Last Updated on 12 Haziran 2020 by Yaşar Çelik
COVID-19 salgının ilk günlerinden beri termal kameralar ve ateş ölçüm cihazları birçok yerde kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor. Peki bu yöntem gerçek bir sonuç sağlıyor mu? Yoksa yalnızca plasebo etkisi mi?
Termal tarama, bir kişinin coronavirus ile enfekte olup olmadığını belirlemek için havaalanlarında ve diğer yaşam alanlarının giriş noktalarında bir numaralı güvenlik önlemi olarak kullanıldı.
Büyük şirketler hala bu güvenlik önlemini uygularken, üniversiteler ve okullar da yeniden açıldıklarında bunu uygulamayı planlıyorlar fakat bununla beraber bu uygulamanın büyük canlı organizasyonları daha hızlı hayata geçirmek için nasıl yardımcı olacağı konusunda büyük tartışmalar var.
Bu uygulamanın anında birisinin gerçekten enfekte olup olmadığını tespit edebildiği konusunda maalesef çok az kanıt var.
Peki bu durum gerçekten bir plasebo yanılgısı olabilir mi?
TERMAL TARAMA SEÇENEKLERİ ARTIK KULLANIMDA
Termal görüntüleme veya test genellikle termal kameralarla yapılıyor. Yüksek ateş, Covid-19 enfeksiyonunda en çok görülen semptomlardan biri olması nedeniyle; insanların enfekte olup olmadıklarını tespit etmek için insanların ateşini ölçmek en öncelikli ve mantıklı kontrol yöntemidir.
Birçok şirket depolama yerlerinde, fabrikalarında günlük ateş ölçümü kontrollerini uygulamaya başladı. Bununla beraber, havaalanlarını kullanan her bireyin girişlerde termal kameralarla vücut sıcaklık ölçümü yapılmaktadır. Başlangıçta temassız ateş ölçerler kullanılırken, sonrasında daha hızlı ve anlık sonuçlar vermesi nedeniyle termal kameraların kullanımı yaygınlaştı. Ayrıca temassız ateş ölçerlerin kullanımında insan gücüne ihtiyaç duyulması ve güvenli sosyal mesafe korunumunun sağlanamaması nedeniyle, dijital termal görüntüleme araçları daha tercih edilebilir olmuştur.
ORGANİZASYONLAR İÇİN TERMAL GÖRÜNTÜLEME
Büyük organizasyonlarda termal sistemlerinin kullanımı ve yaygınlaştırılması konusunda tartışmalar devam ediyor. Birçok stadyumda insanlar zaten metal detektörlerden geçerken, zaman zaman da çantaları kontrol edilmekteydi. Sürece termal kamera sistemlerinin de entegre edilmesi, organizasyona katılanların kendilerini daha rahatsız hissetmeleri oranını arttıracaktır.
Ayrıca termal testlerin güvenilirliğini zorlaştıran bir dizi faktör bulunuyor. Öncelikle diğer hastalıklarla beraber; egzersizden strese birçok faktöre bağlı olarak vücut ısımız yükselebilmektedir.
Ayrıca ateş ölçümü temelli test kullanımı diğer tarafta, koronavirüsü olmayan insanları hariç tutarken, ateşi yüksek olanlara yanlış güvenlik uygulamalarının yapılmasına neden olabilir.
Son olarak sıcaklığı uzaktan ölçmek, kulaktan ölçüm kadar doğru olmayacaktır; ki bu noktada termal kameralar yaygın olarak kullanılacaksa bir kuruma ya da büyük bir organizasyona girişte endişe kaynağı olacaktır. Bu nedenle, Covid-19 enfeksiyon göstergesi olarak sadece ateş ölçümüne güvenmek yanıltıcı olacaktır ve enfeksiyon teşhisini doğrulamak için muhtemelen başka ölçümlere ihtiyacımız olacaktır. Bu da daha fazla zaman ve insan gücü gerektirirken, kuvvetle muhtemel sağlık görevlilerine de ekstra yük getirecektir.
BAŞKA BİR ALTERNATİF OLABİLİR Mİ?
Birleşik Arap Emirlikleri tarafından geliştirilen yeni lazer testi teknolojisi belki bir seçenek olabilir. Bu yeni geliştirilen teknik, enfeksiyona yakalanan kişinin enfekte olmuş kanı içerisindeki koronavirüsü anında tespit etmeyi vaat ediyor. Bu çok büyük ölçekte kullanılacağı düşünülürse bir tespit yöntemi için oldukça umut vericidir. Gayet kullanıcı dostu olup, düşük maliyetli olması beklenen teknik koronavirüs ile mücadelede oyun değiştirici olacaktır.
Yapay zeka kullanılarak yapılan tanıma teşhis sistemi, çok sayıda görüntüyü doğru ve verimli bir şekilde analiz ederek çalışmaktadır ki bu durum ilgili teknolojiyi büyük ölçekte kullanmak istediğinizde kritik önem arz edecektir. Ürünün sadece birkaç ay içinde piyasaya sürülmesi beklenirken, piyasaya sürülmesiyle beraber termal taramaya göre daha doğru bir alternatif olacaktır.
Yakın zamanda büyük ölçekli organizasyonların sahip oldukları belirsizlikler göz önüne alındığında, organizatörlerin, mekanların ve kurumların termal taramaya yatırım yapmaya devam etmeleri ihtiyatlı ve sağduyulu olacaktır. Daha uygun fiyatlı, ölçeklenebilir bir çözüm ise, yalnızca birkaç ay uzakta gibi durmaktadır.
Bununla birlikte, bugün bu bahsettiğimiz yerler için kendilerine uygulamanın lojistiği, bu konuda iletişim kurma stratejileri ve elbette veri ve gizlilik etkileri hakkında soru sormaya başlamak için en doğru zaman olacaktır. Böylelikle yeni teknoloji piyasaya sürüldüğü anda uygun çözümü kullanmaya hazır olacaklardır.
Plasebo etkisi nedir?
Kişinin hastalığı için kanıtlanmış tedavi edici bir etkisi olmamasına rağmen bir ilacı aldığında kendisini iyileştirebileceği algısının oluşmasıdır. Plasebo kelimesi, Latince’ de “memnun edeceğim” (şikayetlerden kurtaracağım) sözünden türediği için ilaçlar ve tedavi kendi başına bir plasebo olarak adlandırılır. Plaseboların birkaç farklı çeşidi vardır. Etken maddesi olmadığı için farmakolojik olarak etkisiz olanları vardır. Bunlar genellikle şeker gibi temel bileşenler içerir (şeker hapı terimi de buradan gelir). İçinde aktif bileşenler olup hastanın özel durumu üzerinde işe yaradığı ispatlanamayan ilaçlar da plasebo sayılabilir. Ameliyat, enjeksiyon ve diğer tıbbi müdahaleler şeklinde olan plasebolar bile var. Bazıları tamamlayıcı ve alternatif tıbbın da plasebo sayıldığını düşünüyor.