Last Updated on 21 Ekim 2020 by Sahra Gülal
Ramada Resort Kazdağları Thermal & Spa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yağız Öngen ile tüm dünyayı kasıp kavuran yeni tip coronavirus COVID-19 pandemisinin etkilerini konuştuk.
Pandemi sürecini otellerini yenilemekle değerlendirdiklerini kaydeden Yağız Öngen, detaylı ve büyük renovasyonlar gerçekleştirdiklerini belirterek bu işlerin otel açıkken olamayacağından bu dönemde olmasını avantaja çevirdiklerini söyledi.
Öngen, kendisine yönelttiğimiz soruları şöyle yanıtladı:
Otelinizi ne zaman, hangi koşullarda açmayı planlıyorsunuz?
Otelimizi yeni önlem ve tedbirler çerçevesinde 1 Temmuz’da açacak şekilde planladık. Bu konuda maksimum hassasiyeti göstererek tüm gereklilikleri yerine getireceğiz. Sağlığımız her şeyden önemli. Dolayısıyla gerekli önlemler konusunda en ufak bir taviz vermeyeceğiz.
Aldığınız önlemler ve yeni normalde otelinizde değişenler neler oldu?
Yetkililer tarafından gerekli tüm önlemler çok iyi şekilde listelendi. Biz de o listelerin her bir maddesini titizlikle uygulayacağız. Ayrıca kendi önlemlerimiz de olacak. En başta rezervasyon aşamasından başlıyor. Daha o aşamadan misafirlerimize bilgi vermeye başlıyoruz. Otele girmeden önce de kendilerinden belge isteyeceğiz. Misafirlerimizin tüm gerekli fiziki donanıma sahip olup olmadığını kontrol edeceğiz, ateşini ölçeceğiz ve tüm bu şartlara uyuyor iseler ancak öyle otelimize kabul edebileceğiz.
Bölgenin yeni normalde öne çıkan avantajları nelerdir?
Bu süreçten sonra insanlar tatil tercihlerinde sağlığını daha da ön plana koyacaklar. Bölgemiz dünyanın en bol ikinci oksijenine, denize, tertemiz ve uzun bir sahile, dağa ve termale sahip olması bakımından Türkiye’nin en sağlıklı bölgesi.
Sahilin çok geniş olması (yaklaşık 70 km), insanların birbirinden bağımsız şekilde rahatça denize girebilmesini sağlayacak. Milli parklar, şelaleler, doğa yürüyüş yolları ile Kazdağları gelecek misafirler için mükemmel bir fırsat. Ayrıca tüm bunları da havadaki oksijen bolluğu bakımından dünya ikincisi bir alanda yapacaklar. Pandemi sonrası en önemli özelliklerden biri de insanlar çok uzak bölgelere gitmekten çekinecekler. Uçak gibi ulaşım araçları da riskli. Bir sorun yaşandığında araçlarıyla veya kara aracıyla hemen kısa sürede evlerine dönmek isteyecekler. İstanbul’a 4, İzmir ve Bursa’ya 2 saat mesafede yer alan Güre bölgesi de bu açıdan ideal bir konumda bulunuyor.