Last Updated on 4 Ağustos 2023 by Turizm Günlüğü
Birbirinden özel konsept otelleri farklı stillere uyum sağlayan modern ve zamansız banyo ve rahatlama çözümleriyle tamamlayan Duravit, 14 Şubat Sevgililer Günü’nde de aşk dolu bir atmosferde zevk ve rahatlama fikri sunacak.
Duravit’in tasarımda detaya önem veren ve kullanışlı banyo çözümlerine, dünyanın dört bir yanından farklı otel konseptlerinde rastlamak mümkün. İşte birbirinden özel konsept oteller, konuklarını 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, zevk ve rahatlama fikri sunan Duravit ürünleriyle tamamladıkları aşk dolu bir atmosfere davet ediyor.
Avusturya’nın Linz kentindeki Hotel am Domplatz, sade tasarımlı dış cephesinin, iç tasarımda kullanılan parlak ve doğal renklerle yarattığı kontrastla dikkat çekiyor. Otelin odalarında banyo ile yatak odasını birbirinden ayıran yarı buzlu camlar, bir yandan yaşama alanını olduğundan daha geniş gösterirken, diğer yandan iç mimaride bu iki alanı birbirine entegre etme trendine de uyum sağlıyor. Yeni Katedral’e bakan Hotel am Domplatz’da, Duravit’in Starck serisi ayaklı küvetleri bu muhteşem manzaraya karşı keyifli bir banyo yapma imkanı sunuyor.
Sahile karşı jakuzi keyfi
Tatilini Mallorca’nın cennet gibi plajlarında geçirmek isteyenleri de Duravit ürünleri karşılıyor. Cala Ratjada yakınlarındaki Son Moll plajında bulunan Son Moll Sentis Hotel & Spa, misafirlerine farklı bir deneyim sunuyor. Misafirler, süitlerin balkonlarında bulunan Duravit Blue Moon havuzlarında, sahil manzarasına karşı rahatlayabiliyor. Son Moll, aynı zamanda dünyada duyu terapisini hizmetleri arasına ekleyen ilk otellerden biri olarak tanınıyor.
Vinçten iki kişilik otele
Dünyadaki en ilginç otel konseptlerinden biri olan Kopenhag’daki The Krane’in banyolarında da Duravit imzası bulunuyor. Danimarkalı mimarlık ofisi Arcgency’nin sahibi Klaus Kastbjerg, eski bir kömür madeni vincini, yalnızca iki kişilik tek bir odadan oluşan bir otele çevirmiş. The Krane’in banyosunda, yan yana yerleştirilmiş, deniz manzaralı iki Cape Cod küvet bulunuyor. Otelin banyosunda Duravit’in Starck serisi klozeti ve Architec serisi lavabosu da kullanılmış.
“Ego değil Eko”
Bir yandan tatilini doğayla iç içe geçirmeyi tercih edenlerin sayısı dünyada giderek artarken, otel misafirleri de doğa dostu uygulamalara daha fazla önem veriyor. Almanya’nın Longuich bölgesinde Longen-Schlöter ailesine ait bağlarda bulunan ve ünlü mimar ve tasarımcı Matteo Thun’un imzasını taşıyan konaklama tesisleri de bu yaklaşımı yansıtıyor.
Moselle Nehri kenarında, meyvelikler ve asma bahçeleri arasına kurulmuş 20 adet bağ evinde kullanılan yerli kaynak taşları, bir yandan bölgenin doğal güzellikleriyle bütünleşirken, diğer yandan mükemmel bir yalıtım sağlıyor. Duravit’in Matteo Thun ve Antonio Rodriguez imzasını taşıyan DuraStyle banyo serisi de bu bağ evlerinde yerini alıyor. Thun’un “Ego değil Eko” sloganından yola çıkan bu tasarımın temelinde, sadelik ve yenilikçilik ilkeleri var.