Last Updated on 16 Kasım 2024 by Turizm Günlüğü
İzmir’den yola çıkıp Urla’yı geçtikten sonra yapımı geçen yıl tamamlanan çift şeritli Karaburun yoluna sapıyorsunuz. Aman dikkat, ilçe merkezine kadar pür dikkat deniz manzarası seyrederken tam 113 virajı dönmeniz gerektiğini unutmayın. Karaburun’a 15 kilometre kala Eğlenhoca yol levhasını görünce de hemen sola kırın dümeninizi.
Sizi birkaç sürpriz bekliyor. Kendinizi taa 1505 yılında kurulduğu belirtilen bölgenin en eski köylerinden birisi olan dağ yamacındaki şirin Eğlenhoca köyüne doğru tırmanırken bulacaksınız.
Aynı istikamette çarpıcı başka özellikleri olan Kösedere ve İnecik köylerine de ulaşabilirsiniz. Aslında İnecik, Kösedere ve Eğlenhoca köyleri aralarında bir saç ayağı oluşturuyorlar. Ben üçünü de çok seviyorum. Geçmişte bölgenin en kalabalık köyü olduğu halde 1970’li yıllarda kentlere doğru yoğunlaşan göç İnecik Köyü’nü olumsuz etkilemiş, bol zeytin ve incir ağacı ile bezeli İnecik şu anda üç köy arasında nefes kesici panoramik manzarasına rağmen nüfusu en az olanı, ne yazık ki.
Eğlenhoca köy meydanı yakınlarda yeniden düzenlenmiş. Kahvehaneler, köy odası, ilköğretim okulu, sağlık ocağı, fırın, 1902 yılından kalma tarihi camisi ve de yemyeşil ortam içinde sıcak kanlı köylüleri ile içinizi ısıtıyor. Talep artınca gayrimenkul fiyatları da almış başını gidiyor son beş yıldır.
Malum, dünya’nın her yerinde “zeytin dalı” ile barışın sembolü olarak nam salmış, “kutsal meyve” veren zeytin ağaçları var. Üretim bakımından dünyada ilk sırada İspanya geliyor yılda 9.819.569 ton üretimi ile. Onu İtalya (1.877.222 ton) ve Fas (1.561.465 ton) izliyor. Ülkemiz ise 1.500.467 ton üretimiyle dördüncü sırada.
Ama Hurma (Eğlenhoca’nın Yörük köylüleri ona ısrarla “Furma” diyorlar) üretiminde dünya birincisiyiz. Rakibimiz yok. Türkiye’de ise sadece Karaburun’da, birazcık da Urla’da yapılıyor “Furma” üretimi.
Bunun tanıtılması, daha da geliştirilmesi, markalaşması çabalarında ülke çapında liderliği Karaburun’un “atom karıncası” kadın belediye başkanı İlkay Girgin Erdoğan üstlenmiş. Bu amaçla şimdiden “Furma” zeytinin dünyadaki ilk festivalini bu yıl 17 Kasım’da Eğlenhoca’da yapmak için kolları sıvamış, harıl harıl çalışıyor.
Şu meşhur hurma ya da “furma” zeytinin özelliklerini sorduğumuzda soluk bile almadan bakın bize neler neler anlattı:
“’Furma’nın anavatanının Karaburun olmasından büyük gurur duyuyoruz. Tüm dünyaya anlatılması, gerçek değerini bulması için büyük çaba harcıyoruz. ‘Furma’ zeytin sadece ölmez ağacı adı verilen ağaçta yetişiyor. Bu özel ağaç 20 ile 30 kilo arasında ürün veriyor ama sadece 1 kilo kadar ‘furma’ zeytini çıkıyor. Karaburun’da deniz tuzu ve Phoma Oleae mantarının sporlarıyla beraber olgunlaşan ‘furma’ zeytini fermente oluyor. Herhangi bir işlem yapılmadan aslında daha dalındayken yenilebilir bir kıvama ulaşıyor”.
Bu şirin köyü simgeleyen “furma” zeytini anlatmaya devam ediyor heyecanla İlkay Girgin Erdoğan:
“Rengi açık kahverengi, tıpkı Ramazan hurmasının rengine benziyor. Yenilebilecek acılıkta olanların kalitesi daha üst düzeyde oluyor. Kabuğu da, çekirdeği de diğer zeytinlere göre ince bir yapıya sahip. Etli kısmı oldukça fazla. Doğal olarak yetişenlerin üzerinde hafif mavi ve beyaz toza benzer bir tabaka var. Bu zeytinin tadını çok daha iyi alabilmek için zeytin çekirdeğinin ağızda üç dakika kalması gerekiyor. Antioksidan ve mineraller açısından oldukça yüksek besin değerlerine sahip. İçeriğindeki mineraller kalp dostu. Antioksidan barındırıyor. Yani, uzun yaşam iksiri ayni zamanda ‘Oksijen Koridoru’ üzerinde olan bizim köylerimizde.”