Ege Denizi’ndeki art arda yaşanan binlerce sarsıntı, Yunan adalarının sokaklarını boşaltırken halk büyük bir depreme karşı tedirgin bekleyişini sürdürüyor. Turizmciler ise özellikle Santorini ve Yamurgi’de iptallerin artmasıyla, yaklaşan turizm sezonu öncesi endişeli.
YAMURGİ (AA) – AYHAN MEHMET – Ege Denizi’nde meydana gelen sismik hareketlilik nedeniyle her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Yunan adalarında sokaklar ıssız hale gelirken halk, olası büyük bir depreme karşı endişe içinde bekleyişini sürdürüyor.
Kristal sularıyla Fransız yönetmen Luc Besson’un ünlü filmi “The Big Blue”ya ev sahipliği yapan Yamurgi Adası ile kartpostalları süsleyen beyaz badanalı evleri ve eşsiz gün batımlarıyla dünyanın en çok ziyaret edilen turizm noktalarından biri olan Santorini’de art arda yaşanan sarsıntılar belirsizliği artırırken günlük yaşam da bu tedirgin atmosferden etkileniyor.
– Binlerce sarsıntı kaydedildi
Yunanistan Sismoloji Enstitüsüne göre, son haftalarda 12 binden fazla depremin kaydedildiği Ege Denizi’ndeki sarsıntıların bazıları 5 büyüklüğünü aşarken depremler, özellikle Yamurgi ve Santorini başta olmak üzere, çevredeki adalarda da hissediliyor.
Uzmanlar, bu hareketliliğin olağan sismik faaliyetlerden kaynaklanabileceğini belirtse de halk arasında büyük bir depremin habercisi olabileceği yönünde kaygı oluşuyor.
Kış aylarında zaten daha sakin olan Yamurgi ve Santorini, sarsıntılar nedeniyle daha da ıssız bir hale gelirken halkın bir kısmı evlerinden çıkmamayı tercih ediyor.
– Turizmciler tedirgin
Ana geçim kaynağı turizm olan Santorini ve Yamurgi’de, kış mevsiminde nispeten yoğunluk yaşanmasa da otel sahipleri ve işletmeciler yaz sezonu için endişeleniyor. Son dönemde Santorini’de artan rezervasyon iptalleri ada ekonomisini olumsuz etkilerken yetkililer, turizm sektörünün bu süreçten minimum zarar görmesi için çeşitli teşvikler ve destekler üzerinde çalışıyor.
Yamurgi Adası’nda en büyük felaketlerden biri, 1956 yılında yaşanan 7,7 büyüklüğündeki deprem olmuştu. Bu depremin ardından meydana gelen ve 30 metreye kadar yükselen dalgalar, kıyı kesimlerde büyük yıkıma neden olmuş, bölgeyi uzun yıllar etkileyen bir travmaya yol açmıştı. Bugün artan sarsıntılar, halkın hafızasında o felaketi canlandırıyor.
Santorini, antik çağlardan bu yana aktif volkanik bölge olarak biliniyor. Milattan önce 1600’lü yıllarda meydana gelen devasa patlama, yalnızca adanın coğrafyasını değil, aynı zamanda Akdeniz’deki pek çok uygarlığın kaderini de değiştirdi. O dönemde Minos Uygarlığı’nın çöküşüne neden olduğu düşünülen bu patlama, Santorini’yi bugünkü yarım ay şeklindeki yapısına kavuşturdu.
Son yıllarda, özellikle 2011 ve 2012 yıllarında bölgede artan sismik hareketlilik, bilim insanlarını yeniden alarma geçirmişti. O dönemden bu yana aralıklarla küçük çaplı depremler yaşansa da özellikle ocak ayından itibaren depremlerin sıklığı ve büyüklüğünde kayda değer yükseliş görülmesi, bölgedeki volkanik aktivitenin artabileceği endişelerini beraberinde getiriyor.
En son 1950’lerde aktif hale gelen yanardağ, 6,9 büyüklüğünde bir depreme ve büyük bir tsunamiye neden olmuştu. Jeologlar, lav hareketliliği ve gaz çıkışlarını izleyerek olası bir patlamaya dair ipuçlarını değerlendirmeye çalışıyor.
Hükümet, bölgedeki yapıların dayanıklılığını kontrol etmek ve büyük bir depreme karşı acil durum planlarını devreye sokmak için çalışmalarına devam ediyor.