Last Updated on 19 Şubat 2019 by Yaşar Çelik
Türkiye’nin tanıtımına önemli katkılar sağlayan turizm fotoğrafçısı Halil Tuncer; turizm camiasının Halil Ağabey’i çoğu insandan farklı, alışılmışın dışında bir hikayeye sahip. Zorluklarla başlayan Halil Ağabey’in hikayesi birçok güzelliği, umudu ve azmi barındırıyor. İşte Halil Ağabey’in hikayesi…
Bu hayatta herkesin bir hikayesi vardır. Kimi hikayeler bilindik, sıradan… Kimileri renkli ve farklılıklar barındıran…
Halil Ağabey’in hikayesi ise ikinci türden.
1939 yılında Amasya’da başlayan hikayeye, ilk olarak büyük zorluklar ve karanlık hakim oluyor. Anne ve babasını genç yaşta kaybeden Halil Ağabey’i; amcası, abisi ve eniştesi büyütüyor.
ZORLU EĞİTİM YILLARI
Subay olan amcası nedeniyle İstanbul’da başlayan eğitim hayatı ikinci sınıfta Amasya, üçüncü sınıfta Diyarbakır ile devam ediyor. Dördüncü ve beşinci sınıfı ise eniştesinin yanında Kayseri’de okuyan Halil Tuncer, böylece ilköğrenim hayatını tamamlıyor.
Ortaokulu Sivas, Zara okuduktan sonra; lise için yeniden Amasya’ya geçiyor.
Halil Ağabey’in hayatına yön verecek kırılma noktası ortaokul sırasında gerçekleşiyor. Kazanç kapısı sağlamak için taksitle bir Kodak 6-9 alıyor ve fotoğrafla tanışıyor.
Lise 2’de yeniden İstanbul ve Kabataş Erkek Lisesi’ne geçiş…
Belki de bu şehirden şehre geçiş hali; Halil Ağabey’in gezgin, keşifçi ruhunu tetikliyor.
Lise 2’de öğrenim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalan geleceğin turizm fotoğrafçısı; 1971 yılında Türkiye Milli Talebe Birliği’nin davetiyle hem Türkiye’yi dolaşıyor hem de turistlerin fotoğraflarını çekerek geçimini sağlıyor.
YOLLARIN KESİŞTİĞİ BİRÇOK ÜNLÜ İSİM
Bu gelişme yine Halil Ağabey’in hayatının seyrini değiştiriyor.
Bunun sonrasında “Tanrıların Arabaları” kitabının yazarı Erich von Daniken, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, siyasi tarihimizin kara sayfalarında yer alan 2006 Danıştay Saldırısı’nda öldürülen Mustafa Yücel Özbirgen, siyasetçi Kamer Genç gibi birbirinden önemli isimle yolların kesiştiği yeni bir dönem başlıyor; Halil Ağabey için…
İLK SERGİ
Türkiye’nin önde gelen turizm fotoğrafçısı ilk sergisini, 1972 yılında İsveç’te gerçekleştiriyor.
Bundan sonra sergiler yurt dışında ve Türkiye’de art arda geliyor.
1974 yılında, 4 bin kişinin katıldığı Dünya Gençlik Turizm Örgütü kongresinde düzenlenen sergide Halil Tuncer; İsviçreli ünlü yazar Erich von Daniken’e Nemrut Dağı’nın fotoğrafını hediye etme imkanı buluyor.
1976 yılında ise Kahire Ain Shams Üniversitesi’nde ve Kıbrıs’ta açılışını dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın yaptığı sergiler izliyor.
NEMRUT DAĞI FOTOĞRAFIYLA DÜNYA İKİNCİLİĞİ
1982 yılında, Danimarka’da düzenlenen yarışmada Halil Ağabey, Nemrut Dağı fotoğrafıyla dünya ikinciliği kazanıyor.
Aldığı ödüller arasında kendisi için önemli değere sahip olanlardan bir tanesi de şüphesiz; fotoğrafları arasında ayrı bir yere sahip olan Nemrut Dağı’nın bulunduğu Adıyaman’dan…
1996 yılında dönemin Adıyaman Valisi Mustafa Yücel Özbirgen’in elinden aldığı ödül kendisi için ayrı bir öneme sahip. Çünkü 2006 yılında Danıştay’a düzenlenen saldırıda Mustafa Yücel Özbirgen hayatını kaybediyor.
AMERİKA ÇIKARMASI
1996 yılında Amerika Çıkarması: Washington ve New York’ta iki sergi.
Açılışını, Washington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir’in gerçekleştirdiği sergiyi; dönemin önde gelen siyasetçilerinden Kamer Genç de ziyaret ediyor.
2001 yılında, 29 Ekim tarihinde Küba’da düzenlenen Dünya Turizm Yazarları Derneği FIJET’in Sergisi…
Tüm bunların yanı sıra yaklaşık 20 yıldır Halil Tuncer, İstanbul’da düzenlenen EMITT Fuarı’nda ve İzmir Travel Turkey’de fotoğraflarıyla yer alıyor.
ACISIYLA TATLISIYLA BİRÇOK ANI
Bu serüven Halil Ağabey’in yaşadığı birçok sıra dışı, acı tatlı anıyı da barındırıyor.
İsveç’te, 30 kilometre yürümek zorunda kaldığı anısı, yine İsveç’te gece yarısı kapısını çaldığı ilk kez tanıştığı ailenin evinde konaklaması, gün doğumunu yakalamak için Nemrut Dağı’nda sabahlaması ve bunun gibi niceleri…
Bu hikayede, Halil Ağabey’in ülke turizmine ve Türkiye tanıtımına sağladığı katkıya paha biçilemez.
Zorluklarla başlayan hikaye Halil Ağabey’in azmi, Anadolu’ya ve Anadolu topraklarını keşfetmeye duyduğu aşk, samimi, sıcakkanlı ve babacan kişiliğiyle renkli, sıra dışı bir hikayeye dönüşüyor.
O HEP HALİL AĞABEY OLARAK ANILACAK
Samimi, sıcakkanlı ve babacan kişiliği sayesinde her kuşak, O’nu ağabey olarak görüyor. Bu nedenle yıllar geçse de, kuşaklar değişse de O, hep “Halil Ağabey” olarak anılacak.
Türkiye’de turizm fotoğrafçılığının öncüsü şimdi çektiği Türkiye fotoğraflarını ve hikayesini kitaplaştırarak; gelecek nesillere aktarmak için bir sponsor arıyor.
Dileğimiz fotoğraflarının ve hikayesinin gelecek nesillerle buluşması…
Bu hikayeye, Almanya doğumlu psikanalist Erich Fromm’dan bir alıntıyla son vermek istiyorum:
“Hayatımıza giren herkes değerlidir ama herkes özel değildir. Saygı hepsine, sevgi layık olana verilir.”
Turizm basınından sevgi ve saygıyla Halil Ağabey…