Last Updated on 25 Şubat 2023 by Turizm Günlüğü
40 yıl önce vitrifiye, seramik hatta armatürde birer tane üretici olduğunu belirten Duravit Türkiye Genel Müdürü Müfit Ülke, bugün Türkiye artık Avrupa’nın en büyük vitrifiye üreticisi ve yine Avrupa’nın 3. büyük seramik üreticisidir. Dolayısıyla Türkiye; hem üretimin teknolojisinde hem ürün kalitesinde hem de kendine yeni pazarlar yaratmada müthiş bir yol kat etti” dedi.
• 1979’dan beri yapı sektöründe Türkiye’nin en köklü markalarında çeşitli görevlerde de bulundunuz. Geriye dönüp baktığınızda vitrifiye, seramik ve banyo sektörünün kat ettiği yolu Müfit Ülke nasıl özetler?
• Yaklaşık 1979’dan bu yana 40 yıla girmek üzereyiz, tabi Türkiye bu 40 yılda vitrifiye, seramik ve banyo sektöründe çok yol kat etti hatta müthiş diyebileceğim kadar çok yol kat etti. 1979 yılında neredeyse hem vitrifiyede hem seramikte hatta armatürde birer tane üretici varken bugün çok sayıda üretici var. Türkiye artık Avrupa’nın en büyük vitrifiye üreticisi. Avrupa’nın 3. büyük seramik üreticisi, kendi içinde de çok büyük bir ihracatçı, vitrifiyede Avrupa’nın en büyük ihracatçısı konumunda dolayısıyla Türkiye bu konuda gerçekten çok büyük bir yol kat etti diyebiliriz. Hem üretimin teknolojisinde hem ürün kalitesinde hem de kendine yeni pazarlar yaratmada müthiş bir yol kat etti. Aynı zamanda, banyo belki bundan 40 yıl önce evde misafire gösterilmeyen odalardan birisiydi, yani evin nispeten kapısı kapalı tutulan kuytu bir köşesiydi, ama bugün evlerimizde, banyolarımız da mutfaklarımız gibi misafirlerimize göstermek istediğimiz kadar güzel yaşam alanlarına döndü, bence sektörümüzün 40 yılda geldiği mesafeyi en güzel gösteren unsurlardan bir tanesi budur. Öbür tarafta da hammadde girdisi çoğunlukla yerli olan, işgücünün yoğun kullanıldığı, tabi belki enerji tarafında ithalatın da olduğu ama katkısı ihracat tarafında çok yüksek olan, ithalatı ve ithal girdisi az olan çok önemli bir sektör haline geldik bu geçen süre zarfında.
• Türkiye’deki üreticilerin sizce en büyük sorunları neler?
• Evet bu büyümenin getirdiği bir rekabet var tabi. O rekabet diyebilirim ki “fair play” kurallarından biraz uzak bir rekabet. Özgün tasarımlar yaratmaktan daha çok, başkalarının yaptıklarından esinlenerek yapılmış tasarımlar halen sektörde önemli bir yer alıyor. Sektörümüzde fiyat odaklı satış politikalarından dolayı para kazanma sıkıntısı hala en büyük sorun. Sektörün ihracat kabiliyeti yüksek ama bazen ihracat pazarlarında da birbirleriyle rekabet eden bol sayıda Türk üreticisi görüyoruz. Sektörümüzün enerji maliyetleri tarafında sıkıntıları var, emek yoğun olduğu için işçilik maliyetleri üzerindeki yükler ağır, ama her şeye rağmen rekabet gücü oldukça yüksek bir sektördeyiz. Yurtiçi pazarın potansiyeli sektörümüz çok iyi. Bu zannediyorum, ülkemizdeki refah seviyesi yükseldikçe daha da artacaktır.
• 2000 yılında kurduğunuz Duravit Türkiye’nin 18 yılını bize köşe taşlarından yola çıkarak kısaca özetler misiniz?
• 18 yılda Duravit Türkiye’deki vitrifiye ve banyo sektörüne damgasını vurdu diye düşünüyorum. Bir kere bir tasarım banyosu diye bir olgu Duravit’le birlikte piyasaya yerleşti. Bugün Türk rakiplerimizin reklamlarını gördüğüm zaman, onların bundan 18 yıl önceki reklam fotoğraflarından çok farklı olduğunu görüyorum. O yönde Duravit’in çok büyük bir etkisinin olduğunu da düşünüyorum. Duravit hem kalite manasında, hem tasarım manasında, hem iyi hizmet vermek manasında, herhalde abartmış olmam, Türkiye’deki en prestijli marka oldu ve daha da iyisi olma yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Bugün, normal şartlarda bir yabancı markanın Türkiye pazarında başarılı olması için gerekeni Duravit zamanında yaptı. Burada gerçek bir yatırım yaptı, Türkiye’de üretim yaparak, fabrika kurarak, Türkiye pazarına nasıl baktığını ve ne kadar önem verdiğini göstermiş bir marka ve halen de Türkiye pazarında üretim yapan tek gerçek Dünya markası konumundadır Duravit. Bugün artık Türkiye’de prestijli konut, otel, alışveriş merkezi, havaalanı, hastane yapan her mimarın veya proje yöneticisinin masasının üzerindeki ilk markadır Duravit.
• Türkiye’nin özellikle son yıllarda yaşadığı ekonomik durgunluğun yapı sektörüne etkileri üzerine Müfit Ülke neler söylemek ister?
• Bunun yapı sektörüne etkileri her manada çok. Bir taraftan bu durgunluk yaşanırken, şehrin ufkuna baktığımızda en çok gördüğümüz şeylerden bir tanesi inşaat kulesi. Türkiye bu açıdan kendi kendini de çok eleştiriyor, yani inşaatla büyüyoruz diye. İnşaat sektörüne malzeme üretenler kendini bir taraftan şanslı addetmeleri gerekiyor, çünkü yapı sektöründe işler hareketli gibi görünüyor, ama öbür taraftan bardağın boş tarafı da var. Bu durgunlukla beraber başlayan talep azalması diğer sektörlerden daha çok belki de yapı sektörünü etkiledi. Yapı sektörü ürünleri hayatımızda yaptığımız belki de en büyük alışveriş. Bir konut, bir ev satın almak en önemli kişisel yatırım. Yapı sektörü, tabii ki yükselen enflasyon, yükselen faizlerle birlikte çok sıkıntılar yaşamaya başlamıştır. Hem kendi içerisindeki finansman sıkıntısı hem de yüksek faizlerden dolayı konut alımlarının düşmesi sıkıntısı. Dolayısıyla, konut sektöründeki arz fazlalığı oluşmuş, talep yetersizliği halen çözülmemiştir. Diğer taraftan tabii ki, konut almak için borçlanmak ekonomiye uzun vadeli güveni gerektirir, bu konuda da son yıllarda oldukça sıkıntılı geçirdi Türkiye ekonomisi. Umarım bunlar önümüzdeki günlerde ve aylarda hızla aşılır.
Bir diğer husus da turizm.
Son yıllardaki sorunlardan turizmde çok etkilendi. Turizmin etkilenmesi yine bizler gibi inşaat malzemeleri üreticilerini çok olumsuz etkiledi ama orada da galiba 2018 yılı artık değişimin hissedildiği yıl oldu. Önümüzdeki yıllarda tekrar hareketlenen turizm ve otelcilik yatırımlarının da katkılarını görmeye başlayacağız.
• Duravit Türkiye’de yenilikler var mı? Yeni yatırımlar, kapasite artırımı gibi yapısal yatırımlar var mı? Türkiye’de açılmayı düşündüğünüz yeni bölgeler ya da pazarlar var mı?
• Evet, var. Yeni fırın yatırımımız başladı, tamamlanmak üzere, fırın denemeleri yapılıyor ve bugünlerde de yeni fırınımız yeni kapasite olarak devreye giriyor. Bu kapasiteyi biz hem iç Pazar hem de ihracat için kullanacağız. Satış tarafında ise, 2018 yılında 2 yeni bölgeyi açtık, bir tanesi Güney Marmara, diğeri de Karadeniz Bölgesi. 2019 yılında da bunlara Doğu Anadolu’yu ekleyeceğiz gibi görünüyor, o açıdan da oldukça mutluyuz ve heyecanlıyız diyebilirim.
Güne mutlu başlamamıza ve günü keyifli bitirmemizi sağlayacak banyolarımız var artık.
Banyo uzayan ömürlerle birlikte hayatımızda daha farklı bir yer almaya başladı. Artık banyo sadece standart girip ihtiyacımızı giderdiğimiz bir yer olmaktan çıktı. İyi yaşam, sağlıklı yaşam, hijyen açısından da çok önem kazandı. Bugün, dün olduğundan çok çok daha fazla SPA merkezi var, ülkemizde de dünyada da. Evlerimizde de banyolarımız minik birer SPA merkezine dönüşüyor, yeni teknolojinin getirileri, hepsi aynamızdan klozetimize, klozet kapağımıza, duşumuza, küvetimize yansıyor. Bunların hepsi bizler için, yani banyo sektörünün üreticileri ve oyuncuları hem de aynı zamanda tüketici olarak da hayatımızı çok etkiliyor, hepsi hayatımıza daha fazla konfor ve güzellik sağlayan, bize güne mutlu başlamamıza ve günü keyifli bitirmemizi sağlayacak banyolarımız var artık. Bunlar daha da güzelleşecek ve daha da konforlu hale gelecek.