İşte İstanbul Havalimanı hakkında yazılmayanlar

Last Updated on 30 Nisan 2019 by Turizm Günlüğü

Hem yapılışı hem de açılışıyla medyada büyük sükse yapan İstanbul Havalimanı hakkında, kimsenin yazmadıklarını dile getiren Oda TV’den Elçin Demiröz, çok tartışılan havalimanının getirilerini ve götürülerini kaleme aldı.

İşte Elçin Demiröz’ün “Yeni Havalimanı’nda kimsenin yazmadıkları… İnişler artık daha “heyecanlı” başlıklı yazısından dikkat çeken kısımlar… Yazının tamamını okumak için tıklayınız.

3’ÜN 1’İ

“2014 yılında başlayan havalimanı inşaatı, İstanbul’un akciğeri kuzey ormanlarının önemli bir kısmının yok olması, kuş göç yollarının üzerinde yer alması, bulunduğu zorlu tabiat koşulları, kurutulup doldurulan göletten ötürü zeminin sağlamlığı ve inşaatı süresince meydana gelen işçi ölümleri sebebiyle birçok eleştiriye maruz kaldı. Yani neredeyse üçün birini almak üzereydik ki ikiye razı olduk.

İŞLEVSELLİK BÜYÜKLÜKTEN ÖNCE GELİR!

“Dünyanın En Büyük Havalimanı” söylemiyle tanıtılan İstanbul Havalimanı, kapladığı alan açısından bakıldığında dünyanın 4. büyük havalimanı konumunda. Dünyaya baktığımızda “büyüklük” kavramı limanların kapladığı yerden çok, hizmet verdiği kişi sayısıyla ölçülüyor. Yani işlevsellik, elbette ki büyüklükten önce geliyor. Şu anda dünyanın en yüksek yolcu kapasiteli havalimanı yılda 110 milyona varan yolcu sayısı ile Atlanta’da yer alan Hartsfield – Jackson Uluslararası Havalimanı. Atatürk Havalimanı’nın 2018’de ağırladığı yolcu ise 68 milyona yaklaşırken İstanbul Havalimanı’nın hedeflediği yolcu sayısı önce 90 milyon, uzun vadede ise 150-200 milyon olarak belirtiliyor. Dubai’deki El Maktum Havalimanı’nın genişleme faaliyeti sona ererse 220 milyona dayanacak yolcu kapasitesiyle arzu ettiğimiz (veya çoktan bugünden kabul ettiğimiz) “en büyüklük” kavramına hiçbir zaman ulaşamayabiliriz.

RÜZGARA KARŞI DAHA HEYECANLI İNİŞLER

İstanbul Havalimanı’nda şu an aktif ve aynı hizada konumlanmış 2 pist bulunuyor. Proje tamamlandığında ise toplam 5 pist olacak, bunlardan bir tanesi farklı bir açıyla konumlanacak. Ancak şu anda değişen rüzgar koşullarına karşı farklı açıdan iniş veya kalkış yapılabilecek bir pist alternatifi bulunmuyor.

Normal koşullarda 15 knott’tan fazla rüzgarda pilotların pas geçme ve/veya başka bir alana inme hakları bulunurken bu limit şu anda 25 knott’a çıkarıldı. Bu da demek oluyor ki, eskiye göre daha zorlu hava koşullarında iniş yapabilmeyi zorunlu kılan ve pilotajın bilgi, beceri ve deneyimiyle orantılı “daha heyecanlı” inişler bekliyor bizi. Hadi hayırlısı!

DÜNYANIN HİÇBİR PİSTİNDE BENZERİ YOK

Havalimanıyla eş zamanlı gerçekleşmesi planlanan Kanal İstanbul projesi hayata geçseydi, buradan çıkarılan toprak, havalimanında dolgu malzemesi olarak kullanılacaktı.

Kurutulan göletler ile birlikte ne kadar doldurulursa doldurulsun çökme yapan yollar, hatta dünyanın hiçbir pistinde benzeri olmayan rampaların oluşmasına sebebiyet verdi. Öyle ki, taksi yapan bir uçak, piste veya park yerine ulaşmak için ciddi sayılabilecek yokuşlar inip çıkıyor. Uzun taksi süreleri göz önünde bulundurulduğunda bu da ekstra bir maliyet demek.

KAPILARA ULAŞMAK İÇİN 3 BİN ADIM

76,5 milyon metrekare üzerine konumlanan havalimanında tek terminal binası var. Bir yolcunun uçağa bineceği kapıya gitmesi için ortalama 1.500 – 3.000 arasında adım atması gerekiyor. Özellikle son anda değişen kapı numaralarında bir kapıdan diğerine yetişmek oldukça zor. Kapılar arasında raylı bir sistem olmadığı gibi, transit yolcuların da daha hızlı sürede bağlantı uçuşuna yetişebileceği çözümler bulunmuyor.

HAVALİMANI TRANSFERLERİ…

Ulaşım sadece Havaist, İETT otobüsleri, taksi ve özel araçlarla yapılabiliyor. Havaist’in tek yön fiyatı 21 TL. Eskiden bu ücret nakit tahsil edilebilirken şu an sadece İstanbul Kart üzerinden yapılıyor. Yabancı uyruklu yolcular, derme çatma bir İngilizce ile bu kartı almaya, sıra sıra kuyruklara gönderiliyor. Ayrıca paralı otoyol tercih edilir ise bu otobandan tek seferlik geçiş ücreti 45 TL.

Sadece gidiş dönüş ve oradan eve ulaşım ücreti bile uçak bileti parasına denk gelebiliyor.

Keza otopark ücretleri de diğer havalimanlarından %30 daha pahalı. Binek bir otomobilin kapalı otoparkta geçirdiği 1 saatin ücreti 21 TL, günlüğü 63 TL. Yani 1 gün 2 saat kalan bir otomobilin ödeyeceği ücret 63 + 24 (1-3 saat arası) = 87 TL

FAHİŞ ÜCRETLER SADECE OTOPARKTA DEĞİL!

İnce belli bardakta bir çay 7 TL iken, 1 (bir) adet yaprak sarması 5,5 TL. Atatürk Havalimanı’nda 2 TL olan valiz taşıma depozitosu İstanbul Havalimanı’nda 5 TL. Ayrıca aracın teslim edildiği nokta, havalimanının ters ucunda olması sebebiyle birçok yolcu onca yolu geri yürümeyi göze alamayıp aracını bulunduğu yere bırakarak verdiği ücreti yakmak durumunda kalıyor.

Binlerce kişinin emeği, hayatı, umudunu taşıyan böylesi iddialı bir yapının “her anlamıyla hazır olduğunda” hayatımıza girmesini bekleyecek bir havalimanımız zaten varken, Atatürk Havalimanı’nın tamamen devre dışı bırakılarak yeni havalimanını hayata geçirme motivasyonunun ne denli doğru bir karar olduğunu ilerleyen zamanlarda daha iyi göreceğiz. Bu arada sadece Londra’da 6 havalimanı olduğunu hatırlamakta fayda var. İstanbul gibi, daha avantajlı konumda bulunan bir metropolde neden çalışan 3 havalimanı olmasın?

Yine de iyi bitirelim.
Daha belediye başkanının bile belli olmadığı bir şehirde buna da “belli olmaz” diyelim.
Belki şehre bir film gelir bir güzel orman olur yazılarda…
İklim değişir Akdeniz olur ve gülümseriz…”

Elçin Demiröz
Odatv.com

İşte İstanbul Havalimanı hakkında sıkça sorulan sorular ve cevapları