Firuz Bağlıkaya Turizm Bakanı olur mu?

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya.

Last Updated on 13 Haziran 2019 by Yaşar Çelik

Turizm sektörünün deneyimli isimlerinden ve Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı Cem Polatoğlu, yaklaşan TÜRSAB Seçimleri’nden önce bir yazı kaleme aldı. İşte Cem Polatoğlu’na göre önümüzdeki TÜRSAB Seçimleri’nde potansiyel adaylar ve adaylara ilişkin değerlendirmeler…

TÜRSAB SEÇİMLERİ ÖNCESİ DEĞERLENDİRMELER – 1

Ne çabuk geçti iki sene de biz tekrar seçim ortamına girdik.

Seçim dönemi, her ne kadar biz “izleyiciler” için heyecanlı olsa da, eşi dostu bir arada görmenin mutluluğunu yaşasak da, bu seçimlerin 2 değil 3 senede bir yapılması evladır.

Çünkü seçimlerin hem TÜRSAB’a, hem adaylara getirdiği maddi yük, iki günlük Genel Kurul’da biriken yüzlerce sorunun toparlanamaması, hem de kazanan ekibin daha TÜRSAB’ı tanımadan, işleri oturtmadan bir sonraki seçime hazırlanmak zorunda olması yorucu, yıpratıcı.

Biliyoruz ki; yeni yasamız meclisten geçerse seçimler üç senede bir yani en erken Mayıs 2020’de gerçekleşecek.

Bu nedenle potansiyel adaylarımız henüz ortaya çıkmış değiller. Hele bir yasa meclisten geçsin, o zaman sular ısınmaya başlayacak.

FİRUZ BAĞLIKAYA BAKAN OLUR MU?

Bu arada kulislerde konuşulanlara bakarsak, deniyor ki, hükümette 23 Haziran seçimleri sonrası olası bir kabine değişikliği olabilir ve mevcut Turizm Bakanımızı da nöbet değişimine alabilirler.

Bu durumda Bakanlığa 4 seçenek olduğu söyleniyor

1) Fettah Tamince

2) Bülent Katkat (Emar Turizm ve eski Turing Başkanı)

3) Siyasetten biri

4) Firuz Bağlıkaya

Eğer bizlerin de söz hakkı olsaydı;

Sayın Tamince’nin muhteşem bir müteahhit, harika bir tüccar, kaliteli bir otelci olduğunu söyleyebilirdim.

Her ne kadar Bülent Katkat hükümete ve Sayın. Cumhurbaşkanımıza yakın gözükse de hep geri planda kalmayı seven biri olarak bakanlığı kabul etmeyebileceğini düşünüyorum.

Diğer bir şık yine siyasetten birinin Bakan olabileceği ihtimali…

Ancak görüldü ki mevcut yani sektörden bir bakanla az zamanda çok işler yapıldı. Ama Bakanlığa turizmci biri aranırsa Firuz Bağlıkaya’nın bakanlığı çok daha ağır basıyor.

Benim de seçimim kuşkusuz BAĞLIKAYA olurdu.

Peki, her durumda TÜRSAB başkanlığı için “potansiyel adaylar” kimler olabilir? Nasıl bir strateji çizerler diye fal açarsak…

Firuz Bağlıkaya;

Her ne kadar çok kısa sürede yıpratıcı olan TÜRSAB içi yumruklu kavgalar, eleman alımı ve eski elemanların çıkarımında yaşanan polemikler, uzun süre acentaların 9. kata yani başkanlık katına rahat çıkamaması, TÜRSAB içi maaş dengelerinin bozulması, TÜRSAB adına Almanya Fuarı’na giden 40 kişiden sadece 1 kişinin Almanca bilmesi nedeniyle başka dil bilmeyen stand ziyaretçilerinin cevapsız kalması. Yönetim kurulundaki çatlaklar, kavgalar, çekişmeler ve en çok da İZMİR GASTRONOMİ FUARI’nda kaybedilen TÜRSAB’ın belki de kul ve yetim hakkı olan 200.000 TL zararı konuşuldu. Tüm bunlara rağmen yönetim arkadaşlık, kankalık hatırına her sene TÜRSAB’ı zarara uğratanları hala Fuarın başında tutmaya devam etti. Yönetimin atadıkları bu kişiler, İzmir’de başında oldukları TÜRSAB Gastronomi Fuarı zarar ederken kendilerine ait gastronomi fuarını sürdürmeye devam ettiler.

Ancak genele baktığımızda, benim şahsi fikrim, yeni yasayla birlikte belgelerin şirkete bağlı olmadan satılabilmesi… Home office veya aynı ofiste birkaç acenta çalışabilmesi; zarar eden TÜRSAB şirketlerinden kurtuluş, kurumsallaşmaya geçiş, hemen her acentaya eşit mesafede duruş…

İhtisas başkanlıklarının kuruluşu, çok dedikodusu yapılan maddi çıkar çarklarının durdurulması gibi hususlarda artıları çok daha fazla olan Sayın Bağlıkaya, hükümete Bakan olarak atanmaz ise TÜRSAB başkanlığına bir dönem daha devam etmelidir.

Başaran Ulusoy; Son seçimlerde aldığı büyük hezimet karşısında tekrar aday olup bir kez daha kürsüde görünmeye cesaret edemez sanıyorum.

Bence Sayın Ulusoy, TÜRSAB tarihinin derin sayfalarında iyi-kötü yerini aldı bile.

Çetin Gürcün;

Son seçimlerin Başaran Ulusoy destekli adayı.

Gürcün’ün, son seçimde kendi isteği dışında aday yapıldığı tavırlarından, yüzünden ve konuşmasından anlaşılıyordu. Artık aday olmak istediğini düşünmüyorum.

Ancak şahsi fikrim:

Sayın Talha Çamaş döneminden Sayın Başaran Ulusoy dönemine TÜRSAB’ın, Devlet bürokrasinin ruhunu en iyi bilen, tecrübeli, dürüst bir meslektaşımız olarak önümüzdeki seçimleri kazanan ekibin, ne yapıp edip Çetin Gürcün’ü  “profesyonel olarak” TÜRSAB idaresinin başına getirmeli diye düşünüyorum.

Hasan Erdem;

Sayın Erdem, kimsenin arkasından konuşmadığı, konuşamayacağı dürüstlükte, saf, temiz Anadolu insanını temsil eden sempatik kişiliği ile yine bu seçime müdahil olacaktır.

Tek başına iş yapar mı?

Hayır.

Yine koalisyon yapacağını tahmin ediyorum.

Tabi bu kez en ayrıntısına kadar şartları ortaya koyarak…

Emin Çakmak;

Sevgili dostumuz, arkadaşımız Çakmak, müzmin Başkan Adayımızdır.

İsim babası olduğum TÜRSAB HEPİMİZİN ekibi ile yine Tüm Türkiye’yi adım adım dolaşarak acentaların nabzını tutacağını sanıyorum. Ancak bu kez kaybetmek istemeyecek ve işi son dakikaya bırakmadan, son dönemeçte makul bir birleşime açık olacağını tahmin ediyorum.

Nebil Çelebi;

Sayın Çelebi, çeşitli dönemler TÜRSAB’ta ve Yönetim Kurulu’nda görevler yaptı.

Hac-Umre acentalarının sorunlarını bilen bir kişi.

Hatta eski başkanımız Başaran Ulusoy ile ticari ortaklığı dahi oldu.

Son seçimlerde Sayın Bağlıkaya tarafında ilk fitili ateşleyenlerden. Daha sonra bilinmeyen nedenlerle yolları ayrıldı.  Bu günlerde kurduğu yeni bir oluşuma 3 bine yakın bilet satan acentayı ortak ettiği, bu oluşumun da TÜRSAB seçimlerinde en azından bir-iki sandalye almak amacıyla etkili olacağı söyleniyor.

Yine Bağlıkaya küskünlerinden Sayın Selma Yılmaz, Sayın Uğur Hacıalioğlu’nun bu oluşumda yer alıp almayacakları henüz bilinmiyor.

Ve bayrağı teslim almak isteyen muhalif gençler;

Biz bunlara “Y” kuşağı diyoruz. Bu kuşak, 25-40 yaş aralığında, teknolojiye son derece hakim, zeki, eğitimli, yabancı diller bilen, doğaya, çevreye duyarlı pırıl pırıl bir kuşak. Bunlar TÜRSAB’ın konvensiyonel, hantal, işlevsiz, miyadı dolmuş argümanlarla yönetilemeyeceğini söylüyorlar.

Eşin, dostun, kankaların kayırılması, hamaset dolu konuşmalar, sosyal medya hesaplarından kimsenin işine yaramayan sosyal ve siyasi mesajlar, siyasi tebrikler, övgüler onlar için akıntıya karşı çekilen kürek. TÜRSAB’ın küçülerek, interaktif şekilde Türkiye Turizmini şaha kaldıracak teknolojik gelişmelere ayak uyduran, modern, dışa dönük yapıda olmasını arzu ediyorlar.

Ancak şimdiki gençlerin birçoğunda gördüğümüz çekingenlik, saygıdan olsa gerek, kendini ön plana çıkartmama en büyük hadikapları…

Peki, internette organize olan bu gençler sahada nasıl organize olacak?

Sanırım ağabeyleri Tansu Demir ve an itibarıyla TÜRSAB’ta yönetimde olan bir arkadaşımız bu konuda faal gözüküyorlar.

Finansal olarak da an itibarıyla Hasan Erdem bu gençlere sponsor olabilir gözüküyor.

Bekleyelim görelim…