Last Updated on 15 Şubat 2024 by Turizm Günlüğü
Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Meclis Başkanlığı’na sunulan ve günümüzde kanunlaşma sürecinde olan Turist Rehberliği Meslek Kanunu hakkında çarpıcı eleştirilerde bulundu. Ortaylı, teklif edilen yasaklar, müeyyideler ve kurumlaşmaların gerçekçi olmadığını ve uygulanabilir olmadığını belirterek, bu durumun yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara yol açabileceğini ifade etti. İşte İlber Ortaylı’dan Turist Rehberliği Meslek Kanunu eleştirisi…
Türkiye’de rehberlik mesleğinin, 1950’lerden bu yana kademe kademe verilen bir eğitimle şekillendiğini hatırlatan Ortaylı, kanun teklifinde sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının eğitim almadan doğrudan rehber olabilmelerinin büyük bir yanlış olduğunu vurguladı. Rehberliğin geniş bir coğrafya, folklor, edebiyat ve özellikle tarih bilgisi gerektirdiğini, bu bilgilerin ise sadece belirli bir akademik disiplinden mezun olmakla sağlanamayacağını belirtti.
Ayrıca, rehberlerin sadece Türkçe bilmelerinin yeterli görülmesi ve yabancı dil ihtiyacının dışarıdan bir çevirmenle giderileceği önerisinin pratikte uygulanabilir olmadığını ifade etti. Ortaylı, turizmde dil bilgisinin temel bir unsur olduğunu ve rehberlik mesleğinin dil bilgisiyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti.
Ortaylı, kanun teklifinin turizm sektörüne ve Türkiye’nin kültürel tanıtımına zarar verebileceğini, rehberlik mesleğinin niteliğini düşüreceğini ve on binlerce insanın iş ve ekmek kapısını tehlikeye atabileceğini ifade etti. Kanun teklifinin olası sonuçlarına dair endişelerini dile getiren Ortaylı, devletin huzur ve sükuneti sağlama görevine atıfta bulunarak, bu tür kanunların toplumda yaratabileceği huzursuzluğa dikkat çekti.
İlber Ortaylı’nın Sosyal Medya Hesabından Yapılan Açıklamanın Tam Metni
Turist Rehberliği Meslek Kanunu Tartışmaları: Gerçekçi Olmayan Öneriler ve Yolsuzluk Endişeleri
Turist Rehberliği Meslek Kanunu, Meclis Başkanlığı’na sunulmuş. Bugünlerde de kanunlaşıyor. Bu teklifte ileri sürülen yeni yasaklar ve müeyyideler veya kurumlaşmalar hiçbir şekilde gerçekleşmesi mümkün olmayan, realist olmayan önerilerdir. Gerçekçi olmayan ve gerçekleşemeyecek ve bu yüzden tatbik edilemeyecek öneriler ise hiç şüphesiz ki yeni yolsuzluklara ve kaçamaklara neden olacak.
Türkiye’de Rehberlik Mesleğinin Evrimi: İlk Kurslardan Profesyonel Eğitime
Türkiye’de rehberler çok uzun zamandır kademe kademe verilen bir eğitimle işe başlarlar. 1950’lerde belediyelerde küçük bir rehber kursu açılmıştı, sadece İstanbul’da ve İzmir’de vardı. Ankara’da ilk defa 1963’te bir amatör tercüman rehber kursu açılmıştı. Gelişen Türkiye turizmi ki 1960’larda gelen turist sayısı 100-200 bin arasıydı, insanlara yeni ufuklar açtı. Yıllar geçtikçe artan turist sayısı rehberlerin sayısını artırdı. İlk başta ortaokul tahsili ve lisan bilmek yeterken zamanla tahsil derecesi yükseltildi. Nihayet rehber eğitimi 2-4 yıllık sürekli eğitime ve zorunlu lisana kavuştu. Şimdi bu değiştirilmeye çalışılıyor.
Turist Rehberliği Kanunu’nda Eleştiri: Sanat Tarihi ve Arkeoloji Mezunlarının Eğitimsiz Rehberliği
Bu kanunda benim bulduğum en büyük yanlışlardan biri sanat tarihi ve arkeoloji mezunlarının hiçbir eğitime tabi tutulmadan rehber olmalarıdır. Mihmandarlık geniş bir coğrafya, folklor, edebiyat ve asıl önemlisi tarih kültürü ister. Tarih kültürünü rehberlik özelinde bu kurumlar size veremezler, alanları itibariyle vermek zorunda da değiller. Türkler olarak zaten tarih ve coğrafyaya çok hakim değiliz. Rehberlerimiz arasında meslek merakı dolayısıyla bunu bilenlerin sayısı çok kabarık olmasa da var. Dolayısıyla yeni bir eğitim almadan, rehberliğe dair özel derslere girmeden bu sistemi yürütmek mümkün değil.
Turist Rehberliğinde Dil Bilgisi Tartışması: Yabancı Dilin Önemi ve Çeviri Çözümleri Üzerine Eleştiriler
Güya rehberlerin Türkçe bilmeleri yeterli olacakmış. Daha sonra yabancı dile isterse birisi çevirecekmiş. Hangi turist grubu buna sabreder? Kimse seyahat vaktinden çalınsın istemez. Lisan turizmin temel unsurudur. Bırakınız bir tercüman rehberi, garsonun bile belli ölçüde lisan bilmesi gerekir. Şoförlerden İngilizce bilmelerini istediğimiz bir dönemde rehberler konusunda nasıl bu kadar rahat taviz veriliyor? Acaba sadece bir grup bu mesleğe dahil edilmek mi isteniyor? Bu sistem ancak SSCB ya da Çin’in eski dönemlerindeki ülkelerde olabilir. Kimin geldiği çok önceden belli olan, çok az turistin geldiği bir zamanda devletin kontrolünde nereye gideceği de belli olan turistlerin başına devletin atadığı birini koyarsınız. Yılda 40-50 milyon turistin geldiği Türkiye’de insanlara dil, tarih, coğrafya bilmeden, ilk yardım bilmeden rehberlik yapmak mümkün değildir.
Rehbersiz Turist Gezileri: Doğa ve Kültür Meraklıları İçin Bilgi Kaybı
Otobüsün içinde rehbere gerek yokmuş. Turistler geçtiği bozkırı, ona farklı gelen ağaçları, çiçekleri, dağları merak edip soruyor. Sadece bu amaçla gelen topluluklar var. Eski eserden çok doğayla ilgilenenler var. Bu sorular otobüsün içinde de gelir, kahve içilen yerde de. Siz oraya rehber koymamakla nasıl tanıtıma zarar verdiğinizin farkında mısınız?
Turizmde Yönlendirme ve Kazanç Maddesi: Turist Rehberliği Kanunu’nda Yenilik ve Sorunlar
Kanunda iyi gözüken maddeler turistlerin belli yerlere yönlendirilerek kazanç elde edilmesidir. Eskiden beri gözardı edilen bu durum ülkemiz adına kötü hatıralara neden oluyordu. Bu işe alet olan rehberler kadar işyerleri de ceza ödemeli. Bu işe bazen turizm şirketlerinin de karıştığı söyleniyor. Bu durum da muhakkak incelenmeli. Turizm Bakanlığı bu konunun üzerine muhakkak gitmeli.
Turist Rehberliği Kanunu’nun Yansımaları: Binlerce Meslek Mensubunun Geleceği ve Huzur Arayışı Tehlikede
Çıkan kanunun vebali var. On binlerce insanın iş ve ekmek kapısını kapatıyorsunuz. Ortaya çıkacak memnuniyetsizliği kim karşılayacak, kim sorumlu olacak, bozulan huzuru tekrar yerine getirebilecek misiniz? Devlet huzur demektir, zor olan hayatımızda sükûnet istiyoruz. Bu gibi kanun teklifleri maalesef siyasete hiç katılmayan, siyaset dışı yaşamayı şiar haline getirmiş tercüman rehberler zümresinde bile bir huzursuzluk yaratıyor. Bunu da bilginize arz ederim.