlaşılıyor. Detoks deyince kısaca biz ne anlamalıyız?
Detoks yani de-toxification toksinlerin vücuttan dışarı atılması demek. İnsan vücuduna baktığımız zaman deri sistemini nefes alan 400.000 tane deliği olan poşet olarak düşünün, işte bunun içinde de bir sürü hücreler var. Bu hücreler organ yapıyor, sistem yapıyor sende bir yaşam oluşturuyor.
800 trilyon bakteri var. Bunu 80 trilyonu Gut dediğimiz sindirim yolunda. Böyle bir varlık tutuyorsun. Günümüz dünyasında en büyük şeylerden bir tanesi doğal beslenemiyoruz. Yani ağzımıza koyduğumuz şeyler ticari mallar. Raf ömrünün uzatılması için içine bir sürü katkı maddesi konulmuş yiyecekler.
Vücudunuza giren çer çöp vücudumuzun bir parçası oluyor. O toksik maddeler vücudun içinde biriktiğinde organların çalışma şeklini etkileniyor. Bunlar damarda biriktiğinde yüksek tansiyona sebep oluyor. İşte oradan parça koptuğunda inmeye sebep oluyor vesaire.
Sonunda detoksifikasyon hayatın içindeki pislenmeden gelen, doğallıktan uzakta kalmaktan gelen zehirleri vücudundan atma işi.
Hangi Sıklıkta Detoks Yapmalı?
İlk başladığın yılda 4 kere yaparsan iyi bir düzeltme yapmış olursun. Geçmiş 20 senenin izini silersin. Ondan sonra yaşam tarzına göre yapacaksın. Yaşam tarzın çok temizse yılda bir kere yeter ama yaşam tarzın jet sosyete gibiyse 300 gün parti ise o zaman ayda 1 yapman lazım çünkü partilemeye ve aşırı zehir yüklemesine karşı vücudun ayakta durması zor.
Temiz yaşayan, intermittent fasting yapan günün büyük bölümünde temiz kalıp çok az bir bölümünde sağlıksız beslenen tarzı benimseyen kişiler için 80-20 kuralını öneriyorum. Yani tükettiğiniz şeylerin en az %80’inin temiz ürünler, en fazla %20’sinin sağlıksız ürünlereden (indulgence=besin değeri taşımayan, keyfi tüketilen ürünler) olması gerekiyor. Bu tür zevk için tüketilen ürünler doğal halini yitirmiş veya doğal olmayan şeylerdir. Yani mesela herhangi pişmiş bir yemek de doğal halini yitirmiş sayılır. Sen elini ızgaranın üstüne koyduğunda elin ne oluyor kömürleşiyor ve doğal halini yitiriyor yani yaşam bitiyor. Yiyecekler için de aynı şey geçerli.
Peki böyle merkezlere gelemeyen kişiler ne yapmalılar?
Dünya çok büyük. Bizim gibi yerlerin toplam yıllık kapasitesini ele alsan büyük bir ihtimalle 40-50 bini geçmez. Yani bizim tesisimizin ve bütün tesislerin kapasitesini zorlasak 40-50 bin kişi ağırlar yılda. Dünya 8 milyarlık bir yer. Dünyadaki bu tarz bütün tesisler en fazla 800.000 kişi ağırlayabiliriz.
O insanlara yönelik ne yapabilirler?
Michael Pollan diye New York Times yazarı var. Çok basit söyler “yemek ye, yemeğe benzeyen şeyleri yeme. Hakiki yemek ye”. İşte çok yeme ve genellikle de mümkün olduğu kadar çok da sebze meyve ye. Yani bu kadar basit.
Kendinizi sürekli yeniliyor ve geliştiriyorsunuz. En son kaybetmeyi öğrenmek üzerine egzersizler yapıyordunuz şimdi hangi konuda çalışıyorsunuz?
Şimdi de “onaylama” üzerine çalışıyorum.
Karşı tarafla iletişim kurarken onları iyi hissettirerek iletişimde kalmaya çalışıyorum. Her iletişimde A-B iki taraf var. Bir taraf kendini iyi hissetmediği zaman öbür tarafa daha saldırgan oluyor. Agresif dediğimiz saldırgan ya da pasif agresif dediğimiz saldırganlığını gizleyen ve dışarı tepki vermeyen kişilerin yarattığı bir ortam oluşuyor.
Bu ikisi de sağlıksız iletişim. Assertive dediğimiz insanın net bir şekilde karşı tarafa kendini ifade ettiği. Ama tabii onu yapabilmek için ilk önce karşıyı iyi hissettirmek lazım. Ona demek lazım ki ben seni duyuyorum, seni anlıyorum ve senin düşüncelerine saygı gösteriyorum. Ama bu konuda ben farklı düşünüyorum. Yani ona saygıyı ve sevgi vererek yapmak
Bize 10 maddeyle daha sağlıklı ve uzun yaşamak için tavsiyelerinizi özetler misiniz?
1. İnsan vücudunda iki tane önemli dert var. Bir tanesi yer çekimi. Vücudumuz biz farkında değiliz ama bayağı uğraşıyor bizi bu halinde tutabilmek için yer çekimine karşı. Onun için hazım ve yer çekimi çok önemli.
2. İkincisi de hazım. Yani ne kadar bir ürün tüketip vücudumuza aldıkça, vücudumuz ondan kurtulmak için o ürünün vücuda yarar veya yaramaz malzeme olduğuna bakacak, ondan sonra da yaramaz olduğunu görünce atmak için binlerce kilometre yol işleyecek. O ürünü alıp onu işleyecek. Lenflerden, terleme yoluyla, dışkı yoluyla atmaya çalışacak. Yer çekimine bir şey yapamıyorsun ama bir insanın iyilik hali için hazımsız dönemler yani yemek yemediği yemek hazmetmediği dönemleri ne kadar arttırırsa bir insan o kadar güzel bir şey yapar.
3. İnsanoğlunun doğası açlık üzerine kurulur. Yani mümkün olduğu kadar aç kalıp ondan sonra yemek yemelisiniz. Intermittent fasting yöntemini öneriyorum. Benim mesela yeme aralığım saat 12 ile 6 arası. O yeme aralığında yemek yiyin. Ben diyorum ki benim hazım fonksiyonları 12 ile 6 arası çalışsın geri kalan zamanlarda hazımsız bir vücut olacak ki o zamanlar da vücut kendini yenilesin kendi kendine baksın.
4. İngiltere başbakanı haftada 36 saat su orucu yapıyor. İşte pazar günü akşam 6’da başlıyor salı sabah 6’ya kadar su orucu yapıyor. Mesela bir başbakan bile böyle bir şeyi uyguluyor. Bunu da niye yapıyor açlık insanın antiaging yani gençlik yönündeki en büyük silahı. Çünkü büyüme hormonu artıyor ve bütün mekanizma temizleniyor. Vücut kendi kendini temizlemeye başlıyor.
5. Daha fazla çiğ yiyecek tüketmeye gayret edin. İnsan ve bütün canlılar 40’la 48 ısı derecesi arasında. Bizim vücudumuz mesela 41 dereceden sonra yavaş yavaş ölüme doğru gidiyor. Bütün yaşayan canlılar için 48’derecede yaşam kayboluyor. 90’larda vitaminler kayboluyor. Ondan sonra yediğin içtiğinde yani doğru düzgün pişirilmiş bir yemek ölüyor yalnız mineral kalıyor.
6. Her şeyden önce hayatta onlarca sizden ilgi bekleyen konu arasından en öncelikli olanları çıkartmanız gerekiyor. İş hayatı mı, aile mi, hobiler mi, sağlık mı? Aynı anda hem iyi bir anne olmak, hem harika bir kariyer sürdürmek, hem sürekli seyahat etmek, hem en iyi arabayı, evi almak, hem çocuğunu en kaliteli okula göndermek tabii ki mümkün değil. Bence en önemlisi sağlık . Onun için sağlık ile ilgili kişisel envanterinizi çıkartın, varsa sağlık sorunlarınız bunların tedaviniz için ne gerekiyorsa – gücünüz yettiğince – erken aşamada yapın, hiç ertelemeye gelmez.Bir karar verdiğinizde bunu yerine getirmek için mutlak teslimiyet önemli.
7. Sigara ve alkol tüketimini tamamen kesmenizi tavsiye ederim. Yavaş yavaş azaltma diye bir şey yok. Vücudunuzu kirleten kimyasal yüklü ticari yiyeceklerden uzak durun. Fiziksel hareketlilik olmazsa olmaz. Genetiği bozulmuş gıdalardan uzak durun. Ocak ayında yediğiniz domates gerçek olamaz. Maliyetine katlanın, başka yerlerden tasarruf edin ama mutlaka doğadan gelen, besin değeri olan organik gıda alın, bundan taviz vermeyin.
8. Aslında vücudun mükemmel bir yaşam ve hataları ortadan kaldıran bir doğal tahliye sistemi var. Yüzde 70 sağlıklı, yüzde 30 zehirli yaşama alışkın. Ama bu oran çoğu zaman tersine dönüyor. O zaman da vücut tıkanıyor, pes ediyor. Yüzde 70 içinde kalmaya gayret edin.
9. Bağışıklığımız azalıyor, zihin sağlığımız aşınıyor. Yoğun elektronik bombardıman altındayız. Oturma, kalkma, yatma duruşlarımız da değişti. Kronik stres içinde modern yaşamın yükünü taşımak herkes için zorlaşıyor. Becerebiliyorsanız doğaya dönün, düşük frekansta onunla doğrudan etkileşimde bulunmanın yollarını araştırın, tatbik edin.
10. Modern tıbbi tabii ki ihmal edemeyiz ama ona destek verecek şekilde geleneksel tıbbın şifa getiren uygulamalarını da unutmayalım. Sadece geleneksel Çin tıbbi değil, ayrıca ayurvedik, naturopatı gibi tedavi yöntemleri de yükselişe geçiyor. “Wellness” en önemli tedavilerden, yasam kalitesini arttıran iyileştirmelerden birisi haline geliyor.
DÜNYADA CİDDİ SAYIDA AKIL SAĞLIĞI BOZULMASI VAR
Phuket çok tercih edilen bir destinasyon ve buraya çok ünlüler geliyor. Birçok alternatif ve tamamlayıcı tıp yöntemleri uygulanıyor ve doğu tıbbının bütün nimetleriyle birlikte nefes, meditasyon gibi ruhsal rahatlamayı sağlayan yöntemler de var programda.
Neden Tayland ve Tayland ile ilgili yeni projeleriniz olacak mı?
Benim inancım bu tip aktiviteleri mümkün olduğu kadar sıcak yerlerde yapmak. Mısırda Sharm el Sheikh’te bir yer açıyoruz. Karayipler’de Saint Lucia’da bir yer açıyoruz. Bizim insanlara tavsiyemiz böyle bir şey yapacaksanız, sıcak bölgelerde yapın. Çünkü Sıcak bölgelerde insanların yeme içmeden veya stresten kopması daha kolay.
Onun için Tayland’da doğa, sıcak ve hem deniz hem yeşille iç içe. Bir de Budist bir toplum olduğu için yumuşak kucaklayıcı bir halkı da var. Yani Tayland bana göre bu tip merkezler için yaratılmış dünyanın en güzel yeri. Yenilik dediğin zaman da biz işte 360 dereceyiz. Biz diyoruz ki hiçbir şey tek başına hiçbir şeye çözüm olmaz. Bilmem ne hapı dünyanın en kıymetli hapını alsan bile hiçbir netice alamazsın. Dünyanın en önemli otunu yesen de…
Onun için bunların hepsi; yeme içme, düşünce hali, senin hareketliliğin yaşadığın çevre insan ilişkilerin vesaire hepsi birlikte hareket etmeli. Onun için biz de 360 derece deneyimler vermeye çalışıyoruz.
İşte sırt ağrısından tut, nefes almaya, dans yoluyla meditasyondan tut, sessiz oturum yoluyla meditasyona değişik şekilde bunlar böyle devam ediyor. Onun için 2023 ve 2024 yılında özellikle zihin sağlığına büyük önem verdik.
Çünkü dünyada ciddi bir miktarda zihin sağlığı bozulması var. Bu konunun çok önemli olduğunu düşündüğümüz için artık orada ciddi şekilde kendimizi güçlendirmeye çalışıyoruz. Bir de insanların evde olduğu zamanlarda yani bizim tesislerimizden ve ortamımızdan uzak oldukları zamanda nasıl onlarla beraber oluruz kısmını dijital ve online sistemlerle bir şekilde kurgulamaya çalışıyoruz. Bu bizim şu andaki en önemli iki ajandamız.