Last Updated on 4 Mart 2020 by Yaşar Çelik
İdare Mahkemesi, TÜRSAB’ın 23.Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Başaran Ulusoy yönetiminin ibra edilmemesine ilişkin kararı iptal etti. Peki, bundan sonraki süreçte ne olacak?
İdare Mahkemesi, TÜRSAB’ın, 23. Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda kapalı oylama ile gerçekleştirilen Başaran Ulusoy’un başkanlığındaki yönetim kurulunun ve aynı dönemde görev yapan denetim kurulunun ibra edilmemesi yönünde alınan kararı iptal etti. Başaran Ulusoy ve yönetiminin, ibra edilmeme yönünde alınan karar iptal edildi.
Mahkemeye yapılan savunmada “TÜRSAB 23. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda seçimlerin gece saat 22:00’de katılımcıların 5’te 1’i kalmışken ibra oylaması yapıldığı ve bu yüzden yapılan oylamada yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmediği” belirtildi.
Eski yönetim ve denetim kurulunun başvurusu üzerine İstanbul 7. İdare Mahkemesi, Genel Kurulun, ibraya ilişkin maddelerini incelemeye aldı.
Mahkeme kararında, Genel Kurul’un “ibra edilmemeyi”yi gerektiren konuları somut gerekçelerle ortaya koyamadığını belirterek; “dolayısıyla “Genel Kurulun gelir ve gider hesaplarını kabul etmeme” ve “Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu’nu ibra etmeme” yönündeki iradesini ve takdir yetkisini, yargısal denetime imkan verecek şekilde ve kamu yararına uygun olarak kullandığının ortaya konulamadığı sonucuna varmıştır.” denildi.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE NE OLACAK?
Buna göre Turizm Günlüğü olarak görüş aldığımız hukukçular ve danışmanların görüşüne göre öne çıkan detaylar ve bundan sonraki muhtemel gelişmeler şu şekilde:
- İdare Mahkemesi tarafından “Genel kurulda hesapların üyeler tarafından tartışılması ile ilgili yeterli kayıt olmadığından ibra edilmeme kararının yargısal denetimi yapılması söz konusu olmamaktadır, bu nedenle bu karar iptal edilmiştir” şeklinde bir karar verildiği bilgisi ulaşmıştır.
- Kararın gerekçesi o dönem Yönetim Kurulu’nun hesapları genel kurulda tartışmaya açmaması ile ilgilidir. Yani bu, dönemin usul hatasına dayanmaktadır.
- Bu verilen karar, nihai karar değildir, istinaf süreci vardır.
- Kararda “İbra edilme sonucunu doğurmamaktadır” ibaresi yer almaktadır. Bu doğrultuda mahkeme “ibra edilmelidirler” dememiştir. “Bu böyle oylanmamalıydı” demektedir.
Diğer yandan bu karara ilişkin yapılan değerlendirmeler kapsamında; “Hiçbir Genel Kurul’da hesaplar detaylarının tartışılmadığı” belirtilerek; bu nedenle “istinaf sürecinde bu kararın bozulabileceği” öne sürülmektedir.
SONUÇ OLARAK…
Üyeler, hesaplara ilişkin iradelerini ibra etmeme yönünde kullanmıştır. Mahkeme bu konudaki oylamanın usulüne uygun olmadığı sonucuna varmıştır.
Mahkeme hesapları inceleyip karar vermemiştir. Yani mahkeme ibra edilmeliydiler dememiştir.
İbra edilmemenin bağlandığı hukuki sonuç, seçilen yönetime “bu hesapları inceleme” görevinden ibarettir. İnceleme gerek resmi gerekse bağımsız denetim mercilerince yapılmış, hata ve suç içeren hususlar varsa resmi makamlar tarafından gereği yapılmış ya da yapılmaktadır.
Bu karar tespit edilen hata ve suçları ortadan kaldırmadığı gibi, yargı süreci için de önem arz edecek nitelik taşımamaktadır.
Öte yandan karar henüz kesinleşmiş de değildir. Sanki “hesaplar incelenip ibra edilmiş” gibi bir algı yaratılması gerçekle bağdaşmamaktadır.