
Last Updated on 29 Ocak 2025 by Turizm Günlüğü
ABD merkezli Boom Supersonic tarafından geliştirilen XB-1 jet test modeli, son denemesinde ilk kez ses bariyerini aşmayı başardı. 201 metre uzunluğundaki tek kişilik prototip, bu başarısıyla süpersonik uçuş teknolojisinde yeni bir kilometre taşı oluşturdu.
Test Uçuşunda Elde Edilen Başarı
NEW YORK (AA) – Hız Rekoru: California’daki Mojave Hava ve Uzay Limanı’ndan kalkan XB-1, son test uçuşunun 12. dakikasında 844 mil (yaklaşık 1350 km/sa) hıza ulaştı.
– Ses Bariyerini Aşma: Bu hız denemesi, ek güncellemelerin ardından yaklaşık 1235.5 km/sa olan ses hızının geçilmesini sağladı.
CEO Blake Scholl’un Paylaşımı
Boom Supersonic CEO’su Blake Scholl, başarılı uçuş sonrasında sosyal medya hesabından ABD Başkanı Donald Trump’ın “ABD geri döndü” ifadelerini referans alarak, “Çok geri döndük [Amerika]” şeklinde esprili bir paylaşım yaptı. Bu mesaj, şirketin süpersonik uçuş konusunda ne kadar ileri gittiğini vurgular nitelikteydi.
Concorde’un Oğlu: XB-1
– Tarihi Referans: XB-1, 2003’te emekliye ayrılmadan önce Londra’dan New York’a üç saatten kısa sürede uçabilen Concorde’a gönderme yapılarak “Concorde’un Oğlu” olarak anılıyor.
– Yeni Seyahat İmkânları: Bu süpersonik jet, New York’tan Roma’ya, Atlanta’dan Madrid’e ve Tokyo’dan Vancouver’a yaklaşık 4 buçuk saatlik uçuş süreleriyle dikkat çekiyor.
Concorde’un Kısa Tarihçesi
– Paris Kazası (2000): Air France’a ait bir Concorde uçağı, Temmuz 2000’de Paris’te meydana gelen kazada 113 kişinin ölümüne yol açınca güvenlik endişeleri arttı.
– Son Ticari Sefer (2003): İngiliz-Fransız ortak yapımı Concorde’un son ticari uçuşu, 24 Ekim 2003’te Londra-New York arasında gerçekleşti ve bu uçaklar o tarihten sonra kullanımdan kaldırıldı.
Sonuç
XB-1’in ses bariyerini aşması, süpersonik uçuş teknolojisinde uzun süredir beklenen bir yeniliğe işaret ediyor. “Concorde’un Oğlu” olarak anılan bu jetin, gelecekte uluslararası seyahat sürelerini önemli ölçüde kısaltması bekleniyor. Boom Supersonic’in yeni test sonuçları, ses ötesi uçuş teknolojisinin yeniden popülerleşebileceğini ve ticari havacılıkta devrim niteliğinde değişikliklere kapı aralayacağını gösteriyor.