Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen Vatandaş Diplomat Projesi: Türkiye’nin Sporda Küresel Temsili Programı kapsamında “Vatandaş Diplomasisinin Spor Elçileri” konulu panel gerçekleştirildi.
ANKARA (AA) – Moderatörlüğünü TRT Spor sunucusu Buket Sevinç Aykın’ın yaptığı panele, eski milli voleybolcu Neslihan Demir, eski milli güreşçi Taha Akgül, milli para okçu Öznur Cüre Girdi ve milli boksör Esra Yıldız Kahraman katıldı.
Kulüp kariyerinde CEV Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran ve milli takım formasıyla Avrupa ikinciliği yaşayan Neslihan Demir, spor sayesinde farklı kültürlerle karşılaşma imkanı bulduğunu dile getirerek, “Sporun birleştirici gücü herkesi eşit kılıyor. Yurtdışında ülkemizi çok fazla temsil ettik. Hiç hayatınızda iletişim kuramayacağınız insanlar sizinle sohbet edip, ülkenizle ilgili tavsiye alabiliyor. Turizm elçisi gibi de oluyoruz biraz. Tüm spor branşlarının ülke tanıtımına çok büyük etkisi var.” diye konuştu.
“Spor öyle bir şey ki sizi üzen şeyleri gülerek anlatabiliyorsunuz, sizi sevindiren şeyleri anlatırken de gözleriniz doluyor. ” diyen Demir, kariyerinde unutamadığı anları şöyle anlattı:
“Dünya şampiyonasında, 10 Kasım’da maç oynanırken mola alıp saygı duruşunda bulunmuştuk. Olimpiyatta bayrak taşıdığım anı hatırlıyorum. Olimpiyata ilk kalışımızı hatırlıyorum.”
Paralimpik oyunlar, dünya ve Avrupa şampiyonu Öznur Cüre Girdi, her sporcunun kariyerine ülkesini temsil etme hayaliyle başladığını söyleyerek, “13 yaşımdan beri spor yapmamın disiplinini, cesaretini, sabrını, tecrübesini biriktirerek bugünlere geldim. İlk uluslararası yarışmamda elendim. Üç gün aralıksız ağladım. Kabul edemedim, hazmedemedim. Hala da öyleyim. Şu an ise kendime ‘keşkelerle ayrılmayacağım’ diyorum.” ifadelerini kullandı.
Öznur, olimpiyat altın madalyası kazanmanın nasıl hissettirdiği sorusuna, “Çok fazla istedim. Çok fazla istemekle de kalmadım çok çalıştım. Dünya rekorunu, hatta üstünü antrenmanlarda defalarca attım. Dünya rekorunu da altın madalyayı da bekliyorduk. Her şeyden önce orada örnek olabilmek. Türk halkına, devletimize uygun şekilde o madalyayı alabilmek en büyük hayalimizdi.” yanıtını verdi.
– Taha Akgül: “Ben, Rıza ve Yasemin’in aynı döneme denk gelmesi ülke adına şanstı”
Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonluğu bulunan Taha Akgül, Paris 2024 Olimpiyatları’nda sporu bırakma kararı vermesinin ardından internette kendisinden “eski güreşçi” olarak bahsedilmesini tebessümle anlattı.
Aynı dönemde ağır sıklette güreşen kendisi, Rıza Kayaalp ve Yasemin Adar Yiğit’in başarılarının tekrar etmenin zor olduğuna değinen Akgül, “Gittiğimiz her yerde 3 ağır sıkleti de aldık. Dünyada başka bir ülkede yok. Serbestte ben, grekoromende Rıza ve kadınlarda Yasemin. 3 şampiyonun aynı döneme gelip rekorlar kırması ülkemiz adına bir şanstı.” dedi.
Taha Akgül, aktif kariyerinin ardından idarecilikte de başarılı olmak istediğini söyleyerek, “Kenara çekilip izleme şansım yok. Çekilsem bile işin içine dahil ederler, etmeme şanları yok. O yüzden inşallah bu vefayı ödeyeceğiz.” diye konuştu.
Spor kültürünün toplumda yerleşmesi için aileler, sivil toplum örgütleri ve kulüplere önemli görevler düştüğüne değinen Akgül, şunları kaydetti:
“Yeni jenerasyon, etraflarındaki ekipten dolayı daha şanslı. Sporcuya bu bilinç tabanda veriliyor. Şu anki sporcular daha keyif alarak yapabiliyor. Biz öyle değildik, tamamen başarı odaklıydık. Hiçbir müsabakaya keyif alarak gittiğim olmadı. Hep stres yüklüydüm. Sporcu sadece sporunu yapmalı ama ülkemizde öyle değil. Ülkemizde sporcu yeri geliyor siyaset yapıyor, yeri geliyor bürokraside bir hamle yapıyor, yeri geliyor kulübünün, akrabasının veya ailesinin problemiyle uğraşıyor. Biz her şeyi yaptığımız için bizi çok yoruyor. O anlamda profesyonel değiliz. Eğer başarıyı artırabilirsek sporcularımızın üstündeki yükü de dağıtacağız. Rio’da tek altını ben aldım. 2012’de güreşte altın çıkmadı. 2020’de 13 madalyamız var. Karateyi çıkarırsak 9 madalya. 2024’te 8 madalyamız var, altın yok bu sefer. Bu anlamda çok başarılı değiliz. Bu sayıyı 50-60 çıkardığımızı düşünsenize… Bu sefer herkesin yükü azalacak. Bu sefer daha rahat hazırlanacaklar.”
– Esra Yıldız Kahraman: “Boks sanıldığı kadar zararlı bir spor değil”
Paris 2024 Olimpiyatları’nda cinsiyet tartışması olan Tayvanlı rakibine yarı finalde yenilerek bronz madalyada kaldığını hatırlatan Esra Yıldız Kahraman, “Bana o maça çıkma diyenler oldu. Ama benim işim dövüşmek, boks yapmak. Ben oraya şampiyon olmak için gelmiştim.” ifadelerini kullandı.
Esra, ülke temsiliyetinin önemine ilişkin “Orada Esra, Ayşe, Fatma değil Türkiye dövüşüyor. Ülkemi en güzel şekilde temsil etmeye çalıştım. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.’ sözünü kendime düstur edindim. Çok çalıştık, mücadele ettik. Çok sıkıntılar çekiyoruz ama hedefimizden, hayallerimizden vazgeçmedik. Olimpiyat altını nasip olmadı ama ülkemi en güzel şekilde temsil ettiğim için gerçekten çok mutluyum.” değerlendirmesinde bulundu.
Kız çocuğu olan ebeveynlerin boksa karşı önyargılı olduğuna da değinen Esra, “Boksu erkek sporu olarak görüyorlar. Ebeveynlerin bu yönde bilinçlenmesini istiyorum. Ben de 14 senedir boks yapıyorum ama suratımda, hiçbir yerimde bir şey yok. Boks sanıldığı kadar zararlı bir spor değil. Boks, yumruk almadan yumruk atabilme sanatıdır.” yorumunu yaptı.