Akdeniz Otelcilerin Başkanı Kavaloğlu: Otellerimiz Yüzde 90 Dolu! Peki Nerede Bu Turistler?

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu

Last Updated on 19 Temmuz 2024 by Turizm Günlüğü

Son dönemde turizm sektörü birbiri ardına gelen olaylarla karşı karşıya kaldı. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, otellerin yüzde 90 doluluk oranına ulaşmasına rağmen turist akınında beklenen hareketliliğin yaşanmadığını dile getirdi. Kavaloğlu, “Peş peşe yaşanan FTI’nin iflası ve Avrupa Futbol Şampiyonası, turist sayısında beklenen artışı engelledi,” dedi. Şampiyona, Almanya’da gerçekleştiği için Alman turistlerin bu dönemde tatil planlarını ertelediğini ve Haziran ayı rakamlarının da bu durumu teyit ettiğini belirtti.

Kavaloğlu, “Türkiye’ye olan ilgi özellikle Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarından geliyor. Hem ülkemizi desteklemek için hem de kendi işleri nedeniyle tatillerini Temmuz ayına ertelediler,” diye ekledi. Temmuz’un ikinci haftası itibarıyla otellerde doluluk oranının yüzde 90’ı aştığını ifade eden Kavaloğlu, sektör adına umutlu konuştu.

‘KRİZLERİ HAFİF SIYRIKLARLA ATLATMAYI BECEREBİLİYORUZ’’

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, gündemdeki gelişmeleri turizm yazarı Halil Öncü’ye değerlendirdi. Antalya turizmdeki gelişmeler başta olmak üzere, son dönem doluluklarda yaşanan sıkıntılar, Türk misafirlerin Yunan Adalarını tercih etmeleri ve bu konudaki düşüncesi, Otellerdeki Konkordato olaylarını değerlendiren Başkan Kavaloğlu şu açıklamalarda bulundu:

Turizm sektörü tüm paydaşlarıyla birlikte, ülkemizin can damarı, bacasız sanayisi!

“Turizm olarak, 54 sektörü destekleyen lokomotif bir sektörden bahsediyoruz. Turizm sektörü tüm paydaşlarıyla birlikte, ülkemizin can damarı, bacasız sanayisi. Normalde 60 milyona yaklaşan bir turist sayısıyla, 60 milyar dolara yaklaşan bir gelir seviyesiyle, ülkemiz için ne önem ifade ettiğini açıkçası çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla bu anlamda da bazen ufak tefek aksaklıklar oluyor. İşte Haziran ayının başlangıcında yaşadığımız Almanya’nın üçüncü büyük tur operatörü FTI’nin iflasını vermesi gibi. Ama bir parça bu tarz krizleri kamuyla özel sektör dayanışmayla iyi bir şekilde çözebiliyor. Hafif sıyrıklarla atlatmayı becerebiliyoruz. Sonuçta ülkemizin en değerli pazarlarından bir tanesi olan Rusya’yla, üçüncü pazarımız olan Ukrayna arasındaki savaş hali halen devam ediyor. Güneyimizde İsrail Filistin gerilimi devam ediyor. Orta Doğulu turistler açıkçası özellikle büyükşehirlerdeki turizm sektörü için çok çok değerli, çok çok önemli. Dolayısıyla coğrafyamızın bize getirdiği güzelliklerle beraber, sosyoekonomik katkılarıyla beraber tabii ki bu coğrafyanın da bazı zorlukları var. Bu zorlukları hep birlikte aşmaya çalışıyoruz. Bu anlamda baktığımızda da, turizm sezonu olarak Antalya’ya gelen turist sayısı 7 buçuk milyon kişiyi geçti. Geçen seneye göre %12 lik bir artış var. Ama bu bizim için yeterli değil, daha emin adımlarla 17 milyonu geçip, 18 milyona koşmaya çalışıyoruz.”

Nerede bu turistler?

“Peş peşe baktığınızda,FTI’nin iflası ve Avrupa Futbol Şampiyonası’na bakmamız gerekiyor. Avrupa Futbol Şampiyonası, bizim ana kaynak pazarımız olan Almanya’da oldu. Almanya’da insanlar tatile çıkmayı tercih etmediler, bu dönem zarfında. Zaten Haziran ayı ilk rakamları da bunu söylüyor. Dolayısıyla bizim için en önemli, en değerli konu Avrupa’da yaşayan Türkler. Onların ülkemize yapmak istedikleri tatil hevesleri bizim için çok değerli. Ama onlar da hem ülkemizi orada desteklediler, hem aynı zamanda orada onların da işleri güçleri vardı. Dolayısıyla Temmuz ayının birinci haftasını buldu. İkinci haftası itibariyle doluluklarımız %90 in üzerine çıktı.”

Özellikle ada tatili yapmak isteyenleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne davet ediyorum!

“Bu konuda TÜROFED Başkan Yardımcısı olarak görüşlerimiz açıklamamak isterim. İnsanlar tabii ki her yerde tatil yapabilirler. Bizim ülkemizin en önemli karakteristik özelliği herkesin bütçesine göre her yerde tatil imkanı sunmasıdır. Bodrum’da da en düşük bütçeden en pahalı bütçeye kadar otel imkanlarımız var. Ege’de de bu şekilde! İnsanların nerede ne şehirde tatil yapacağını biz belirleyemeyiz. Ama tabii ki burada Yunanlı meslektaşlarımız çok akıllı hareket ettiler ve kendi hükümetlerine bir baskı unsuru yarattılar. Çünkü Türk turizmci bunu bilir. Tatilci Türkiye’de tatil imkanı olanlar adalar için Yunan adaları için çok değerli bir kaynaktır. Her zaman da böyle olmuştur. Zaten Türk misafirimiz ilk defa gitmiyorlar ki Yunan adalarına, her dönemde Yunan adaları tercih sebebi olmuştur. Yunanistan da güzeldir, ülkemizde güzeldir. Biz iyi pazarlama yaparsak kendi ülkemizde tutabilirsek, nitelikli olmaya çalışırız. Ama ben her zaman söylüyorum. Özellikle ada tatili yapmak isteyenleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne davet ediyorum. Bu anlamda da bir parça bu konuda daha milli duygularla hareket etmek sivil toplum kuruluşu başkanı olarak benim görevim zaten. Ama dediğim gibi kimsenin nerede tatil yapacağına biz karışamayız. Biz bütün pazarlama metodolojinizi tamamen ülkemizin güzellikleri üzerine kurguluyoruz. Bu ülkenin güzelliklerini, pazarlama üzerine kurguluyoruz. Yunanlı turizmciler operasyon olarak iyi verim sağlayamadılar. Özellikle bayram döneminde adalara giden Türk misafirlerimiz Yunan adalarında çok eziyet çektiler. Bu anlamda baktığımızda da demek ki bu kurguda tam anlamıyla yürümedi. Çünkü Avrupa Birliği üyesi ülkeler Schengen uygulamasıyla birlikte Schengen vizelerinin yavaşlamasıyla bu konu ortaya çıkmıştı. Ama tam anlamıyla bir çözüm oluşturdu diyemem. Bu anlamda hodri meydan. Herkes kendi ülkesinin güzelliklerini tasarlamakta serbest ama, bunu magazinsel hale getirmeye hayır diyor”

Bodrum’un pahalılıkla ilgili gündeme gelmesi rahatsız ediyor!

“Bazen basına konuşurken, bunu en iyi bizim basın mensubu arkadaşlarımız bilir. Onlar bizim söylediklerimizi aktarmakla mükellefler. Aktardıklarımızı yorumlamak imkanları olmuyor. Dolayısıyla basınla konuşurken basına verilen bilgilerin, doğru bilgiler olmasını sağlamak lazım. Maalesef bu bilgi doğru değil. Sanki bu iflas eden bütün oteller Bodrum’daymış gibi, böyle bir algı yaratıldı. Bu bizi ve Bodrum’un başkanını özellikle çok üzdü. Kendisi ile telefonla konuştuk. Çok üzgündü gerçekte. Bodrum’un pahalılıkla ilgili gündeme gelmesi konusunda Bodrum başkanımız çok ama çok rahatsız.”