
Last Updated on 26 Ocak 2025 by Turizm Günlüğü
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak gecesi yaşanan yangın, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un öncülüğünde yürütülen “güvenli ve sürdürülebilir turizm” hedeflerini sorgulatır hale getirdi. Facia sonrası resmî açıklamalara göre otelde 238 kayıtlı kişi bulunurken, çalışan sayısı hâlâ paylaşılmadı. Yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi de yaralandı. Bu ağır bilanço, otel patronlarının denetimsiz ve hukuk dışı faaliyetlerine, yetkili kurumların ise yetersiz denetim ve göz yummalarına işaret ediyor.
Patron Kârı Uğruna Kuralları İhlal Etti
Grand Kartal Otel sahibi ve yönetiminin kârı her şeyin üzerine koyan anlayışı, olayın asıl perde arkasını gözler önüne seriyor. Binada ruhsata aykırı tadilatlar ve eksik güvenlik önlemleri; ihmaller zincirinin sadece birkaç halkası. Yangın raporlarına göre, binanın +25.41 Kotu (12. Kat) mimari kat planında asansör katı olarak görünen bölümün, Kral Dairesi ve asansör makine dairesi şeklinde tadil edilerek kullanıldığı tespit edildi. Bu durum, otelin zaten “yanmaya hazır” bir noktada olduğunu ve ilgili kurumların bu süreçte yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.
TGA Üyesi Patronların Gücü
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 15 Temmuz 2019’da kurulan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA)’nın başındaki isim olarak, turizm politikalarını “güvenli ve sürdürülebilir” bir çerçevede şekillendireceğini duyurmuştu. Ancak ajansın üyelik yapısı, otel patronlarının sektördeki ağırlığını artırmaya yönelik eleştirilere yol açıyor. Ersoy, TGA’ya on binlerce üyesi olan TÜRSAB’dan (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) yalnızca bir temsilciyi adeta kerhen dahil etti. Aynı şekilde, 15 bin rehberin temsilini sağlayan TUREB (Turist Rehberleri Birliği) ise ajansa alınmadı.
Bu iki büyük sektörün dışlanması, Ersoy’un “güvenli turizm” söylemini sekteye uğratan uygulamaların aslında kapılarını nasıl açtığını gözler önüne seriyor. Zira sektördeki en büyük söz hakkını elinde tutan TGA üyesi otel patronları, mevzuat değişikliklerinden rant sağlayacak düzenlemelere kadar pek çok alanda etkili hale geldiler.
Ersoy’un Yasaları Tırpanlama Girişimleri
Bakan Ersoy, turizmi tek taraflı şekillendirmek için öncelikle rehberlerin meslek kanununda değişikliğe giderek, yıllar içinde kazanılmış hakları geri aldı. Ardından TÜRSAB kanununu TBMM Genel Kurul’una getirmeye çalıştı. Ancak TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın yoğun baskısı sonucu bu girişim sonuçsuz kaldı. Görünen o ki Ersoy’un gözünde Türkiye turizminin “engeli” seyahat acentaları ile turist rehberleri oldu. Oysa Bolu Kartalkaya faciası, gerçekte asıl engelin güvenlik standartlarını hiçe sayan ve her ay Bakan’la aynı masaya oturarak turizme yön vermeye çalışan otel patronları olduğunu acı bir şekilde kanıtladı.
Facia ve Sorumluluk Tartışması
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, siyasi iktidar ve ilgili diğer temsilciler ile otel işletmesinin patronları, bu felakette sorumluluk payı bulunan isimler olarak öne çıkıyor. Otel sahibinin “kâr odaklı” yaklaşımı ve ilgili makamların yetersiz denetimleri, 79 kişinin hayatını kaybettiği bir yangına zemin hazırladı. Daha önemlisi, turizmin tüm paydaşlarını temsil etmesi beklenen TGA’nın pratikte sadece “otel sahibi” patronlara kulak vermesi, böyle felaketlerin önlenmesi için gereken çok sesliliği ve etkin önlemleri ortadan kaldırdı.
Geleceğe Dair Kaygılar
Türkiye turizmine yön veren makamlar, denetim eksikliğini ve mevzuatın esnetilmesini artık görmezden gelemez. Grand Kartal Otel yangını, sürdürülebilir turizmde güvenliğin sadece bir “pazarlama sloganı” olarak kalmaması gerektiğini acı bir şekilde hatırlatıyor. Bilirkişi raporları ve ortaya çıkan gerçekler, kamuoyu nezdinde şu soruyu gündeme getiriyor: “Bakanlık ve TGA, gerçekten ‘güvenli turizm’ mi istiyor, yoksa otel patronlarının çıkarlarını mı kollanıyor?”
Felaketin ardından gözlerin yeniden çevrildiği TGA’da, otel patronlarıyla kurulan yakın ilişkiler ve denetim mekanizmalarının zaafiyeti bir kez daha masaya yatırılmalı. Aksi takdirde, turizm sektöründe benzer facialar kaçınılmaz olacaktır. Zira mevzuatta yapılan her “esneklik” ve denetimlerdeki her “göz yumma”, can kayıpları ve güvenlik açıkları olarak geri dönmeye devam edecektir.
Grand Kartal Otel yangınında hayatını kaybedenler, ihmaller zincirinin nasıl bir felakete yol açabileceğini bir kez daha gösterdi. Şimdi akıllardaki soru şu: “Bakan Ersoy’un güvenli turizm hedefleri, bu patronların inisiyatifinden kurtulabilecek mi?” Sektörün tüm paydaşlarının ve kamuoyunun talebi, bu soruya tatmin edici bir yanıt bulmaktan geçiyor.