Last Updated on 15 Şubat 2019 by Yaşar Çelik
Badem Çiçeği Festivali ile Datça turizmini daha geniş zaman dilimine yaymak için önemli bir adım atan; festivalin mimarları Özge ve Uğur Atalay Kardeşler’in bir sonraki hedefi, alternatif turizmin Datça’da daha etkin hale gelmesi… Özge Atalay, Datça’nın sahip olduğu güzellikleri koruyarak; alternatif turizm alanında nelerin yapılabileceğini bizlerle paylaştı.
Muğla’nın Datça İlçesi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen Badem Çiçeği Festivali, yurdun dört bir yanından katılan ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Bu yıl organize edilen etkinlikler, sosyal sorumluluk alanındaki seminer ve atölyelerle daha da zenginleşen festival, geleneksel hale gelme yolunda önemli bir adım attı.
Basın mensupları olarak bizim de yakından takip etme fırsatı bulduğumuz renkli ve zengin içeriğe sahip Badem Çiçeği Festivali’nin mimarları Uğur ve Özge Atalay Kardeşler’den, Özge Atalay ile Datça turizmi ve festival hakkında bir söyleşi gerçekleştirme imkanı bulduk.
ÜÇ YILDIR DATÇA’DA YAŞIYOR
Datça Sapphire Hotel ve Atalays’ Events’in kurucu ortaklarından Özge Atalay, üç yıl önce Datça’ya yerleşme kararı almış. İstanbul’da doğup büyüyen Özge Atalay, Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Türkiye’nin önde gelen holdinglerin birinde çalışma hayatına başlamış. Beş yıllık çalışma hayatının ardından ailesinin Datça’da bir butik otel açmasıyla; kardeşi Uğur Atalay ile Datça’ya yerleşerek otel işletmeciliği alanında çalışma hayatına devam etme kararı almış.
FESTİVALİN ÖNCÜSÜ: ATALAY KARDEŞLER
Badem Çiçeği Festivali’nin tohumları da tam olarak bu aşamadan sonra atılmış.
İlk olarak Datça’da turizm sezonunu uzatma, turizmi çeşitlendirme adına neler yapabileceklerini düşünen Atalay Kardeşler; öncelikli olarak baharın müjdeleyicisi badem çiçeklerinin açmasıyla Datça’nın beyaz ve pembeye büründüğü döneme ilişkin bir festival düzenleme kararı alırlar. Atalays’ Events’in bu önerisinin üzerine belediye ve kaymakamlığın da destek vermesiyle Badem Çiçeği Festivali’nin temelleri atılır.
İLK YILDA 20 BİN ZİYARETÇİ
Festivalin ilk yılında günübirlik ve konaklamalı olarak toplamda 20 binin üzerinde ziyaretçinin Datça’ya geldiğini belirten Özge Atalay; geçen yıl ile bu yılki festivali karşılaştırma açısından bizlerle şu bilgileri paylaştı:
DENİZE SIFIR 1+1 FESTİVAL
“Biliyorsunuz festivalimizin iki ayağı var; biri Datça’nın merkezinde, diğeri de Palamutbükü’nde… Geçen yıl merkezde 80 stant, 5 çadır vardı. Palamutbükü’nde ise yaklaşık 40 stant vardı. Bu yıl ise merkezde 250 stant, yaklaşık 30 çadır var. Palamutbükü’nde ise bu yıl 130 standımız var. Katılımcı sayısı bakımından 4 katlık bir büyüme söz konusu. Badem Çiçeği Festivali’nin iki farklı lokasyonda düzenleniyor olması da dokusal anlamda birbirini dengeliyor. Merkez lokasyonu festivalin biraz daha şehirli yönünü, Palamutbükü ise daha çok yöresel, kırsal yönünü temsil ediyor. Palamutbükü’ndeki doğallık, samimiyet; merkezdeki profesyonellik ile Datça Badem Festivali’nin güçlü bir bütün olmasını sağlıyor.”
ADIYAMAN’DAN MERSİN’E YURDUN DÖRT BİR YANINDAN ZİYARETÇİ
İlk izlenimlerine göre bu yıl, üç büyük ilin yanı sıra Konya, Mersin, Denizli, Eskişehir ve Adıyaman dahil olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi ağırladıklarını belirten Özge Atalay; bu yılı 30 – 40 bin arasında bir ziyaretçi rakamıyla kapattıkalrını belirtti.
GREENPEACE VE TEMA’DAN DESTEK
Bu yılki festivalin sanatsal etkinlikler, atölyeler ve sosyal sorumluluk eğitimleri bakımında da daha zengin bir programa sahip olduğunun belirtilmesinin üzerine Özge Atalay; “Greenpeace’in “Hepimiz Aynı Kovandayız”, TEMA’nın ise “Kömür Etme” projeleriyle festivalde yer aldıklarını; sanat etkinliklerinin festivallerinin olmazsa olmazı olduğunu bu bakımdan imkanları çerçevesinde sanat etkinliklerini ve atölye çalışmalarını zenginleştirdiklerini” söyledi.
FESTİVAL BÖLGE HALKINA CAN SUYU OLUYOR
Bunların ötesinde festivalin kendileri için çok daha farklı bir yere sahip olduğu noktanın, bölge halkına sağladığı katkı ve desteğin olduğunu belirten Özge Atalay; “festivalin Palamutbükü ayağında stant kuran yöre halkı, üreticiler ve teyzeler 2 – 3 ay süresince hazırlık yapıyorlar. Yöre halkı ürettikleri ürünleri, el emeklerini satmak için bir imkan buluyor. Festival, yöre halkının tümü için bir can suyu oluyor. Bizi motive eden ve bizi ayakta tutan da bu zaten…” dedi.
DATÇA TURİZMİNE YÖNELİK YENİ HEDEFLER
Datça Badem Çiçeği Festivali’nin mimarlarından Özge Atalay ile son olarak Datça turizmi, geleceğe yönelik hedef ve projeleri hakkında konuştuk.
Sezonu daha geniş bir zaman dilimine yaymak için alternatif turizme odaklanmaları gerektiğini belirten Atalay; Datça’nın sahip olduğu özellikler bakımından bundan sonraki süreçte ağırlıklı olarak doğa, spor ve kültür turizmine yönelik projeler yürüteceklerini kaydetti.
KAYA TIRMANIŞI İÇİN 300 FARKLI ROTA
Özge Atalay, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Datça, doğa ve spor turizmi açısından inanılmaz değerler barındırıyor. Kaya tırmanışı için 300’ün üzerinde rotamız var. Buraya gelen tırmanışçılar hayran kalıyorlar. Önemli trekking rotalarının arasında yer alan Karia Yolu’nun, 150 kilometresi Datça Yarımadası’nda yer alıyor ve muhteşem manzaralara sahip. Bundan sonra bu alandaki tanıtımlarımıza ağırlık vererek; Datça’ya nitelikli turistin gelmesini sağlayacağız. Deniz – güneş – kum turizmi yerine alternatif turizm alanındaki tanıtımlarımıza ağırlık vereceğiz.”