Site icon Turizm Günlüğü

7. Tepeli İstanbul’un Panoramik Şatosu Bulgur Palas

Bulgur Palas, Görkemli Mimarisiyle Büyülüyor. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal

Şatoyu andıran mimarisiyle 100 yılı aşkın süredir İstanbul’un yedinci tepesinden şehri izleyen Bulgur Palas, Tarihî Yarımada’da İstanbullular için yepyeni bir kültür merkezi.

Tarihi Dokuya Uygun Modern Restorasyon

İstanbul’un hafızası açısından çok değerli bir yapı olan Bulgur Palas, yıllardır kaderine terk edilmiş durumdaydı. 1912 yılında Bolulu Habib Bey tarafından İtalyan Mimar Giulio Mongeri’ye tasarlatılan yapı o günden bugüne şehri sessizce tepeden izliyordu.

Aslına uygun restore edilen Bulgur Palas; geçici sergi, kütüphane, atölye ve etkinlik alanlarıyla ziyaretçilerini bekliyor. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal

Bulgur Palas’a dair 2021 yılında özel mülk iken İBB’nin iştirak şirketleri (KİPTAŞ, İGDAŞ, İstanbul İmar AŞ, İSTAÇ ve İSTON) tarafından satın alınarak kamusal kullanıma açılmak üzere İBB Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı’na bağlı İBB Miras ekipleri tarafından restore edildi. 28 Şubat 2024’te de ziyarete açıldı.

Bulgur Palas ile ilgili reels videoma @fotokusagi Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Daha fazlası için takip etmeyi unutmayın. (:

Bulgur Palas’ın çalışma alanlarında keyifli vakit geçirebilirsiniz. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal
İstanbul’un Panoramik Silueti
Bulgur Palas, İstanbul’un diğer 6 tepesini panoramik gören seyir terasıyla öne çıkıyor. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal

Fatih Aksaray’da, Kocamustafapaşa Tepesi’nde konumlanan Bulgur Palas; 135 kişilik kütüphanesi, sergi salonu, öğrenci kulüplerinin kullanımına tahsis edilen alanlar, restoran, çok amaçlı etkinlik alanları ve Sarayburnu, Çemberlitaş, Süleymaniye, Fatih, Yavuz Selim ve Edirnekapı manzaralarını gören seyir terasıyla yeni nesil bir yaşam merkezi.

En İyi Geçici Sergilerin Yeni Adresi

Kültür-Sanat Adına İlk Hamle “Magnum İstanbul’da” Sergisi

Dünyanın en saygın fotoğraf ajanslarından biri olan Magnum Photos’un 77. yıl sergisi olan ‘Magnum İstanbul’da’, 70 sanatçının 200’ü aşkın fotoğrafından oluşuyor. Bu eşsiz eserleri yakından görmenin ayrıcalığı ise bir başka. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal

Şu anda dünyanın en saygın fotoğraf ajanslarından biri olan Magnum Photos’un 77. yılını kutlayan “Magnum İstanbul’da” sergisine ev sahipliği yapan Bulgur Palas’taki bu geçici sergiyi, 31 Ağustos tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilirsiniz.

Yemek ve Alışveriş

Bulgur Palas’ı gezdikten sonra, Beltur kafede lezzetli atıştırmalık molası verebilirsiniz. Ben cherry red pastasını çok beğendim. Taze taze servis edilen ürünlerin fiyatları da oldukça uygun. Ayrıca yine ön bahçede bulunan İstanbul Kitapçısı’ndan da İstanbul temalı ürünler, el sanatları ve hatıralık eşyalar satın alabilirsiniz. Ben Karaca’nın İst Collection serinden Ağlayan Sütun Mug’undan satın aldım. (İşbirliği değildir.)

Modern dokunuşlarla dizayn edilen Bulgur Palas’ın her bir köşesinde etkileyici fotoğraflar çekilebilirsiniz. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal
Ziyaretçi Bilgileri ve Giriş Ücreti

Girişte “İstanbul Senin” uygulaması üzerinden kayıt yaptırılması isteniyor. Kayıt yapan ziyaretçilere İBB Kültür Kafe’de 1 bedava kahve ikram ediliyor.

Ulaşım

İstanbul’un her yerinden toplu taşıma araçları ile Kocamustafapaşa’ya ulaşım mümkün. En yakın metro ve tramvay duraklarını kullanarak, yürüme mesafesindeki palasa kolayca ulaşabilirsiniz. Ayrıca İBB’nin bu alanın daha ulaşılabilir olması konusunda çalışmalarına devam edeceği de belirtiliyor. Hali hazırda Yenikapı’daki arkeoloji çalışma alanı ilerleyen zamanlarda müze olarak bölgeye kazandırılması hedefleniyor.

Eleştirilerim

Uyarı: Bulgur Palas’taki tüm deneyimlerim Mart 2024 tarihlidir. Olumlu-olumsuz gelişmeler zamanla değişebilir.

👍 Olumlu Yorumlarım:

👎 Olumsuz Yorumlarım:

👌 Ziyaretçilere Önerim:

Bulgur Palas’ın Tarihi ve Mimarisi

Bulgur Palas, etkileyici şato benzeri mimarisi, önemli konumu ve yüzyılı aşkın tarihi ile eski İstanbul fotoğraflarında sıkça rastlanan bir simgedir. Bu göz alıcı yapı, İttihat Terakki Cemiyeti’nin teşkilatlanmasında önemli görevler üstlenen ve Bolu mebusu seçilen Habib Bey tarafından, 1912 yılında dönemin önde gelen İtalyan mimarlarından Giulio Mongeri’ye tasarlatılmıştır.

II. Meşrutiyet sonrası ekonomik dönüşümlerle birlikte ordunun ihtiyaçlarının yerel kanallardan temini gerektiği dönemde Habib Bey, cemiyetle olan bağlantıları sayesinde elde ettiği imtiyazlarla Anadolu’dan tahıl, buğday, arpa ve bulgur gibi ürünlerin İstanbul’a ve cepheye nakledilmesi görevini üstlenmiş, bu işlerden kazandığı servetle “Bulgur Kralı” lakabını kazanmıştır. Bu nedenle de konak semt halkı tarafından “Bulgur Palas” olarak adlandırılmıştır.

Bulgur Palas’ın tarihi ve mimarisi. ©️ Fotoğraf: Sahra Gülal

Mehmet Habib Bey, konağın masrafları ve Osmanlı Bankası’ndan aldığı kredileri ödeyememesi üzerine, 1926 yılında binayı Osmanlı Bankası’na devretmek zorunda kalmıştır. Ardından uzun yıllar boyunca Osmanlı Arşivi olarak kullanılan bu bina, tarihi dokusuyla dikkat çekmeye devam etmiştir.

İtalyan mimar Giulio Mongeri’nin elinden çıkan Bulgur Palas, Birinci Ulusal Mimarlık akımının karakteristik özelliklerini taşır. 1908 ile 1930 yılları arasını kapsayan ve Milli Mimari, Milli Mimari Rönesansı ve Neo-Klasik Üslup olarak da adlandırılan bu dönemin etkilerini yapıda görmek mümkündür. Fatih ilçesinde, yüksek duvarlarla çevrili bir avlunun içinde yer alan bu büyük kagir yapı, inşasında kullanılan taş-tuğla gibi malzemelerin bir kısmının yurt dışından getirildiği bir yapıdır. Sıvasız tuğla duvarları ve sadece kule bölümünde bulunan sıva, yapının özgün mimarisini vurgular. Çelik putrelli volta döşemeli tavanlar, bodrum katı, üç normal katı, çatı katı ve bir kulesiyle Bulgur Palas, İstanbul’un önemli kültürel miraslarından biridir.

Exit mobile version