Last Updated on 1 Temmuz 2019 by Yaşar Çelik
Özel ve iş yaşamımızda ihtiyaçlar, insan yaşamında yoksunluk hissi yaratan en önemli faktördürler. İnsanın fizyolojik dengesi yanında psikolojik dengesini sürdürebilmesi için bu ihtiyaçlarını gidermesi gerekmektedir. Ancak, istekler ve ihtiyaçlar birbirine karıştırılmamalıdır.
İstek ve ihtiyaçların aralarındaki en büyük fark, isteklerimizin her zaman karşılanmasına gerek olmadığıdır. Hayatımızdaki dengenin devam edebilmesi için ihtiyaçların mutlaka karşılanması gerekmektedir.
Motive olarak da bilinen güdüyü, insan davranışını ihtiyacın sebep olduğu amaca yönelten bir güç olarak tanımlayabiliriz. Burada amaç, ihtiyaçları tatmin etmektir. Hareket ise ihtiyaçları tatmin etmek için yapılan fiillerdir. Motivasyon kelimesi Latince “movere”, yani “hareket ettirme, hareketlendirme” kelimesinden gelmektedir. Motivasyonda temel amaç, çalışanların istekli, verimli ve etkili çalışmasını sağlamaktır. Motivasyon için kullanılan araçlar her yerde ve her zaman aynı etkiyi gösterdiği gibi bir kişi için özendirici nitelik taşıyan bir araç, bir diğeri için aynı etkiyi yaratmayabilir. Motivasyonda kullanılan araçların etkinliği toplumsal yapıya ve aynı zamanda yöneticilerin anlayış ve davranışlarına da bağlıdır. İnsan ihtiyaçları genellendirilmiş ve en temelden en ileri basamağa kadar hiyerarşik sisteme göre kurulmuştur.
Bu hiyerarşiye sisteme göre, alt kademede bulunan ihtiyaçlar karşılanmadan, üst kademedeki ihtiyaçların bireyin davranışını etkilemesi söz konusu olamaz. Tatmin edildikten sonra ise ihtiyaçların bireyin davranışı üzerinde etkisi kalmadığının tespitleri yapılmıştır. İhtiyaç hiyerarşisi en alt basamaktan en üst basamağa doğru belirtilen şekilde sıralanabilir; Fizyolojik (yemek, içmek), Güvenlik (sağlık sigortası, ev alma, emeklilik) Sosyal (arkadaşlık, sosyal çevre) Psikolojik (başarı, makam, statü) Bu ihtiyaçları tatmin etme zorunluluğu, insanın harekete sevk eder; harekete sevk eden faktörlere güdüler denir. Güdüler doğuştan olabilecekleri gibi (içgüdü), sonradan da kazanılabilirler.
MOTİVASYONUN ÖNEMİ
Yapılan araştırmalar, çalışanlarını motive eden kurumların hızlı rekabet ortamlarında diğer firmalara göre başarı şansının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bir yönetici, motivasyonu ve insan ihtiyaçlarını anlamanın, organizasyon hedeflerinin ancak çalışanlarla beraber gerçekleştirilebileceği gerçeği açısından öneminin farkında olmalıdır. Bir çalışan, davranışını tetikleyen, yönlendiren ve davranışı sürdüren ihtiyaçları anlamanın, problemleri daha rahat çözeceğini, bu sayede çevresi ve iş yaşamında daha iyi (sağlıklı) ilişkiler kurulabileceği ve bunun sonucunda hem iş hem özel yaşamında başarı ve uyumu sağlayabileceği gerçeği açısından öneminin farkında olmalıdır. İş yaşamındaki ana motivasyon araçlarına kısaca göz atarsak; Ücret, Türkiye’de hala en önemli motivasyon faktörüdür. Ancak tek başına ücret, çalışanları işte tutmak, motivasyonlarını sağlamak açısından yeterli değildir. Tatmin edici bir ücret olmalıdır.
Hedefler belirlenirken yönetimin yapması gereken en önemli aşamalardan biri şirket amaçları ile çalışanların kişisel amaçlarını ortak bir noktaya getirebilmektir
Ama ücretin yanında başka motivasyon araçları da kullanılmalıdır. Çalışanların, bağımsız çalışmaları ve organizasyon hedefleri saptanırken bu kararlara katılmaları önemli bir motivasyon aracıdır. Günümüz büyük ölçekli işletmelerde çalışmada bağımsızlık ve kararlara katılımı gerçekleştirmek zordur. Ancak kısmen de olsa işin doğasına ve yapısına uygun olarak çalışanlara belli özgürlükler sağlamak, kendileri ile alakalı hedefleri belirlerken katılımlarını sağlamak, karar almada inisiyatiflerinin kullanmaları için teşvik etmek ve yetki devretmek hem çalışanın motivasyonunu sağlar hem de işlerin bir kişi üzerine yüklenmesini önler. Hedefler belirlenirken yönetimin yapması gereken en önemli aşamalardan biri şirket amaçları ile çalışanların kişisel amaçlarını ortak bir noktaya getirebilmektir. Bu sağlanamadığı takdirde ne amaçların gerçekleştirilmesinde ne de çalışanın motivasyonunun sağlanmasında başarı elde edilemez.
Çalışanlar, işlerinde gelişme olanakları arar
Çalışanların yaptıkları işlere üstlerinin ve çalışma arkadaşlarının değer vermeleri motivasyonları açısından çok önemlidir. Yetki devri çalışanlar üzerinde çok olumlu etkileri olan bir yöntemdir. Çalışanın, kendine güvenmesini ve çalışana güvenildiğini gösterir. Kişi kendisine önem verildiğini hisseder. Ayrıca kişinin işi konusunda kendini geliştirmesi için çok uygun bir yöntemdir. Bütün bunların yanında kişiye belli sorumluluklar da verilmelidir. İşte bu sorumlulukları yerine getirebilmesi için de belli yetkiler devredilmelidir. Çalışanlar, işlerinde gelişme olanakları arar. Bu, çalışanlar için çok kuvvetli bir motivasyon aracıdır. Çalışan kariyer olanaklarını, gelecekteki kariyer olanaklarını bilmek ve kariyer olanaklarını gerçekleştirirken şirketinin de kendisine destek olmasını (eğitim, teknolojik) ister.
İş ve özel hayat arasındaki denge de motivasyonun sağlanmasında önemli bir araçtır
Bunları sağlayamıyorsa işindeki tatminsizlik artar ve çalışanın iş yapmama, işten ayrılma gibi hareketlere yöneltir. Çalışanların toplu olarak katıldıkları geziler, yarışmalar, sosyal faaliyetler, kutlamalar vb. gibi faaliyetler kişinin motivasyonu için önemlidir. Bu faaliyetler ile çalışanın iş ve özel hayatı arasında denge sağlanmış olur. İş ve özel hayat arasındaki denge de motivasyonun sağlanmasında önemli bir araçtır. Motivasyon araçlarını kullanırken bunları birbirine bağlayan şey iletişimdir. İletişim sadece iş dünyasında değil tüm hayatımızda da önemli bir yer tutar. Birbirini anlamayan veya yanlış anlayan kişilerin çalışması, takım oluşturması ve iş yapmalarını beklemek tamamen bir hayaldir. Sağlıklı ilişkiler ancak iyi bir iletişimle sağlanır.
Yönetime ve karar alma sürecine katılımları sağlamalı
Çalışanlar ile yöneticiler arasında iletişimi artıran en önemli araçlardan biri öneri sistemleridir. Kişinin öneri sistemlerine dahil edilmesinin aidiyet duygusunu tatmin etmesi ve buna bağlı olarak saygınlık hissi uyandırması, kişinin kendisine değer verildiğini hissetmesi, verimin yükselmesi gibi olumlu etkileri vardır. Yönetici çalışanları sadece kas gücü ile iş gören kişiler olarak görmekten vazgeçip onları düşünen kişiler olarak görmesi gerekmektedir. Bunun için de belli durumlarda yönetime ve karar alma sürecine katılımlarını sağlamalı ve onları bu konuda teşvik etmelidir. İşi en iyi bilen kişinin o işi yapan kişi olduğu unutulmamalıdır.
Sevgi ile kalın
Can Bekin